CHP’nin eski genel başkanlarından Altan Öymen’in eşinin cenaze töreni… Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile görüşmek istiyor. Eski genel başkanına yemek davetinde bulunuyor.
Kılıçdaroğlu daveti nazikçe reddediyor. İptal edemeyeceği önemli görüşmeleri olduğunu söylüyor!
İmamoğlu’na randevu vermeyen Kılıçdaroğlu önce bir grup gazeteciyle buluşuyor. Sonra da Akmerkez Papermoon’da, Emre Kongar, Canan Kaftancıoğlu ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile yemek yiyor.
(Hafta sonu X hesabımdan duyurduğum bu gelişmeyi birçok gazeteci arkadaş kendi kulisi gibi anlattı. Canları sağ olsun deyip devam edelim.)
CHP’deki mesele artık eski genel başkanın kendisini kurultayda deviren belediye başkanı ve yeni genel başkanla arasına koyduğu mesafe değil.
Kılıçdaroğlu enteresan bir şekilde Genel Başkan olduğu dönemden daha etkili ve güçlü bir görüntü veriyor.
Özgür Özel’in gazetecileri arayıp “Alevileri ve Kürtleri CHP’den tasfiye etmiyoruz” deme ihtiyacı duyması ufukta beliren tehlikeyi görmesinden.
İmamoğlu-Özel ikilisi Kılıçdaroğlu’nu kurultayda bir şekilde yendi. Ama bu zaferin kazanırken kaybedilen bir Pirus Zaferine dönüşeceğini hiç hesap etmediler.
Şimdi durumu toparlamaya çalışıyorlar. 1 Nisan sabahında CHP her türlü sürprize açık.
Saraçhane medyasında son durum…
Saraçhane medyası şu sıralar çok hareketli..
Biri çıkıp “Ekrem İmamoğlu yüreğimizdeki cam kırıklarının, çektiğimiz acıların toplamıdır. Ona sahip çıkacağız, İstanbul’u vermeyeceğiz ” diye zırvalıyor.
Kendisini “Gazeteci ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ankara Temsilcisi “ olarak tanıtan bir diğeri her akşam TV kanallarında İmamoğlu güzellemeleri yapıyor! (Belediyenin Ankara Temsilcisi sıfatı yeterince tuhaf ama şahsın objektif gazeteci pozlarında ahkam kesmesi başka bir seviye!)
CHP içindeki tartışmalarda “İmamoğlu yıpranmasın” diye gövdesini siper edenler… CHP’li muhaliflere “AKP’nin değirmenine su taşıyorsunuz” suçlamasıyla köşelerinden had bildirenler vs..
Bunlar yıllardır “İktidara yakın” diye yaftalayıp “Yandaş” diye hedef gösterdikleri gazetecilere her türlü hakareti etmekten çekinmedi.
Oysa “Yandaş” ilan ettiklerinin hiçbiri bunlar kadar bir siyasi partiye, adaya yakın olmadı. Yine de onlar objektif diğerleri taraflı oldu!
Bunlar bu kadar canhıraş şekilde İstanbul seçimlerine asıldıklarına göre korku dağları sarmış demektir.
Saraçhane medyasının Murat Kurum’a toplu halde saldırıya geçmesinin başka bir izahı yok.
Trabzon’da bir köy evi
Fotoğraf, Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun merkeze 50 kilometre mesafedeki Düzköy ilçesine bağlı Çayırbağı Köyü’ndeki baba evinden. Baba Ali Uraloğlu tam 95 yaşında. Karadeniz yaylalarının havasından, suyundan olsa gerek çakı gibi. Ülke gündemini yakından takip ediyor.
Her baba gibi o da evladıyla gurur duyuyor . Sadece o mu? Eve gelen köylüler için de Bakan Uraloğlu bir gurur kaynağı.. Fırsat buldukça doğduğu köye gelip, çocukluk arkadaşlarıyla, akrabalarıyla vakit geçiriyormuş Uraloğlu.
Dışarda lapa lapa kar yağarken soba başında çektirdiğimiz bu fotoğraf aslında derin bir siyasi mesaj da içeriyor.
AK Parti neden 22 yıldır girdiği her seçimi kazanıyor biliyor musunuz?
Trabzon’nun bir yayla köyündeki Ali Amca’nın oğlunu Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna oturtabildiği için. Gücünü Anadolu’nun mütevazı , fedakar insanlarından aldığı için.
Türkiye’de muhalefet milletle, onun değerleriyle uğraşmaya devam ettiği sürece bu siyasi realite hiç değişmeyecek.