Yaşam bir zincirler bütünüdür. Halkalar ne kadar güçlüyse hayata o kadar güçlü tutunursunuz.
Nasıl ki çürük bir domates tüm kasayı çürütürse, zayıf bir halka da tüm zinciri darmadağın edebilir.
Meslekler de öyledir.
En sıradan gibi görünen bir meslek bile gün gelir, hayati önem taşır.
Bu yüzden hiç ama hiçbir meslek donanımsız ellere bırakılmamalıdır…
Hele ki gelecekte.
Neden mi?
Yaşam ve insanlar gibi meslekler de değişiyor, çıta yükseliyor ve en önemlisi de yeni mesleklerin arkasında binlerce yıllık bir birikim ve tecrübe yok…
Teknik Eğitim
Eğitimin son 50 yılına tanıklık eden bir gazeteci olarak tüm bakanları yakından izleme olacağına sahip olduk. Her birinin farklı farklı öncelikleri vardı.
Mesleki ve teknik eğitime en çok kafa yoran Özal dönemi Milli Eğitim Bakanlarından Metin Emiroğlu oldu.
Hukuk mezunuydu, eğitimin uzağındaydı ama mesleki eğitimi önemsiyordu.
Mesleki Eğitim Yasası’nın ete kemiğe bürünmesine katkısı çok oldu.
Peki ya sonrası?
Pek çok önemli yasa gibi maalesef o da yeterince karşılık bulmadı…
Aradan çok uzun zaman geçti ama söyledikleri hâlâ akıllarda.
Bakalım o zaman neler demişti ve bugün hangi noktadayız:
■ “Temel eğitimden sonra çocuklarımızı mesleki eğitime yönlendiremezsek üniversitelerin önünde yığılma olur. Hatta üniversiteyi bitirenler de iş imkanına kavuşamaz.
■ Çocuklarımızın genç yaşta üretici yapılması ve bir meslek edinmesi için eğitime erken yaşta yönlendirilmesi gerekir.
■ Her ülke kendi şartlarına göre bu sistemi organize etmektedir.
■ Bu konuda devletin himayesi çok önemlidir. Esasen buradaki en ince nokta eğitimde fırsat eşitliğidir. Yani sosyal devlet, okuyan çocuğumuzun önünü açıyor, üniversiteye kadar götürüyor ama okuyamayan çocuklarımızın da mesleki eğitim yönüyle teşvik edilerek, eğitimde fırsat eşitliği kanalıyla meslek sahibi olmaları ve istihdam imkanlarına kavuşmaları için önünü açmak gerekiyor.
■ Eğitimde üretimi esas almak lazım, üretim yüksek katma değer meydana getirir, dışa bağımlılığı azaltır, ithalat/ihracat dengesini organize eder.
■ Çıraklık eğitimi ve çıraklık eğitim merkezlerinin kurulması son derece önemlidir. Aslında bunları Organize Sanayi Bölgeleri içerisinde yapmamız esastır yani burada devletin kaynağına da ihtiyaç yoktur.
■ Organize Sanayi Bölgeleri içerisinde oradaki esnaf ve sanatkârlar bir okul yapacak, onu bağışlayacak. Okulun altına da bir aşhane kuracak. Çocuklar orada ücretsiz olarak yemek yiyecek, masrafları da Organize Sanayi Bölgesi içerisindeki esnaf ve sanatkârlar tarafından karşılanacak.
■ Türkiye böyle bir sistemi sadece 15 sene uygulasın Güney Kore’yi geçer…”
80’li yıllardan bu yana, bu yönde çok sözler söylendi, çok adımlar atıldı ve hâlâ arayış içerisindeyiz.
Peki sorun nerede?
Yasalarda mı, uygulamada mı, önemini yeterince kavramamızda mı ya da çok daha farklı nedenler mi?..
Her ne ise bunu bir an önce bulup, çözüm üretmeliyiz yoksa ne yaşam kalitemiz yükselir ne de üretimde hedeflenen noktalara ulaşabiliriz…
Her meslek onurludur
İstihdam fazlası yüzbinlerce gencimizin iş beklediği ya da öğrenim gördüğü alanla hiç alakası olmayan işlerde çalışmak zorunda kaldığı bir dönemde, bu bölümlere hâlâ öğrenci almak ne kadar doğru?
Günümüz meslekleri bir bir yok olup yerlerine yeni meslekler gelirken, meslek yelpazesinin aynı kalması, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarının bu değişime ve hıza ayak uyduramamasının tek sorumlusu devlet mi?
Bu süreçte eğitimin geneli bir yana mesleki eğitim sil baştan yeniden ele alınmalı ve meslek yüksekokulları, üniversitelerden kesinlikle ayrılmalıdır.
Üniversite demek sadece doktor, mühendis, yargıç, öğretmen yetiştiriyor demek değildir ama öyle bir algı söz konusu olduğu için meslek yüksekokullarına hep dış kapının mandalı olarak bakılıyor ve artık bu yanlıştan kurtulunmalıdır.
Her meslek kutsaldır ve her mesleğin kendine göre önemi vardır.
Çocuklarımızı hep aynı mesleklere özendirme ya da yönlendirme yerine sevdikleri ve ihtiyaç duydukları alanlara yöneltmek çok daha doğru olacaktır.
Her çocuğun başarılı olacağı bir alan gibi her gencin canı gönülden seveceği farklı alanlar da vardır. Yeter ki onlara bu şansı verelim.
Pek çok mesleğe belki bazıları dudak bükebilir ama tek hayali o işi yapmak olan çok gencimiz çıkacaktır.
Mesleğe değer katan kişilerdir! Bu asla göz ardı edilmemelidir…
Özetin özeti: Yapacak çok iş var özellikle de üretim odaklı mesleki teknik eğitimde…