Köye göç etmek için gereken parayı açıkladı! ‘Burada yapamayıp teker teker döndüler’

Okul öncesi öğretmeni Kevser Çıtak ve İstanbul’da uzun yıllar servis işletmeciliği yapan Enes Çıtak iki çocuklarıyla birlikte göç ettikleri Fethiye’de yaşıyor. Enes Çıtak, uzun zamandır göç etme hayallerinin olduğunu fakat eşinin özel bir kurumda yönetici olmasından dolayı sürekli ertelediklerini dile getirdi. Çıtak çifti, şehirden köye göç etmelerinin kırılma noktasını ise, “Bir gün küçük kızımızın bebek arabasıyla kalabalık bir bölgede yürüyorduk. Kaldırıma park etmiş arabalar ve insanlardan hem yürümeye hem de bebek arabasını sürmeye yer bulamayınca ‘Gerçekten bu şehirde çocuk büyütülmez’ deyip o an göç etmeye karar verdik” sözleriyle anlattı.

’40 BİN LİRA İSTEDİKLERİ AHIRI BİN 300 LİRAYA YAPTIK’

Önce İstanbul’daki evlerini bin 300 TL’ye kira veren aile, köyde kendilerine bin liraya bir ev kiraladı. Köye göç ettikten 1 hafta sonra da doğal ürünlerin satışıyla ilgili bir iş bulan karı-koca, bir süre geçimlerini buradan sağladı. Kira artışı nedeniyle yeni bir yer arayışına giren çift, kendilerine 3 dönümlük bir arsa almaya karar verdi. Artık tamamen burada yaşayacaklarını kesinleştirince de 3 dönümlük arsalarını 1 milyon liraya satın aldılar. Arsayı aileleriyle paylaşan Çıtak çifti, 1 dönümlük arsaya 2 katlı bir ev yaptı. Köyde aynı zamanda hayvancılıkla da uğraşmak isteyen karı-koca, kendilerine bir ahır yapmaya karar verdi. Görüştükleri firmalardan ahır için 30 – 40 bin lira fiyat alınca onu da kendileri yapmak için kolları sıvadılar. Enes Çıtak, “Ev yapımından kalan tahtaları kullanarak bir ahır yapmak istedim” diyerek yapım süreci ve maliyetiyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Aldığımız fiyatlar bize çok yüksek geldi. Biz de elimizdeki malzemelerle kendi ahırımızı yapmaya karar verdik. Ailelerimiz bile bizi ziyarete gelirken yanlarında ahırda kullanabileceğimiz tahtalarla geldiler. Yolda yürürken kullanabileceğimiz tahta var mı diye bakarak gidiyorduk. Böylece 40 metrekare ahırı bin 300 liraya mal etmiş olduk.”

‘EN DÜŞÜK EV KİRASI 2 BİN 500, ARSA DA 1,5 MİLYON LİRA’

Bölgenin küçük ve iş imkanlarının kısıtlı olduğunu dile getiren Enes Çıtak, “Ancak çalışmak isteyen her yerde bir şekilde çalışabiliyor. Narenciye toplama ya da bahçe işleri yapılabilir. Eşim Kevser öğretmenliğe burada devam ediyor, ben de keçi sütü satıp turizmle uğraşıyorum” diye konuştu. Köyde ev kiralarının da son zamanlardaki taleplerden dolayı çok yükseldiğine değinen Çıtak çifti en düşük kira ücretinin 2 bin 500 lira olduğunu, kiraların ortalama 3 bin-5 bin lira arasında değiştiğine değindi. Satılık arsaların fiyatının ise 1,5 ila 8 milyon arasında olduğunu ekledi.

Kevser Çıtak ailesinin kendileriyle beraber göç ettiğini dile getirirken, Enes Çıtak da ailesinin köye göç kararına saygı gösterdiğini ve desteklediklerini söyledi. Muğla bölgesine hayranlıkları olduğunun altını çizen aile, “Balıkesir ve Çanakkale bölgelerini de araştırdık. Ancak iklim şartları sebebiyle Muğla bölgesine karar verdik” dedi.

‘ŞEHİRDE GEÇİNMEK ÇOK DAHA ZOR’

Her yerde olduğu gibi burada da iletişim kurmanın sıcakkanlılıkla bağlantılı olduğunu söyleyen Kevser-Enes Çıtak, “Siz sıcak ve cana yakınsanız her yer de sizi kucaklayacak insanlar buluyorsunuz. Komşularımız bizi sahiplenip benimsediler. Komşuluklar şehirdekinden daha samimi geliyor. Bağında, bahçesinde, evinde yetiştirdiğini, ekmeğini, aşını karşılık beklemeden paylaşıyorlar” şeklinde konuştu. Şehirde aynı gelirle geçinmenin daha zor olduğuna değinen Çıtak ailesi sebebini ise, “Şehirde geçim daha zor. Çünkü hafta sonları ister istemez dışarıya çıkıp bir aktivite yapma ihtiyacı duyuyorsunuz. Adım atsanız para. Burada bahçenizde hayvanlarınızla, eşinizle dostunuzla vakit geçiriyorsunuz” şeklinde açıkladı.

Köyde hayatın da sanıldığı kadar ucuz olmadığını söyleyen Çıtak çifti, “Marketlerde fiyatlar aynı, bir değişiklik yok. Ancak sebze ve meyvenizi bahçede yetiştirirseniz pazar parası size kâr kalıyor. Pazarlar da biraz daha ucuz ve taze ürünler var” bilgisini paylaştı. Günlük köy rutinleri hakkında da bilgi veren aile şöyle konuştu:

“Sabah kalkınca tarlayı suluyoruz. Kiralama yaptığımız bir apart var. Onun havuz ve bahçe temizliğini yapıyoruz. Hayvanları yemliyor ve keçileri sağıyoruz. Kahvaltı yapıyoruz. Biraz mola verdikten sonra öğle saatlerinde hayvanları tekrar yemliyoruz. Bahçe ve alan geniş olduğu için ekstra işler çıkabiliyor. Akşam tekrar bahçe sulaması yapılıyor. Akşam yemeği ve semaverde çay ile günü kapatıyoruz.”

‘EN AZ 50 BİN LİRAYLA GÖÇ ETMELİLER’

Herkesin köyde yaşayamayacağını da dile getiren aile, “Davulun sesi uzaktan hoş geliyor. Gelecekseniz öncelikle iş ayarlamalı ve maddi kaygı gütmemelisiniz. Toprakla uğraşmayı seven, hayvanları seven, insan ilişkileri iyi olanlar burada tutunabilirler. Buraya göç eden, yapamayıp geri dönen insanları gördük. Turizm bölgesi olduğu için kiralar da yüksek. Gelecekler en az 50 bin lira ile göç etmeliler. Maddi güçlük çeken veya kültür karmaşası yaşayan bazı arkadaşlarımız eski yaşadıkları yere veya asıl memleketlerine teker teker döndüler” bilgisini paylaştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir