DUYGU ERDOĞAN – Türkiye’nin girişimleriyle kurulan ve 33 milyon tona yakın tahılın taşındığı Tahıl Koridoru’nun kapanmasıyla piyasaların ilk tepkisi fiyat artışları oldu. Avrupa ve ABD borsalarında buğdayda yüzde 6 ile 8 arasında yaşanan fiyat artışlarının sınırlı kalması, piyasanın ‘belirsizliğe’ verdiği tepkinin kısa vadede stabil hale gelmesi bekleniyor. Dünya hububat arzının bu sezon yüksek olduğu görülürken, Türkiye de yüksek üretimi ve devreden stokuyla sezona güçlü girdi. Bu nedenle kapanan Tahıl Koridoru, özellikle üçüncü dünya ülkeleri için risk olarak görülüyor. Buna göre, özellikle Afrika’nın öncelikle tedarik merkezi sorunu ardından ise daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalabileceğinden endişe ediliyor.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ortamı nedeniyle; dünyanın önemli tahıl/hububat üreticisi olan bu ülkelerden dünyaya sevkiyatı güvenli şekilde taşımak için Türkiye’nin girişimleriyle hayata geçirilen ve bugüne kadar üç defa uzatılan Tahıl Koridoru girişimi 17 Temmuz’da Rusya’nın olumsuz görüşüyle fiilen kapandı. Ancak bir süredir sevkiyatların yavaşladığı ve azaldığı piyasa tarafından takip edildiği için fiyat bazlı yansımaları çok yüksek olmadı. Koridordan geçen tahılın yüzde 40’ının Avrupa’ya, yüzde 30’unun Asya’ya, yüzde 13’ünün Türkiye’ye, yüzde 12’sinin Afrika’ya ve yüzde 5’inin Orta Doğu’ya taşındığı biliniyor.
Fiyatlarda artış başladı
Dünya buğday üretiminde yüksek bir sezonu işaret ederken, 796 milyon tonluk bir üretim beklentisi olduğunu hatırlatan Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı (IAOM) Eren Günhan Ulusoy, zamanlama olarak koridorun uzatılmaması ile ilgili dünyanın arzının karşılanmasında en rahat döneme denk gelindiğini söyledi. Ulusoy, bu nedenle ilk etkisini fiyatlama bazında gösteren koridorun, maksimum hali hazırda gerçekleşen yüzde 3-4 artış bandında seyredeceğini öngördüklerini dile getirdi. Tahıl Koridoru’nun tekrar etkin olmasının iki ülkenin taleplerinin karşılıklı karşılanmasıyla ilgili olduğunu anlatan Ulusoy, “Tahıl Koridoru ilk başladığında arzın talebi karşılayamadığı bir anda tam bir nefes olmuştu ve ilk dönemde ilk 120 günde günlük ortalama çıkış 93 bin tondu. İkinci 120 günlük uzatmada günlük ortalama 115 bin, üçüncüde ilk 60 günde 58 bine düşüyor. Son olarak 17 Temmuz’da biten anlaşma ile ilk 60 günlük periyotta ise 28 bin tona düşmüştü. Anlaşmanın ilk döneminin sonuna geldiğimizde devamlılığının dünya talebini karşılamada verdiği önemlilik içinde bulunduğumuz dönemde bulunmuyor. Ancak anlaşmanın devamlılığı koridorun sürdürülebilirliği açısından önem teşkil ediyordu. Bu dönemde ise iki tarafın da mevcut şartlardan memnun olmadığı ve devan etmesinin karşılıklı şartların kabulü ile olacağını belirtiliyor” diye konuştu.
‘Türkiye-Rusya etkeni’
Hububat ekim döneminde iklim bazlı sıkıntılarla yağışsız bir dönemin endişe oluşturduğu Türkiye’de ilkbahar yağışları hububat verimini oldukça artırdı. Buna göre 21 milyon ton buğday, 8.5 milyon ton arpa üretimi bekleniyor. Tüketim tarafında herhangi bir ihtiyacı bulunmayan Türkiye’nin stok oranı da yüksek. Ayrıca Türkiye genel olarak yaptığı ithalatı, mamul ürün üretmek için kullanıyor ve bu ürünleri de katma değerli olarak ihraç ediyor. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, Ukrayna ve Rusya’nın dünyanın önemli üreticileri olduğunu belirtirken, bu ürünlerin dünya piyasalarına yönelmesinin özellikle Afrika gibi bölgelere önem arz ettiğini söyledi. Türkiye’nin bir risk taşımadığını anlatan Taycı, “Zaten Rusya ile ticaretimiz de devam ediyor, önemli bir ortağımız. Alternatif tedarik merkezi devreye girene kadar Afrika gibi bölgelerde bir süre sorun olabilir. Belki bizler Türkiye ile Rusya arasında bu bölgelere bir köprü kurabiliriz, üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.