AKUT görevlisi Berk İşbilir, Hatay’da arama kurtarma çalışmalarına katıldı.
İşbilir, enkaz altında yürüttüğü çalışmalar sırasında yavru kedilere rastladı.
Aydın’ın Efeler ilçesinde yaşayan 34 yaşındaki İşbilir, görevinin son gününde, ekip arkadaşlarıyla iki kedi yavrusunu kurtardı. Yavrularından birini İşbilir, diğerini de bir başka arama kurtarma gönüllüsü sahiplendi.
Kediyle Aydın’a döndü
Yaklaşık 16 saat süren kara yolculuğunda kucağından bir an olsun ayırmadığı kediyle Aydın’a dönen İşbilir, yavruya Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” romanındaki bir karakterden esinlenerek “Zeze” ismini verdi.
Berk İşbilir, arama kurtarma çalışmalarında deprem bölgesinde birçok acı olaya tanık olduğunu belirtti.
“Kardeşiyle birlikte enkazdan çıkardık”
Depremde hayvanların da enkaz altında kaldığını anlatan İşbilir, şöyle konuştu:
Kardeşiyle birlikte enkazdan çıkardık. Sonrasında yapacak bir şey yok; o da bir can. Orada bırakabileceğimiz, ilgilenebilecek kimse yoktu. Çıkardığımızda yaklaşık 5 haftalık gibi bir durumdaydı. Sahiplendim. Daha önceden de tekir kedim vardı. ‘İyi kötü birazcık her halde bakabilirim’ dedim.
“Göz temasını kurunca ‘benle geliyorsun’ dedim”
İşbilir, kurtarma esnasında insan çıkarmaya odaklansalar da hayvanları unutmadıklarını belirterek, “Zeze fazla oyuncu, çok yaramaz. Zeze ile göz temasını kurunca, ‘Benle geliyorsun başka çaren yok’ dedim. Aldım ve getirdim.” ifadesini kullandı.
“Rüyalarımda bile canlandıramayacağım bir tablo”
Deprem bölgesinde hayatı boyunca unutamayacağı manzaralarla karşılaştığını kaydeden İşbilir, şunları söyledi:
Bu duyguların, gerçekten orada olmadan tarifi çok zor. Dile dökmek de çok zor. Çünkü hiç beklemediğiniz, bu ana kadar hiç görmediğiniz, belki rüyalarımda bile canlandıramayacağım bir tablo vardı. Orada ilk izlenimim şu oldu, Allah korusun bir şehre bomba atılsa bu kadar zarar, bu kadar kıyım olamazdı.
Zaten her yerde elektrikler kesik. İnsanlar sokaklarda ateş yakmışlar, hemen hemen her enkazın başında bir yandan ısınmaya çalışıyorlar hem umutlu gözlerle bakıyorlar. ‘Acaba enkazdan çıkan bizim akrabamız mı, bizim tanıdığımız mı?’ diye. O tablo çok vahim bir tablo.
“Zeze, umut da veriyor”
Zeze’nin de kendisine deprem bölgesinde yaşadıklarını hatırlattığını kaydeden İşbilir, şöyle dedi:
Zeze, orayı hatırlatırken umut da biraz keyif de veriyor. Bir nebze de olsa unutturmaya çalışıyor oraları. İyi ki bulmuşuz orda. Ömrü yettiğince, bizim ömrümüz yettiğince onu yaşatmaya çalışacağız.