Şimdi geçmişte Ertuğrul Karanlık, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta çalışmış…
Benim hatırladığım Beşiktaş’ta bir Sivok olayı var. Fenerbahçe’de de bir Sow olayı.
Hatta Sivok öyle bir açıklama yapmıştı ki Ertuğrul beyi yerle bir etmişti. Onun doktor olduğuna inanmadığını söylemişti. Hatta şu ifade çok kullanıldı.
“Doktor değil sanki çıkıkçı”… Bunu söyleyen ise Sivok. Hatta soyunma odalarında bile bir çok olay, tartışmalar yaşanmıştı.
Karanlık hoca alternatif tıpa yatkın birisi. Ameliyatsız yöntemleri tercih ediyor. Bu şekilde futbolcuların çabuk döneceğine inanıyor.
Ama tedavi tutmaz ise futbolcunun tedavi süresi uzuyor. Yani böyle bir risk var…
Merak edip Google’a bakıp hangi eğitimi aldığını öğrenmek istedim ama bulamadım. Belki vardır ama ben bulamadım.
Hakkında daha bir çok söylem var. Ama buraya yazmak istemiyorum.
Şimdi ne olduğu anlaşılmayan, bu kadar tartışılan bir doktor Fenerbahçe’ye tekrar nasıl getirilir? Asıl sorulması gereken soru bu…
Bu kadar sakat olması ve inatla hiçbirinin iyileşememesi nasıl açıklanır? Neyi hatalı yapıyor Karanlık hoca.
Fenerbahçe’de şu anda yeni bir doktor arayışı olduğunu biliyorum. Ama bu kadar hasardan sonra geç kalınmış gibi geliyor bana.
Hatta iddiaya göre bir süre önce Tadiç yönetime dünyaca ünlü bir Sırp doktorun ismini veriyor. Yönetim sıcak bakarken İsmail hoca istemiyor. Sezon başı ise kondisyoner istememişti. Tüm bunların kendi ayağına sıkmaktan ne farkı var. Her teknik direktör alt kadrosunda profesyonel ekiple çalışmak ister. İsmail hoca tam tersi. Kadrosunu amatörlerle doldurdu. Sonuç ortada.
İsmail Yüksek uzun süredir sırt ağrılarından şikayetçi. Ama bir sırt ağrısını bile çözemiyor doktor Karanlık. Bari çocuğa kupa çek…
Bir de Cengiz Ünder. Adam bir türlü toparlayamıyor. Şimdi gidin bir Cengiz’e Ertuğrul hoca hakkındaki görüşlerini sorun. Bir dokunun bin işitin. Sadece Cengiz mi takımın neredeyse yüzde 60’ı sakat. Ve dönemiyorlar.
Tabii olan da Fenerbahçe’ye oluyor. Ve koca kulüpte bir kişi sorgulamıyor.
Şimdi Real Madrid’e bakalım. Bakalım ki iki kulüp arasındaki anlayışı görelim. Orada 4 doktor ve 8 fizyoterapist var. Bir de baş doktor.
Arda’yı iyileştirmek için aralarında büyük bir rekabet yaşanıyor. Ancak her biri farklı tedavi süreci uyguluyor. Böyle olunca da Arda sıkıntılı bir sürece giriyor. Hatta bir gün fizyoterapistler Arda’yı antrenmandan alırlarken durum Ancelotti’nin dikkatini çekiyor. “Neden?” diye sorunca yükleme yapacaklarını söylüyorlar. Ancak Ancelotti bu duruma çok tepki gösteriyor. Arda’nın kanat oyuncusu olmadığını, aşırı yüklemenin gereksiz olacağını ve sakatlığının süresini uzatacağını belirtiyor.
İşte ondan sonra ortalık karışıyor.
Peki Real Madrid ne yapıyor?
Fizyoterapistleri mi kovuyor?
Hayır hemen hepsinin başındaki doktorun işine son veriyor ve hemen yeni doktor getiriyor.
Yani gözünün yaşına bakmıyorlar. Anında önlem alıyorlar. Çünkü yatırımlarını koruyorlar.
Fenerbahçe hala yeni doktor bakıyor.
Futbolculara o kadar para harcamışsın, yatırım yapmışsın. Ve sen onları bir türlü koruyamıyorsun.
Sadece bir doktor senin paralarının sokağa atılmasına neden olabilir.
Nur Erkasap
Dolandırıcılık olayına “Fatih Terim fonu” denmesine hocanın inanılmaz şekilde sinirlendiğini biliyorum.
Ama bu olayda benim konum başka.
Adı geçen isimlerde en şaşkın olduğum isim Nur Erkasap.
Nur hanımın bu işin içinde olması nedeniyle hayretler içerisindeyim.
Ama dosyayı incelediğim zaman para akışında sürekli kendisinin ismi geçiyor. Hatta aktarımlarda onun hesabı kullanılmış.
Kendisi Müfit Erkasap’ın eşi.
Son derece hanımefendi ve pırıl pırıl bir insan. UEFA Kupası’nın alındığı yıllarda perde arkasındaki isimlerden birisi. Aileleri birleştirici ve sorun çözücü.
Erkasap ailesi Fatih hoca ailesi ile yıllardır büyük bir dostluk içindeler. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez.
Fatih hoca bu fonla hiç ilgisinin olmadığını söylerken Nur hanımın isminin sürekli bu fonda geçmesi çok şaşırtıcı.
Şu anda Müfit hocanın da bir rahatsızlığı var. Ailenin içinde bulunduğu psikolojiyi düşünemiyorum. Tabii buradan yazamayacağım bazı konularda var. Bunlar yıllarca Erkasap ailesinin en büyük üzüntüleri oldu. Hayatları dizi olur.
En büyük desteği ise Terim ailesinden gördüler. Onların desteği ile ayakta kaldılar.
Nasıl bağlayacağımı bilmiyorum.
İnsanların kalbi zaten yeteri kadar kırık.