İsveç’teki skandala bir tepki daha: Kabul edilemez, lanetliyoruz

Adalet Bakanı Bozdağ, İsveç’teki nefret eylemleri hakkında Twitter’dan yaptığı açıklamada, “İsveç polisi tarafından Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in yakılması eylemine izin verilmesi bir akıl tutulmasıdır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça bir eyleme izin veren İsveç Hükümeti’ni ve polisini kınıyorum. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylem nefret suçudur. Düşünce özgürlüğü, milyarlarca Müslümanın kutsal kitabına hakarete, saygısızlığa bahane de kılıf da yapılamaz.

Kur’an’a yapılan alçakça saldırı, düşüncesizliğin ve Avrupa Orta Çağ ilkelliğinin göstergesidir. İsveç Hükümeti’ni, Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e saldırıyı marifet zanneden günümüz Ebu Cehilleri’ne karşı yasal tedbirler almaya ve gereğini yapmaya davet ediyorum. Kur’an, Allah’ın kelamıdır. Kur’an’a düşman nice Ebu Cehil geldi geçti, kıyamete kadar da nicesi gelip geçecek. Hiçbir Ebu Cehil Kur’an’ı aciz bırakamadı, ama Kur’an her Ebu Cehil’i aciz bıraktı. Günümüz Ebu Cehilleri de Kur’an karşısında alçaldıkça alçalacak ve aciz kalacak” ifadelerini kullandı.

AK PARTİ’Lİ DAĞ: KABUL EDİLEMEZ, LANETLİYORUZ

CNN Türk canlı yayınına bağlanan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ yaşananların kabul edilemez olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı;

Öncelikle büyükelçilik önünde ya da başka alanda bile olsa Kur’anı Kerim’in yakılması hali kabul edilemez. Bunu açık bir şekilde lanetliyoruz. Dışişleri Bakanı açıklaması düşünce özgürlüğü değildir. Nefret suçunu himaye etmektir. İsveç buna ‘özgürlük’ derken aslında çok net bir şekilde faşizmi teşvik etmektedir. Avrupa’yı, Btyı’yı uzun zamandır takip ediyoruz. İslam düşmanlığı, müslümanlara karşı düşmanlık açıkçası daha çok görülmeye balandı. Arkasında faşizan bir düşünce olduğu gözükmektedir. Yapılan her saygısızlık net bir şekilde insanlık suçudur.

Bundan önce de İsveç’te benzer hadiseler söz konusu olmuştu. Bizim tavrımız çok net ortaya konulmuştu. Bu süreç özellikle İsveç’in NATO’ya üyelik süreci söz konusu. Gerekli adımlar elbette atılacaktır. Milli Savunma Bakanı’nın ziyaretinin iptal edilmesi, Meclis Başkanı’nın ziyaretinin iptal edilmesi… Bundan sonra atacağımız adımlarda bize gereken yolu vermektedir.

Bu eylemler yaiandığında net bir şekilde tepki koyan Türkiye varken ısrarlı bir şekilde Kur’an-ı Kerim yapılan husus zaten Türkiye’nin değil sadece tüm İslam alemini tahrik edecek, oralarda da karşı çıkabilecek bir eylem yapmak ve PKK’nın orada olduğunu göstermek ‘akıl tutulması’ndan başka bir şey değil. İsveç’in için demek ki NATO üyeliğini istemeyen ciddi bir kesim var. Duruşumuz çok açık, nettir.

ABDULLAH EREN: AKIL TUTULMASI

CNN Türk’ten Hakan Çelik’e konuk olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de şu açıklamaları kullandı;

Zaman zaman avrupa’nın farklı ülkelerinde maalesef aşırı sağın da yükselmesiyle bu tür provokatif eylemler yapılmak isteniyor. Ya sosyal gruplar tarafından ya marjinal siyasi partiler tarafından. Geçtiğimiz dönem Avrupa’nın bazı ülkelerinde buna izin verilirken Ekim ayında Hollanda’da buna yakın bir gösteri yapılmak istenmişti. O zaman Hollanda polisi buna mani olmuştu. İsveç’teki olay maalesef tam bir ‘akıl tutulması.’ Bir de İsveç’in NATO ile alakalı böyle bir süreci var. PKK hususunda yine sayın Cumhurbaşkanımızla alakalı en son yapılan gösteriye hassasiyet oluşmuşken üstüne buna izin verilmesi tabi ciddi bir ‘akıl tutulması.’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir