Olimpiyat Oyunları kendine has sembolleri ve ritüelleriyle sporun evrensel gücüne farklı anlamlar katar. Ama şunu söylemek gerekiyor ki, bugünkü noktaya gelene kadar bu semboller yavaş yavaş ortaya çıktı. Baron Pierre de Coubertin’in hem eski Yunan’dan hem de yeni oluşturmaya çalıştığı dünya spor camiasından aldığı fikirlerle oluşturduğu bu semboller ve ritüeller artık Olimpiyat denince akla gelen ilk kavramlar.
Coubertin tasarımı Olimpiyat Oyunları denince akla ilk gelen herhalde 5 halkadır. Bu halkaların bulunduğu Olimpiyat bayrağının ilk kez kullanımı, 1920 Antwerp Oyunları’na dayanıyor. Baron Pierre de Coubertin, dünyanın her bölgesinden sporcuların katıldığı bir organizasyon hayal ediyordu. Ancak 5 kıtadan sporcuların katılabildiği ilk Olimpiyat 1912 Stockholm oldu. Coubertin 1 yıl sonra kıtaları temsil eden 5 halkayı tasarladı.
IOC’nin 1914 Paris Kongresi’nde Coubertin, halkaları ve Olimpiyat bayrağını üyelere sundu. Üyeler büyük bir heyecanla bu fikri benimsedi. Ne var ki Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasıyla 1916 Olimpiyatları yapılamadı. Bu nedenle bayrağın ve halkaların kullanımı 1920 Antwerp’e kaldı.
Halkaların rengi mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızıdır. Halkalar soldan sağa doğru iç içe geçer. Mavi, siyah ve kırmızı halkalar üst sırada, sarı ve yeşil halkalar alt sırada yer alır. Orijinal hali IOC merkezinde bulunan Olimpik simgenin bütünü, kısa paralel tabanın oluşturduğu bir eşkenar yamuğu andırır. Halkalar, kıtaları temsil etmekle birlikte renkler farklı bir anlama sahiptir. Coubertin’in halkaları tasarladığı dönemde IOC üyesi ülkelerin tümünün bayraklarında bu renklerden en az biri bulunmaktadır.
OLİMPİA’DA YANAN ATEŞ
Bayrak, açılış törenlerinde stada getirilir. 1960 Roma Olimpiyatları’ndan bu yana sporculardan ya da toplumda ön plana çıkmış kişilerden oluşan bir grup bayrağı taşır. Bayrak, stada girişinin ardından göndere çekilir. Oyunlar boyunca burada kalır. Kapanış töreninde yarıya indirilir ve bu Olimpiyat’ın sona erdiği anlamına gelir. Ev sahibi kentin yöneticisi, bayrağı 4 yıl sonrasının düzenleyici şehrinin yöneticisine teslim eder. Kapanış töreninde ev sahibi, gelecek ev sahibi ve IOC bayraklarının göndere çekilmesi 1924 Paris Olimpiyatları’yla başlamıştır.
Antik Olimpiyat döneminden kalan ritüellerin başında Olimpik ateş geliyor. Yunanistan’da Olimpia vadisinde IOC nezaretinde mercek yardımıyla yakılan ateşle meşale tutuşturulur. Önlem amacıyla resmi törenden birkaç gün önce yakılan ateş korunur.
1936 yılında Berlin Olimpiyat Oyunları’nın organizasyon komitesi genel sekreteri Carl Diem, meşale turunun Olimpiyat programına dahil edilmesini önerdi. Olimpia’da yakılan ateş, 1936’dan itibaren her Olimpiyat Oyunu’nda meşaleyle organizasyonun yapıldığı şehre getirildi. 1948’de meşale, Baron Pierre de Coubertin’in Lozan’daki mezarına uğradı ve saygı duruşunda bulunuldu. 1952 Helsinki öncesinde Olimpiyat meşalesi ilk uçak yolculuğunu gerçekleştirdi. 1956 Melbourne’da meşale ilk kez Güney Yarımküre’yi ziyaret etti. Meşalenin ilk kez televizyona çıkışı ise 1960 Roma Olimpiyatları’na dayanıyor.
ÖNEMLİ OLAN KATILMAK
1968 Mexico City Oyunlar öncesinde ateş, Teotihuacan’daki Büyük Ay Piramidi’ne götürüldü. Bu noktada Aztek geleneklerine göre 52 yıllık döngünün tamamlanmasının kutlanması için Yeni Ateş töreni organize edildi. Şafakta, günün yeniden ışıması, dünyanın yenilenmesini simgeliyordu. 1976’da meşale, Montreal’e uydu aracılığıyla elektronik ortamda transfer edildi. 2000 Sydney ise deniz altından söndürülmeden ulaştırılan meşaleye tanık oldu.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin 1894 yılındaki kuruluşu sırasında Coubertin, arkadaşı Henri Didon’dan duyduğu şu sözlerin ön plana çıkmasını istiyordu: “Citius, Altius, Fortius”. Yani, “daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü”. Bu Latince sözlerin herkes tarafından benimsenmesi ve Modern Olimpiyat Oyunları’nın simgesi haline gelmesi 1924 Paris Olimpiyatları’nda oldu. Oyunlar’ın resmi olmayan sloganı da Coubertin’in 1908 Londra Olimpiyatları sırasında bir din adamından duyduğu, “Önemli olan kazanmak değil katılmaktır” sözleridir.
1906 yılında IOC Başkanı Baron Pierre de Coubertin, sporcuların bir yemin etmesi gerektiği fikrini ortaya attı. Böylelikle amatör ruh ve centilmenlik fikri vurgulanmış olacaktı. Ancak bu yeminin uygulanması için 1920 Antwerp Olimpiyatları beklendi. Belçikalı eskrimci ve sutopçu Victor Boin ilk yemini etti. 1961 yılında, “Yemin ederiz” sözü “Söz veririz”, “Ülkelerimizin onuru için” sözü “Takımlarımızın onuru için” şeklinde değiştirildi. 2000 yılında ise yeminin içine doping konusu da eklendi.1972 Sapporo Kış Olimpiyatları’ndan itibaren de hakemler yemin etmeye başladı. 2012 Londra’da ise yemin edenler arasına antrenörler de katıldı. Olimpiyat Yemini, Açılış Töreni’nde Olimpiyat Meşalesi’nin yakılışının ardından edilir.
MARŞ VE MASKOTLAR
1896 Atina Olimpiyatları için Yunan şair Kostas Palamas’ın sözleri, Spiridon Samaras’ın bestesiyle bir marş yapıldı. Sonraki Oyunlar için ev sahibi ülkeler farklı eserler üretti. Ta ki, 1958 IOC Kongresi’ne kadar. Japonya’nın Tokyo kentinde düzenlenen kongrede Palamas-Samaras ikilisinin ortak çalışması resmi olarak Olimpiyat Marşı ilan edildi. Amerika Birleşik Devletleri’nin Squaw Valley Kış Sporları Merkezi’nde düzenlenen 1960 Kış Oyunları’nda bu karar ilk kez resmen uygulandı.
Olimpik maskotlar 60’lı yılların sonlarına kadar ortalarda olmayan figürlerdi. Özellikle çocuklar ve gençlerin Olimpiyat fikrine uyum sağlayabilmesi ve ilgilerinin artabilmesi adına uygulanan bu sistemde ev sahibi ülkenin sembol hayvanlarından birisi genelde maskot olarak seçilmekte. İlk olarak 1968 Grenoble Kış Olimpiyatları’nda kullanılan maskotlar, sonrasında Oyunlar’ın önemli parçaları haline geldiler.
1906 yılında Atina’da Coubertin’in itirazlarına rağmen düzenlenen ara Olimpiyat, bir yeniliğin öncüsü oldu. 1908 Londra Oyunları’nda ilk kez ülkeler Açılış Töreni’nde sırayla yürüdüler. 1928 Amsterdam Olimpiyatları Açılış Töreni ise oyunların “mucidi” Yunanistan’ın geçişiyle başladı. Ev sahibi ülke ise en son sırada stadyuma girdi. Bu durum hala devam ediyor. Açılış Töreni’nde takımların geçidinde ülkeler, ev sahibinin dilindeki alfabetik sırayla yürür.