Mert İnan- Kuraklık nedeniyle İstanbul’a su temin edilen barajlardaki doluluk oranı yüzde 30’a gerilemiş durumda. Uzmanlar ise beklenen yağışların şubat, mart ve nisan aylarında da gerçekleşmemesi durumunda megakentte yazın ciddi su sıkıntısı yaşanacağını, böyle bir durumda ise Melen Çayı’nın yanı sıra Sakarya Nehri’nden yüksek miktarda su çekilmesinin gündeme geleceğine dikkat çekiyor.
Ancak Sakarya Nehri’nde ağır metal kirliliği olduğunu belirten isimlerden DSİ eski yöneticisi ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, “Sakarya’nın suyu olası su krizinde alternatif olarak bekletiliyor. Ne var ki, söz konusu su kaynağı çok kirlenmiş 3. ve 4. sınıf kalitede. Sadece klorlama ile arıtma yetersiz kalacağından çok ciddi ileri artıma ve filtreden geçirmeniz gerek. İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki Cumhuriyet Arıtma Tesisi oldukça iyi bir tesis ancak tam kapasite ile çalışması durumunda ağır metalin ne kadarı arıtılır bilemiyoruz” diye konuştu. Yıldız, Terkos Gölü’nün yeraltı suları ile beslenemediğini ve
su kaynağına deniz suyunun sızabileceğini söyledi.
Suyu arıtılabilir
İTÜ Mikrobiyal Ekoloji Grubu Eş Başkanı Prof. Dr. Orhan İnce ise Sakarya Nehri’nin kirli olsa bile arıtılabileceği görüşünde: “Sakarya Nehri kirlenme riski taşıyor ve İSKİ’nin su aldığı Karasu bölgesinde de bir kısım kirlenme olabilir. Ancak, İSKİ gibi yetkin bir kurumun gerekli arıtmayı yaptığını düşünüyorum. Sakarya Nehri, içme suyu açısından sıkıntı yaşanabilecek bir havza. Ancak günümüzde suyun kirliliği değil, arıtılması önemli hale gelmiştir. En kirli sular bile arıtmadan geçerek içme suyu olarak kullanılabilmektedir. Kaldı ki Sakarya suyu, Melen hattıyla arıtmaya geliyor. Halk sağlığını tehdit edecek bir durum olmaz.”
Endüstriyel faaliyetin en yoğun olduğu bölgede
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin hazırladığı Sakarya Nehri’ne ilişkin raporda, havzadaki istasyonlarda genel olarak su kalitesinin çok kirlenmiş veya kirlenmiş kategorisinde olduğu belirtiliyor. Raporda Sakarya Nehri’nin olduğu havzanın Türkiye’deki endüstriyel faaliyetin en yoğun olduğu bölge olduğu vurgulanırken, “Arıtılmayan endüstriyel atıksu deşarjları, tarımsal, hayvancılık faaliyetlerden gelmesi muhtemel kirleticiler, nehir yatağından kum, çakıl gibi malzeme alımında, kirlilik kaynakları olarak tespit edilmiştir. Nehir kenarında bulunan ilçeler atıksularını arıtarak, kimi ilçeler ve organize sanayi bölgeleri ise arıtmadan doğrudan Sakarya Nehri’ne vermektedir” görüşleri sıralanmıştı.