Ozan Ömer Kadüker – Üniversite hayali kuran adaylar, 8-9 Haziran 2024 tarihlerinde yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) yoğun bir şekilde hazırlanmaya devam ediyorlar. Derslere çalışmanın, deneme sınavlarına girmenin yanı sıra adaylar, bir yandan da gideceği üniversiteyi ve bölümü araştırıyorlar. Kiminin şimdiden hedefi belliyken kimi ise sınav sonucuna göre hareket ediyor. Bu noktada öğrencilere yol gösteren psikolojik danışmanlık ve rehberlik (PDR) öğretmenlerine büyük görevler düşüyor.
Hem sınav öncesinde hem de sonrasında tercih döneminde kendilerine destek olan rehber öğretmenler sayesinde milyonlarca öğrenci, istediği üniversiteye girebiliyor. Ancak bazı danışmanlar, vakıf üniversiteleriyle belli bir komisyon karşılığında anlaşarak sınava hazırlanan öğrencilere bu kurumların adeta gizli reklamlarını yapıyorlar. Tercih döneminde öğrencinin istekleri ve başarı düzeyine bakmadan anlaştığı üniversiteleri yazmasını sağlayan danışmanlar, yerleştirdiği öğrenci başına 5 bin TL’den 20 bin TL’ye kadar çıkan miktarda komisyon alıyorlar. Öğrenciler ise gizli reklamın kurbanı olduklarını bilmeden kendilerine uygun olmayan üniversitelerde öğrenim görmek zorunda kalıyorlar. Bazı öğrenciler, kazandığı bölüme kaydolmayıp Ortaöğretim Başarı Puanı’nın düşmesini göze alarak bir sonraki yıl sınava yeniden girerken bazıları da başladığı eğitimi devam ettiremeyip yatay geçişin yollarını arıyor
‘Büyük bir sektör’
Bu işin büyük bir sektöre dönüştüğünü belirten Eğitim ve Kariyer Danışmanı Nur Erdem Özeren “Çok iyi hizmet veren, tarafsız danışmanlık sağlayan vakıf üniversiteleri ve danışmanlar var. Ancak bu iş büyük bir sektöre dönüşmüş durumda. Özellikle okullardaki bazı PDR öğretmenleri ile üniversiteler anlaşıyor. Üniversitelerin Antalya, Adana, Mersin, Doğu Anadolu, Ankara şeklinde farklı bölge temsilcileri oluyor. Bu temsilcilikler üzerinden rehber öğretmenler organize ediliyor ve üniversite ile toplu anlaşma yapılıyor. Bunlar resmi bölge ofisi değil, gizli anlaşmalar gerçekleştiriliyor. Anlaşma kapsamında üniversiteler, rehberlikçilere komisyon dağıtıyor. Danışmanlar da öğrencinin ilgisine, başarı düzeyine bakmadan onları anlaştıkları üniversitelere yönlendiriyor. Hatta 2-3 üniversiteyle anlaşıp karma liste yapanlar var. 24 tercihlik listeyi anlaştığı üniversiteler arasında bölüştürüyor. 2 yıllık, 4 yıllıklar, düşük puanlar…” dedi.
Parası olan ama çok da bilinçli olmayan öğrencilere reklam yapıldığını aktaran Özeren, “Çocuklara da ‘Bir şekilde ben seni üniversiteye yerleştireceğim’ deniliyor. Hatta ‘Sen buradan gir sonra yatay geçiş yaparsın’ diye yalanlar söylüyorlar. Öğrenci anlaştığı üniversiteye yerleşince de öğrenci başına 4 bin TL ile 20 bin TL arasında komisyon alıyorlar. 50-60 öğrenci yerleştirip, milyon TL kazananlar var. Sonuçlar açıklandığında pişman olup gitmekten vazgeçenler çok olduğu için bazı üniversitelerde yerleşen öğrenci sayısı ile kayıt yaptıranlar arasında ciddi farklar oluşabiliyor” diye konuştu.
‘Öğrencilerin hayatlarıyla oynuyorlar’
Bir vakıf üniversitesinde 10 yılı aşkın süredir görev alan ve sık sık benzer teklifler aldıklarını aktaran tanıtım uzmanı ise şunları söyledi: “Özellikle Gaziantep, Şanlıurfa’da üstü kapalı teklifler aldım. Paranın yanı sıra uçak bileti gibi hediyeler isteyenler oldu. Rehberlikçilerin öğrenciye üniversite tanıtımı yapması yeterli olmuyor. Tercih döneminde resmi olarak öğrencinin kazanıp kaydolması gerekiyor. Durum netleştiği gün paraları hesaba yatıyor. 20 bin TL’ye kadar ücretler ödeniyor. Bölümlere göre ücret değişebiliyor. Bazı üniversiteler ise öğrenim ücretinin yüzde 10-15’ini veriyor. Hiç etik değil. Öğrencinin hayatıyla oynuyorlar.”