Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Sıcak bir haziran sabahında ormanlık alanda yürüyüş yapıyorlardı. Sabah erken saatlerde temiz havada yürüyüş yapmaya karar vermek için hızlıca yola koyulmuşlar, ülkenin güneybatısındaki tatil beldesinde ağaçlarla çevrili bir parkta yürüyüşe çıkmışlardı. Ancak bu yürüyüşün sonunda onları kötü bir sürpriz bekliyordu. Spor yapmak için çıktıkları yürüyüşte üzerinde kadın kıyafetleri olan cansız bir bedenle burun buruna gelmişlerdi. Daha da ürkütücü olan ise bu bedenin başsız olmasıydı. Yaşadıkları büyük şoku atlatır atlatmaz durumu hızlıca polise bildirecekler, vahşetin ardındaki sır perdesi yavaş yavaş aralanacaktı.
2020’NİN YAZINDA TANIŞTILAR
İngiltere’nin başkenti Londra’da yalnız yaşayan ve ‘Deborah’ adıyla tanınan 60’lı yaşlarının sonundaki Mee Kuen Chong, inançlı bir kadındı ve sık sık kiliseye gidiyordu. Vaktinin birçoğunu İncil okuyarak geçiren Chong, yaşadığı psikolojik problemlerden sonra kabuğuna çekilmiş, çevresindekiler tarafından ‘dindar bir Hristiyan’ olarak bilinen bir kadındı. Yaşadığı pek çok sarsıcı olaydan sonra kendini dine adayan Chong, kiliseyi sık sık ziyaret etmeye başladıktan bir süre sonra çevresini tekrar eskisi gibi genişletmeye başlamıştı. Hayatına yeni insanlar dahil etmeye başlayan Chong’un karşısına çıkan kişilerden biri de Jemma Mitchell’dı.
30’lu yaşlarının sonundaki Jemma Mitchell da tıpkı kendisi gibi dindar bir kadındı. Tıp fakültesinden dereceyle mezun olan ve bir dönem osteopati (organ sistemleri, kas-iskelet sistemi ve merkezi sinir sisteminde görülen sorunlara bağlı olarak gelişen rahatsızlıkları manuel yöntemlerle inceleyen ve değerlendiren bir tıp branşı) ile yoğun bir şekilde ilgilenen Mitchell, Chong’un hayatına 2020’nin Ağustos hayatında dahil olmuştu. Chong, Mitchell’ın hayatına girmesinden ötürü önceleri oldukça mutluydu. İkili sık sık bir araya geliyordu. Mitchell’ın sıcak tavırları sayesinde Chong geçmişte yaşadığı kötü olayları yavaş yavaş unutmaya başlamıştı. Ancak günler geçtikçe bu arkadaşlığın ona hiç de iyi gelmediğini yavaş yavaş fark edecekti.
UZUN BİR SÜRE TEDAVİ GÖRDÜ
Kendisinden 29 yaş küçük olan Jemma Mitchell’la arkadaş olan Mee Kuen Chong, artık 70’lerine yaklaşmasından ötürü sakin ve sessiz bir hayat sürüyordu. Tek başına yaşıyordu ve kendi kendine yetecek kadar parası vardı. Jemma Mitchell, Chong’dan kendisine manevi ve maddi yardım taleplerinde bulunmaya başlamıştı. Chong önceleri bu taleplere elinden geldiğince karşılık vermeye çalıştı. Ancak taleplerin ardı arkası kesilmiyordu. Mitchell’a inancı gereği kol kanat germek isteyen, 30’larındaki kadının başarılı bir öğrencilik hayatını geride bırakmış olmasından ötürü kendisiyle arkadaşlık kurmasında bir sakınca görmeyen Chong için kabus dolu günler tekrar başlamıştı.
Hiç kimsenin bilmediği önemli bir sırrı vardı. Mitchell’la tanışmadan dört yıl önce ciddi manik ataklar geçirmişti. Bu ataklar yüzünden ruh halinde ciddi dalgalanmalar yaşayan Chong için ‘paranoid şizofreni’ teşhisi konmuştu. Bu hastalık sık sık sanrılar görmesine, çevresindeki kişilerden kuşkulanmasına, toplum içinde sağlıklı bir iletişim kuramamasına sebep oluyordu. Gördüğü tedavi süreci doktorların onayıyla Mayıs 2021’de sona ermişti. Fakat neredeyse dokuz ay önce hayatına dahil olan Mitchell’ın sürekli kendisinden taleplerde bulunması rahatsızlığının tekrar nüksetmesine sebep olmuştu. Chong kendini büyük bir çıkmaz içinde görüyordu. Sona eren tedavi sürecinde fazla kuşkucu hareketleriyle yüzleşen Chong aslında Mitchell’dan şüphelenmekte haklıydı. Çok değil sadece bir ay sonra ikili arasındaki diyaloglar giderek tehlikeli bir hale evrilmeye başlayacaktı.
Şizofreninin bir alt tipi olan paranoid şizofreni, bir düşünce bozukluğu olarak tanımlanıyor. Şizofreninin en çok görülen tipi olan paranoid şizofrenide kişiler dine aşırı düşkün olabilir, metafizik konularına ilgi duyabilir. Rahatsızlıklarını kabul etmeyen bu kişiler, sanrıları yüzünden toplum içinden uzaklaşmaya başlar. Kötülük görme ya da büyüklük sanrıları haricinde kuşkucu ve alıngan tavırlar sergilemesi de yine bu düşünce bozukluğunun kişiler üzerindeki etkileri olarak sıralanabilir. Kalıtsal faktörlerin görülme riskini artırdığı bu rahatsızlığın kendini belli etmesi genellikle yavaş ve daha geç yaşlarda olabiliyor.
‘EVİME GELMENİ İSTEMİYORUM’
Mitchell ve Chong arasındaki iletişimin kırılma noktası, genç kadının Chong’a mali durumu hakkında açık açık konuşmasıyla başladı. O ana kadar Chong’tan daha ufak çapta maddi ve manevi yardımlar talep eden Mitchell bu kez bir evin onarımı için ondan para talebinde bulunmuş, Chong’tan tam 200 bin sterlin (yaklaşık 4 milyon 206 bin TL) istemişti. Chong bu parayı ancak söz konusu evin bir Hristiyan ibadeti için kullanılması şartıyla verebileceğini söylemişti. Mitchell, Chong’un bu isteğini kabul etti ve ona yaptıracağı evin ibadet için kullanılacağını söyledi.
Bu görüşmeden sonra Mitchell’ın tavırlarını gözlemleyen Chong, 7 Haziran 2021’de kadının kendisine dürüst yaklaşmadığını düşünerek kararından vazgeçti. Bu karar değişikliği sonucunda Mitchell ve Chong arasındaki gerilim hızlı bir şekilde arttı. 8 Haziran’da Mitchell’a bir mesaj yollayan Chong, ona “Evime gelmeni istemiyorum” dedi. 11 Haziran 2021’de ise Londra’nın Wembley bölgesindeki evinde yaşayan Chong kayıplara karıştı.
BAŞ KISMI 10 METRE ÖTEDE BULUNDU
27 Haziran 2021’de ormanlık alanda ailesiyle birlikte yürüyüşe çıkan bir kadın, karşılaştıkları başsız kadın bedeni karşısında dehşete düştü. Plajdan yazlık evlerine dönerken yürüyüş yapmaya karar veren aile, yaşadıkları şoku atlattıktan sonra durumu polise bildirdi. Yapılan arama sonuç getirdi. 1 Temmuz 2021’de bu cansız bedene ait olan baş kısmı bedenin bulunduğu yerden 10 metre ötede çalılıkların arasına gizlenmiş bir şekilde bulundu. Bu ceset 11 Haziran’da kaybolan Mee Kuen Chong’a aitti.
Ceset üzerinde yapılan incelemelerde ölüm nedeni belirlenemedi. Uzmanlar yalnızca kadının kafasına sert bir cisimle ölümcül bir darbe aldığını ve kafatasında kırıklar olduğunu, ciddi bir saldırıya uğradığını tespit etti. Olayla ilgili başlayan soruşturmada şüphelenilen kişi Jemma Mitchell’dı. 6 Temmuz 2021’de gözaltına alınan Mitchell, Chong’un ölümüyle hiçbir ilgisi olmadığını iddia ederek cinayeti işlediğini reddetti. Ancak dava sürecinde mahkemeye sunulan bazı kanıtlar Mitchell’ın masumiyetini sorgulatacak cinstendi.
MİRASIN YÜZDE 95’İNİ KENDİSİNE AYIRMIŞ!
Geçtiğimiz günlerde basına sızan güvenlik kamerası görüntüleri, Chong cinayetini tekrar gündemin üst sıralarına taşıdı. Davada yayınlanan güvenlik kamerası görüntüsü herkesi dehşete düşürecek cinstendi. 67 yaşındaki Chong 11 Haziran’da kaybolmuştu. Aynı tarihe ait görüntülerde ise 38 yaşındaki Mitchell, elinde büyük bir mavi bavul ve sırt çantası ile yürüyordu. O günün sabahında boş valizle bir araba kiraladığı tespit edilen Mitchell’ın saatler sonra taşıdığı ağır valizde Chong’un başsız cesedinin olduğu ve Chong’un 200 bin sterlini Mitchell’a vermeyi önce kabul edip sonra kararını değiştirmesinden ötürü kadını öldürdüğü öne sürüldü.
Mahkemeye sunulan diğer belgelerdeki dikkat çeken bir detay ise Chong’un cansız bedeni bulunduğunda üzerindeki ceketin çıkından kağıt parçalarıydı. Bu kağıt parçalarında İncil’den bazı alıntılar ve ikilinin sürekli gittiği kiliseye ait bir kartvizit yer alıyordu. Ancak hepsi bu kadarla da sınırlı değildi.
Chong’un ve Mitchell’ın bilgisayarlarında yapılan incelemelerde Mitchell’ın kendi lehine bir sahte vasiyet oluşturmaya çalıştığı ortaya çıktı. Chong’un mal varlığının hatırı sayılır bir kısmının Mitchell’a ‘devredildiği’ bu sahte vasiyetin yer aldığı Word belgesinin 1 Temmuz’da, yani Chong öldükten günler sonra yaratıldığı fark edildi. Ekim 2020 tarihli bu sahte belgede Chong’un mirasının yüzde 95’inin Mitchell’a bırakıldığına dikkat çekildi. 11 Haziran tarihinde nerede olduğu sorulan Mitchell’ın mahkemeye St. Thomas Hastanesi’nde kırık parmağı için tedavi gördüğünü söylemesi ancak bu sözlerinin yalan olduğunun ortaya çıkması da davanın seyrini Mitchell’ın aleyhine çevirecek cinsten bir detay olarak görülüyor. Ülkeyi ayağa kaldıran davanın önümüzdeki günlerde sonuçlanması bekleniyor.