VOLKAN YEĞİN/SKORER DIŞ HABERLER
Başarılarla dolu kariyerine sayısız kupa sığdırdı. Schalke 04’te yıldızı parlayan, Real Madrid’de kariyerinin zirvesine çıkan ve Arsenal’deki performansıyla otoritelerin beğenisini kazanan Mesut Özil’in son durağı Türkiye oldu. Fenerbahçe’ye transferi büyük ses getiren yıldız futbolcu, Medipol Başakşehir’de geçtiğimiz günlerde kariyerini noktalama kararı almıştı. 34 yaşındaki yıldız İspanya’nın Marca Gazetesi’ne konuştu. İşte Mesut Özil’in sorulara verdiği yanıtlar:
Kariyerinde en gurur duyduğun şey nedir?
Mesut Özil: “Goller, asistler ya da kupalar değil. En gurur duyduğum şey, futboldan daha önemli sorunlar hakkında bir şeyler yapabilmek, özellikle Afrika ve Güney Amerika’da yardıma ihtiyaç duyan insanlara el uzatabilmekti.”
Real Madrid’e transferin nasıl oldu? Seninle ilk kim temasa geçti?
Mesut: “O dönem Real Madrid ile Barcelona arasında karar verecektim. Tercihim parayla ilgili değildi. İki kulübü de ziyaret ettim. Farkı yaratan Jose Mourinho oldu. Bana VIP bir gezinti yaptırdı. Stadyumu, kulübün kazandığı kupaları göstermeye götürdü. Tüylerim diken diken olmuştu. Barcelona ziyaretim çok daha sessizdi. Benim için daha da hayal kırıcı olan Pep Guardiola’nın benimle buluşmaya tenezzül dahi etmemesiydi. Bu ziyaretlerden önce Barcelona’nın oyun tarzını çok seviyor ve orada oynadığımı hayal edebiliyordum. Ancak Madrid benim için sınırları zorladı. Hiç şüphesiz kararımdaki en büyük etken Jose Mourinho’ydu. Ziyaretlerden sonra kararımı vermiştim, yüzde yüz bir Madridista olmak istiyordum.”
Real Madrid’e transfer oldun. İmza töreni ve o gün hakkında neler hatırlıyorsun?
Mesut: “Henüz 21 yaşındaydım. 2010 Dünya Kupası’nda Almanya forması giymiş, Avrupa’da Werder Bremen ile deneyim kazanmıştım. Ama o günü hiç yaşamamıştım. O kadar çok fotoğrafçı ve gazetecinin yalnızca bana odaklandığı bir deneyimi hiç yaşamamıştım. Kolay değildi, gergindim. Ancak çok özel de bir gündü. İmza törenleri ve tanıtım organizasyonları konusunda kimse Real Madrid’le yarışamaz. O gün bunu çok net bir şekilde anladım.”
Jose Mourinho ile ilişkin nasıldı?
Mesut: “Çok iyi bir ilişkimiz vardı. Beni nasıl motive edeceğini, nasıl daha iyi bir oyuncu yapacağını çok iyi biliyordu. O harika bir teknik direktör ve onun için oynayabildiğimden dolayı çok gururluyum.”
Cristiano Ronaldo ile çok iyi bir işbirliğiniz vardı.
Mesut: “Ronaldo’yla oynamak çok keyifliydi. Bana göre tarihin en iyisi Cristiano Ronaldo. Sahada birbirimizi çok iyi anlıyorduk, mükemmeldi. Ben asistleri yapardım, o golleri atardı. Neredeyse hiçbir pozisyonu kaçırmayan birine pas atmak benim için bir nimetti.”
Soyunma odasında Sergio Ramos’la da harika bir ilişkin vardı
Mesut: “Sergio Ramos, birlikte oynadığım en iyi savunma oyuncusu. Ayrıca en karakterli oyunculardan da biriydi. O dönem yaşı genç olmasına rağmen çok güçlü bir mantalitesi vardı. O gerçek bir savunma patronu. O dönemde en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Birlikte çok vakit geçirdik ve eğlendik. Hala ara sıra mesajlaşıyor, görüşüyoruz. Kariyerini takip etmeye devam ediyorum.”
El Clasico’lara dair aklında kalanlar neler?
Mesut: “Bence El Clasico’ların en iyi dönemini yaşadım. Real Madrid ve Barca en iyi zamanlarındaydı. Mourinho – Pep, Cristiano – Messi… İsteyeceğiniz her şey o dönem El Clasico’da vardı. Bugünlerde o etkisini kaybetmiş durumda. 2010 yılında La Liga’da Barcelona’ya 5-0 kaybettiğimiz maçın en büyük kabuslarımdan biri olduğunu da itiraf etmem gerekir.”
Real Madrid’den ayrılışını anlatabilir misin?
Mesut: “Ayrıldığım için çok üzgündüm. Madrid’de 3 harika yıl geçirdim. Gerçekten çok mutluydum. Bir anda forma sürem azaldı ve Başkan Florentino Perez ile menajerliğimi de yapan babam arasında problemler yaşandı. Başka bir kulübe gitmek zorundaydım. Benim için zordu. Madrid’den ayrıldığım uçak havalandığı anda gözümden yaşlar döküldü. O an, her şeyin bittiğini anlamıştım.”
Arsenal günlerini nasıl özetlersin?
Mesut: “İlk yıllarım çok iyiydi. Şampiyonlar Ligi’nde oynuyorduk, çok iyi oyunculardan oluşan güçlü bir kadromuz ve Arsene Wenger gibi harika bir teknik direktörümüz vardı. Wenger ayrıldıktan sonra işler benim için değişti. Ancak bir kez daha yangını körüklemeye niyetim yok. Beni her zaman destekleyen Arsenal taraftarları için en iyisini diliyorum. Bu sene Premier League’i kazanırlarsa çok mutlu olurum. Bunu hak ediyorlar.”
En iyi oyuncu: Cristiano Ronaldo
En iyi lider: Sergio Ramos
En iyi golcü: Karim Benzema
En iyi teknik direktör: Jose Mourinho
Karşılaştığı en iyi rakip: Lionel Messi
Kalbindeki kulüp hangisi?
Mesut: “Her zaman Almanya’da Schalke 04, Türkiye’de Fenerbahçe taraftarı oldum. Büyürken favori takımlarım onlardı ve kariyerimde iki kulübün de formasını giyebildiğim için büyük onur duyuyorum.”