Türkiye’de kadın istihdamının düşük olmasının önemli sebeplerinden biri hamilelik nedeniyle işini kaybeden kadınların çoğunluğunun çalışma hayatına yeniden dönememesidir. Her ne kadar son yıllarda doğum yapan kadınların işten ayrılmadan çocuklarına daha fazla zaman ayırabilmesine yönelik düzenlemeler yapıldı ise de uygulamada sistem kadın çalışanların aleyhine işliyor.
Hamile ve yeni doğum yapmış kadın çalışanların hakları 4857 Sayılı İş Kanunu ile Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik ile düzenleniyor.
Kanunun 18. maddesine göre, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde işveren iş akdini sona erdirirken işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda. Aile yükümlülükleri, hamilelik ve doğum iş akdinin feshi için geçerli bir sebep oluşturmaz. Kadın işlerin gece işe gelmemesi de fesih gerekçesi olarak gösterilemez.
Kanunun “Eşit davranma ilkesi” başlıklı 5. maddesine göre ise işveren bir işçiye işe alımda, çalışma koşullarının oluşturulmasında, çalıştırılmasında veya işten çıkartılmasında gebelik nedeniyle doğrudan veya dolayı farklı işlem yapamaz.
İŞVEREN ÜCRETTE İNDİRİM YAPAMAZ
Kanun ve yönetmelikte hamile veya yeni doğum yapmış kadınlara sağlanan hak ve güvenceler, çalışanın hamile olduğunu işverene bildirmesi ile başlar. Bunun için öncelikle sağlık raporu ile işverenin bilgilendirilmesi gerekir. İşveren, hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren, çalışanın sağlık ve güvenliği için tehlikeli sayılan kimyasal, fiziksel, biyolojik etkenlerin çalışan üzerindeki etkilerini değerlendirir. Çalışanı etkileyen psikososyal ve tıbbi faktörler varsa gerekli önlemi alır.
İşveren, sağlık ve güvenlik riski olduğunu görür ise çalışma koşullarını, çalışma saatlerini değiştirir. Sağlık raporu doğrultusunda hamile çalışan gerekirse sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu değişikliklerden dolayı ücretinde indirim yapamaz. İşyerinde hamile kadını çalıştırmaya uygun hafif bir iş yoksa ücretsiz izin verme yoluna gidebilir.
HAMİLELİĞİ İŞVERENE BİLDİRİN
Hamilelik döneminde işten çıkarmalar dolayısıyla işini kaybetmek istemeyen kadınlar hamileliği gizleme yoluna başvuruyor. Hata da bu noktada ortaya çıkıyor.
İşveren hamilelik nedeniyle işten çıkartamaz, çıkartırsa da sonuçlarına katlanır. Ancak, hamileliğin gizlenmesi işveren açısından haklı fesih sebebi oluşturur. İşveren hamileliği gizlediği gerekçesi ile iş akdini tazminatsız feshedebilir.
İŞTEN ATILAN HAMİLE VEYA YENİ DOĞUM YAPMIŞ KADINLAR TAZMİNAT ALABİLİR
Hamile veya yeni doğum yapmış kadının işten çıkartılması halinde işveren ihbar ve kıdem tazminatı ödemek zorunda kalır. Toplam çalışan sayısı 30 ve daha fazla olan işyerlerinde en az 6 aylık kıdemi bulunan kadın işçi işe iade davası açabilir. İşe iade davasını kazandığı halde işe başlatılmaması halinde 4 aya kadar boşta geçen süre ücreti ile 4 ile 8 ay arasında işe başlatmama tazminatı öder.
Toplam çalışan sayısı 30’dan az olan işyerlerinde çalışanlar ise ihbar ve kıdem tazminatının yanı sıra kötü niyet tazminatı talebinde de bulunabilir. Kötü niyet tazminatı, işçinin çalışma süresine göre hak etmiş bulunduğu ihbar tazminatı hakkının üç katına kadar çıkabilir.
Gebelik dolayısıyla ayrımcılığa uğradığını kanıtlayanlar da eşit davranma ilkesine aykırılıktan dört aya kadar ücret tutarında tazminat ile yoksun bırakıldığı haklarını talep edebilir. Örneğin hamilelik nedeniyle daha hafif işte çalıştırıldığı gerekçesiyle ücretinde indirim yapılmışsa ücret kaybını isteyebilir.
HAMİLELİK YÜZÜNDEN DEVAMSIZLIK NEDENİYLE İŞ AKDİ FESHEDİLEBİLİR Mİ?
İşveren, sorunlu hamilelik veya doğum sonrası ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle uzun süreli devamsızlık sebebiyle derhal fesih yapabiliyor. Bu gerekçe ile iş akdinin feshi için işçinin devamsızlığının, ihbar süresi + 6 haftayı aşması gerekir. Örneğin, en az 3 yıl kıdemi bulunan bir işçinin ihbar süresi 8 haftadır. Bu işçinin devamsızlığının 8 + 6 = 14 haftayı aşması halinde işveren açısından fesih hakkı ortaya çıkar.
Bu noktada iki husus önemlidir. Birincisi, 14 haftalık devamsızlığın kesintisiz olması gerekir. İkincisi ise 14 haftalık süre doğum izni ile yarım çalışma süresinin bitiminde başlar.
GECE ÇALIŞTIRMA YASAĞI
Hamile oldukları sağlık raporuyla tespit edilen kadınlar, bu andan itibaren doğuma kadar geçen sürede 20.00-06.00 saatleri arasında çalışmaya zorlanamaz. Yarısından fazlası 20.00-06:00 arasına denk gelen gece vardiyalarında çalıştırılamazlar. Örneğin, 18.00-01.00 vardiyasında gece çalışması 4 saati aştığı için, böyle bir vardiyada hamile kadınlar çalıştırılamaz.
Yeni doğum yapmış kadınlar da doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılamazlar. Bir yıllık sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğuna ilişkin sağlık raporu alınması halinde, raporda belirtilen süre boyunca gece çalıştırma yasağı uygulanır. Hamile ve emziren kadınların günlük çalışma süresi 7.5 saati aşamaz.