Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Meghan Markle ve Prens Harry 2018 yılında başta İngiliz Kraliyet ailesi olmak üzere tüm dünyanın uzun yıllar konuşacağı bir evlilik yaptı. Kraliyet ailesindeki resmi görevlerinden radikal bir şekilde ayrılmış olmalarına rağmen gündemden düşmeyen ikilinin yaptığı her hareket yeni bir olay niteliği taşıyor. Özellikle Meghan Markle Kraliyet ailesindeki rolü ve konumu, İngiliz geleneklerine karşı meydan okuyuşu ve her seferinde geleneklere ters düşecek hamlelerde bulunmasıyla gündem olmayı başarıyor.
Hollywood’tan Kraliyet ailesine uzanan hikâyesinde Markle bir ikon gibi davranıyor. Peki giyim tarzından dahil olduğu sosyal sorumluluk projelerine, Kraliyet’e karşı olan tutumundan geleneklere başkaldırışına kadar her seferinde Lady Diana’dan ilham aldığı düşünülen Meghan Markle, gerçekten kayınvalidesine benziyor mu? 5 maddede Lady Diana ile Meghan Markle arasındaki benzerliği mercek altına aldık.
1- GİYİM TARZI VE MAKYAJ TERCİHİ
Lady Diana Kraliyet ailesine katıldığı ilk günden son anına kadar giydiği her kıyafet ve taktığı her takıyla bir fikri sembolize etti. Gideceği yerlere uygun giyinmeye özen gösteren Diana tercih ettiği kıyafetlerle de bir ikon haline geldi. Öyle ki Kraliyet ailesi içinde bazı aile üyelerinin dönem dönem Diana’nın geçmiş yıllardaki görüntüsünü taklit ettiği açık bir şekilde görülüyor. Bunların başında gelen iki isim ise Kate Middleton ve Meghan Markle.
2018 yılında Kraliyet ailesine Prens Harry’nin eşi olarak giren Meghan Markle katıldığı anma törenlerinde, dünyanın çeşitli bölgelerine seyahatlerinde, kırmızı halı törenlerinde, maçlarda, röportajlarda ve daha birçok etkinlikte kayınvalidesi Prenses Diana’ya olan benzerliğiyle dikkatleri üzerine topladı. Kraliyet’ten ayrıldıktan sonra da katıldığı toplantılarda, verdiği röportajlarda hatta dergi çekimlerinde kayınvalidesinin tarzını kendi tarzına uyarlayan Markle’ın bu tutumu zaman zaman eleştirilmesine sebep oldu. Ancak kimilerine göre bu taklitten ziyade büyük bir benzerlik. Meghan Markle yalnızca kıyafetleriyle değil, özel günlerde yaptığı makyajlarıyla da Diana’ya olan benzerliğiyle ön plana geliyor. Özellikle Meghan ve Harry çiftinin Oprah Winfrey ile yaptıkları devrim niteliğindeki röportajlarında Markle’ın makyajı kayınvalidesinin ölmeden kısa bir zaman önce BBC’ye verdiği röportajdaki makyajına çok benziyor. Profesyonel bir makyaj sanatçısı olan Joy Adenuga da konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“İster göz rengini taklit etmek için muhteşem çikolata tonlarını kullansın, ister doğal görünümünü iyileştiren griler ve nötr tonlar kullansın Meghan her zaman yumuşak, dumanlı bir gözü tercih ediyor. İkisinin kullandıkları tonlar birbirine çok benziyor. Özellikle ikisinin de eyeliner kullanması ise ilk dikkat çeken şey.”
2- GELENEKLERE BAŞKALDIRI
Lady Diana ve Meghan Markle’ı ortak noktada buluşturan bir başka konu ise özgürlüklerine olan düşkünlükleri. Bu konuda iki kadının mücadelesinin birbirine çok benzer olduğunu düşünenler olduğu gibi hiçbir şekilde alakası olmadığını düşünenler de var.
Prenses Diana, 1981 yılında Prens Charles ile evlendiğinde başlarda oldukça mutluydu. Ancak bu mutluluğu uzun sürmedi. Gerek eşinin kendisini her anlamda yalnız bırakması gerekse tahtın varisinin eşi olmasının getirdiği sorumluluklar Prenses Diana için baş edilemez bir hâl aldı. Öyle ki kısa bir süre içinde Diana’nın güleç yüzüne hüzünden bir perde çöktü. Ancak yine de hiçbir zaman yaşamaya olan inancından vazgeçmedi. Prenses Diana’nın Kraliyet ailesi içinde mutlu olmadığını her halinden belliydi ancak mutsuzluğunu dile getirdiği en önemli an 1995 yılında BBC’ye verdiği röportajdı. O röportajda söyledikleri Kraliyet geleneklerine ayak uyduramadığını ve bu uyumsuzluktan kaynaklanan bir mutsuzluğu olduğunu destekler nitelikteydi. Lady Diana halkla kurduğu samimi ilişkinin aile tarafından hoş karşılanmadığını söyleyerek şu cümleleri kullanmıştı:
“İşleri farklı yapıyorum, bir kurallar kitabına göre gitmiyorum çünkü kafadan değil kalpten yönetiyorum. Gerçi bu benim başımı belaya soktu, bunu anlıyorum ama birinin çıkıp insanları sevmesi ve göstermesi gerekiyor.”
Lady Diana’nın Kraliyet kurallarıyla yaşadığı tek sıkıntı yalnızca bu değildi. Yaşamı boyunca birçok kez yapmak istediği çalışmada kraliyet gelenekleriyle karşı karşıya geldi. Meghan Markle ise bunu çok farklı şekilde yaptı. Kayınvalidesinin BBC röportajı kadar etkili olmasa da ünlü televizyoncu Oprah Winfrey’e verdiği röportajda kraliyetin kurallarıyla ters düştüğünü, sarayın kadın hakları gibi konularda kendisini engellediğini hissettiği belirterek şunları söyledi: “Her zaman açık sözlü biri oldum, özellikle kadın hakları konusunda. Kadın hakları konusunda sürekli konuşurken bir anda sessiz kalmam büyük bir ironi oldu.”
Büyük bir çoğunluğa göre Lady Diana ve Meghan Markle benzer sorunları yaşasa da hiçbir zaman aynı kaderi paylaşmadılar. Diana ailenin içinde kalarak mücadelesine devam etti. Meghan ise daha fazla yaşadıklarıyla mücadele edemeyeceği için eşi ve ailesiyle Kraliyet’teki görevlerinden ayrılarak hayatlarına devam etme kararı aldı.
3- YARDIM ÇALIŞMALARI
Prenses Diana kısacık yaşamında yaptığı yardım çalışmalarıyla binlerce insanın hayatına dokundu. Onun bağış toplama konusundaki başarısı herkes tarafından biliniyordu. 100’den fazla hayır kurumuyla bağlantılı olan ve insani yardım adına açılmış onlarca fona destek veren Lady Diana, Prens Charles’la boşandıktan sonra kendi içine dönme kararı almış olmasına rağmen onlarca hayır kurumuyla çalışmaya devam etti. Kraliyet ailesi içindeki görevlerinin yanı sıra sürekli olarak çalışan ve insanların hayatına dokundukça mutlu olan Prenses, öldükten sonra bile birçok hayır kurumunun hamisi olarak kaldı. HIV virüsünden cüzzam hastalığına, Angoladaki mayın sorunundan Londra sokaklarındaki evsizlere kadar birçok insani yardım çalışması yapan Lady Diana akıllarda hep yardımseverliğiyle kaldı.
Kraliyet’e gelin olarak gelmeden önce de birçok yardım kuruluşuyla ortaklaşa çalışan Markle evlendikten sonra bazı hayır işlerini devam ettirmekte zorlandı. Ancak çiftin Kraliyet ailesinden ayrılmasından sonra yaptığı ilk iş kâr amacı gütmeyen bir vakıf kurmak oldu. Prens Harry ve Meghan Markle oğullarının adını verdikleri ‘Archewell’ ile birçok sosyal sorumluluk projesine imza attı. Kadın sağlığından yenilenebilir enerjiye birçok alanda çalışmalar yapan ikili her zaman merhameti ve şefkati dünyaya yaymayı hedeflediklerini söyledi. Meghan Markle yaptığı yardımlarda da dönem dönem Prenses Diana’ya benzetilmiş olsa da ikisinin çalışma temposu ve alanları birbirinden farklı olarak yorumlandı.
4- KENDİ DÖNEMLERİNDE İKONLUK
Prense Diana kendi dönemi başta olmak üzere bugüne dek yaptığı her çalışmayla, attığı her adımla giydiği her kıyafetle bir ikon gibi hareket etti ve öyle de kabul edildi. Meghan Markle da ise durum biraz farklıydı. Markle’ın Diana gibi olması için yapması gereken birçok şeyi yapmadığı düşünülüyor. Prenses Diana Kraliyet’teki yılları içinde hiç durmadan çalışmış, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen hiçbir zaman pes etmemişti. Ancak birçok Kraliyet yorumcusu Meghan Markle’ın Kraliyet ailesi ve onun geleneklerini çok yanlış anladığını, bu yüzden kısa bir süre geçmeden aileden ayrıldığını düşünüyor. Meghan Markle’ın kayınvalidesine benzer bir ikon rolünü yakalayamamış olmamasının sebebinin bu olduğuna inanılıyor.
5- HERKES TARAFINDAN SEVİLİYORLAR MI?
Prenses Diana yaşamı boyunca sevildiği gibi hayatını kaybettikten sonra da anılmaya devam etti. Cenazesi toplam 2,5 milyar kişi tarafından izlenerek tarihin en çok izlenen olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Onu tanıyan ve tanımayan herkesin ölümünden sonra bile Lady Diana’yı hafızalarında yaşatması Lady Diana’nın ne kadar sevildiğinin en büyük kanıtı oldu. Meghan Markle ise bu anlamda Lady Diana’ya benzetilemeyecek kadar fazla eleştiriye maruz kaldı. Her ne kadar Prens Harry eşi Meghan Markle’ın da annesi kadar sevilebileceğini düşünmüş hatta bu konuda eşini ikna etmiş olsa da öyle olmadı. Başlarda Markle’ın aile içinde yaşadığı sorunlar, Kraliyet ailesi kurallarına aykırı davranışlar sergilemesi Prenses Diana’nın yaşadıklarına benzetildi. Meghan Markle’ın Prenses Diana’nın kazandığı sevgiyi kazanmayı başaramadığını ise eski gazeteci Tom Bower şunları söyledi: “Meghan, Diana’nın halkın sevgisini nasıl kazandığını hiç anlayamadı. Ne o ne de Harry, Diana’yı taklit etmenin, bir marka yaratmak için zamana ihtiyaç duyduğunu kavrayamadı.”
Ancak Prens Harry kraliyetten ayrılarak doğru bir şey yaptığı konusunda oldukça emin. Kısa bir süre önce Oprah Winfrey ile ruh sağlığını ele alan bir belgesele imza attı ve bu belgeselde eğer Prenses Diana’nın yaşa kendisiyle gurur duyacağına emin olduğunu söyledi. Annesinin hayal ettiği hayatı yaşadığını ileten Prens Harry, “Annemin ailemle tanışmasını çok isterdim. Keşke Meghan’ı tanısaydı. Keşke Archie’nin yanında olsaydı” açıklamasında bulunmuştu. Yalnızca Prens Harry’nin bu açıklamasına bakarak bile aldıkları tüm eleştirilere rağmen kurdukları hayattan memnun oldukları aşikâr.