İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin tartışmalı yargı reformuna yönelik protestolar devam ediyor. Başkent Tel Aviv’de bir araya gelen yüzlerce kişi, ellerindeki İsrail bayrakları ile Netanyahu hükümetinin “yargıyı zayıflatma” girişimlerine tepki gösterdi. Göstericiler, “Utanç” , “Çoğunluğuz ve sokaklardayız”, “Demokrasi” ve “İsrail diktatörlük değil, İsrail Macaristan değil” sloganları attı. Başkentteki bir anayolu trafiğe kapatan göstericilere polis sert şekilde müdahale etti. Göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz, ses bombası, tazyikli su ve atlı polisler kullanıldı. Gösterilerde kaç kişinin yaralandığı veya gözaltına alındığı henüz bilinmiyor.
Bazı protestocular ise, geçmiş protestolarda olduğu gibi Margaret Atwood’un dünyaca ünlü “The Handmaid’s Tale” adlı romanındaki hizmetçiler gibi uzun kırmızı elbiseler ve beyaz başörtüleri giyerek, Kudüs tren istasyonunda yargı reformuna tepki gösterdi.
NETANYAHU, GÖSTERİCİLERİ “ANARŞİST” OLARAK NİTELENDİRDİ
Netanyahu yaptığı açıklamada, “Polise karşı şiddeti, yol kesmeyi veya kanun ihlalini kabul etmeyeceğiz. Gösteri hakkı anarşi hakkı değildir” dedi.
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise, bazı göstericilerin polise taş attığını ve polisin “anarşistlerin” isyan çıkarıp yolları kapatmasını engellemek için elindeki tüm araçları kullanacağını ifade etti.
MUHALEFET OYLAMAYI BOYKOT ETTİ
Muhalefet üyeleri, yargı reformu planında daha fazla öneriye ilk onayı verdiği için meclisin Anayasa, Adalet ve Hukuk Komitesi tarafından yapılan bir oylamayı boykot etti.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile ABD’nin yasayı erteleme ve müzakere etme çağrılarına rağmen Yüksek Mahkeme’nin yetkilerinin sınırlandırılmasını, meclisin mahkeme kararlarını geçersiz kılmasını ve yargının hakimlerin seçimi üzerindeki etkisinin azaltılmasını içeren reformun yasalaşması için mecliste yapılacak 3 oturumda da onay alması gerekiyor. İsrail’in yazılı bir Anayasa’sı bulunmazken, Yüksek Mahkeme en yüksek yargı merci olarak görev yapıyor. İsrail’de devletin işleyişine, yönetimi ile insan hak ve özgürlüklerine ilişkin “temel yasalar” bulunuyor. Yüksek Mahkeme, Anayasa taslağı olarak kabul edilen “temel yasalara” aykırı olduğu gerekçesiyle meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisine sahip.