O kara gece sonrası yaşadıklarını anlatan Konar, şunları söyledi:
“Tabi ki büyük bir acı. Kolay bir şey değil. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey görülmemiş. Peş peşe iki büyük deprem. Birçok depreme gittik. Afet, sel, yangın… İlk kez ne yazık ki kendi ailem için kendi akrabalarım, yakınlarım için o umut dolu bekleyişi sürdürdüm. Günlerdir enkaz başındaydık. Peş peşe yedi cenaze çıkardık ne yazık ki… Tabi ki güzel haberler de geldi. Sağ kurtulanlar oldu. Amcamın ailesinden yedi kişi yaşamını yitirdi. Amcamın kızları, onların çocukları… Diğer taraftan başka bir enkaz vardı. Orada da yine aynı şekilde amcamın kızı, eşi ve kayınbiraderi yaşamını yitirdi. Ama onların iki kızı biri 98. biri de 101. saatte kurtarıldı. İlk çıkan Ayfer Kazıcı’ydı 15 yaşında. Üç saat sonra da Fatma Kazıcı enkazdan çıkarıldı. Beklediğimiz bir durum kalmadı. Bir binada yedi kişi yaşamını yitirmişti. Oradan beş yaşındaki yeğenimiz sevgili İlker Boyar’ı sağ çıkardı ekipler. Onun mutluluğu inanılmaz. Tabi diğerleri için de aynı durum olsaydı. Bütün aile üyeleri peş peşe çıktı. Arada 20 dakika 30 dakika var. Bir taraftan onu görüyorsun inanamıyorsun, çıldırıyorsun. Öbür taraftan hala enkaz altında olanlar var. İlk binada durum böyleydi. Diğer taraftan da başka mucizeler yaşandı. Diğer yeğenlerimiz Ayfer ve Fatma’nın sağ çıkarılma haberi umutlandırdı. Keşke diğerleri için de aynı şey olsaydı, olmadı.”