İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK), 39. İzleme Komitesi Toplantısı başladı.
Ülkeler arasındaki iş birliğini güçlendirmek için yapılan çalışmaların önemli bir ayağını oluşturan toplantı, Ankara’da gerçekleştiriliyor.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı Rıdvan Ağaoğlu, genç nüfus ve yer altı kaynakları gibi pek çok unsurun İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerine önemli fırsatlar sunduğunu belirterek, “Bunu somut kazanımlara dönüştürebilmemiz için işbirliğimizi güçlendirmemiz gerekmektedir.” dedi.
Ağaoğlu, burada yaptığı konuşmada, “İSEDAK Bakanlar Oturumu”nda alınan kararların, İİT kapsamında ekonomik konularda yürütülen program ve projelerin uygulamasının gözden geçirilip izlendiği ve gelecek “İSEDAK Bakanlar Toplantısı”nın gündeminin belirlendiği İzleme Komitesi çalışmalarının önem taşıdığını söyledi.
“Son 30 yılın zirvesine tırmanan enflasyonun yapışkan olma tehlikesi devam ediyor”
Ağaoğlu, buna karşın küresel ölçekte geçen yıl, son 30 yılın zirvesine tırmanan enflasyonun yapışkan olma tehlikesinin hala devam ettiğini ve enerji, gıda hariç çekirdek enflasyon düzeylerinin birçok ülkede henüz zirve yapmadığını anlattı.
Yüksek enflasyonla mücadele anlamında yapılan müdahalelerin başında sıkılaştırıcı para politikaları ve faiz artışlarının geldiğine işaret eden Ağaoğlu, kısa sürede enflasyon alevini düşürmeye bir çözüm sunsa da bu politikaların ülkelere önemli maliyetleri olduğu dile getirdi.
“İslam ülkeleri arasındaki ticaretin artması, önemli”
Ağaoğlu, enerji ve gıda ürünlerindeki fiyat artışları başta olmak üzere oluşan hayat pahalılığının ekonomiler için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
Üretim maliyetlerinin artması ülkelerimizin rekabetçiliğini azaltmakta ve ihracatlarına olumsuz şekilde yansımaktadır. Dolayısıyla düşen ihracat oranları da ülkelerimizin büyüme hedeflerinin önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Küresel ölçekte karşılaşılan bu ekonomik meseleler karşısında İslam ülkeleri arasındaki ticaretin artması, ekonomilerimizin dinamizmi açısından büyük önem taşımaktadır. Dünyanın birçok bölgesine yayılmış İİT ülkeleri olarak, sahip olduğumuz genç nüfus yapısı ve yer altı kaynakları gibi pek çok unsur bize önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu potansiyeli somut kazanımlara dönüştürebilmemiz için işbirliğimizi güçlendirmemiz gerekmektedir.
“Sonuç odaklı vizyonla çalışmalıyız”
Ağaoğlu, 2016 yılında İstanbul’da yapılan 13. İslam Zirvesi’nde kabul edilen İİT 2025 Programı kapsamında belirlenen İİT-içi ticaret hedefinin yüzde 25 olduğunu anımsatarak, İslam Ticareti Geliştirme Merkezi (ICDT) verilerine göre 2016 yılında yüzde 19’a yakın olan İİT-içi ticaret hacminin 2017’de yüzde 20’ye çok yaklaştığını ve 2018’de yüzde 21’i bulduğunu bildirdi. Sonraki üç yılda ise İİT-içi ticaretin yüzde 19 seviyesinde seyrettiği bilgisini veren Ağaoğlu, şunları kaydetti:
Söz konusu programda belirlenen hedefe ulaşmak için önümüzde iki yıl kalmışken son yıllardaki oransal düşüş daha sonuç odaklı bir vizyonla çalışmamız gerektiğine işaret etmektedir. Bildiğiniz gibi İİT-içi ticaret hacminde petrol ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. Yıldan yıla değişen fiyatlar İİT-içi ticaret göstergelerini önemli şekilde etkilemektedir. Bu bakımdan, ticaretimizde ürün çeşitliliğinin artırılması ve katma değeri yüksek üretim altyapısının oluşturulması, hedeflerimize ulaşmamız noktasında çok büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, İSEDAK şemsiyesi altında yıllar süren çabalar sonucunda oluşturulan enstrümanların en iyi şekilde uygulanabilmesi için gerekli değişikliklerin ve iyileştirmelerin zamanlıca hayata geçirilerek üye ülkeler arasında ekonomik ve ticari işbirliğinin daha da güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu enstrümanların başında TPS-OIC Tercihli Ticaret Sistemi gelmektedir.
Bildiğiniz gibi, TPS-OIC Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Uygulamada başarı elde edilebilmesi, gerekli yükümlülüklerin sisteme taraf tüm ülkelerce yerine getirilmesine ve uygulamaya ilişkin teknik iç prosedürlerin bir an önce tamamlanarak sistemin düzgün şekilde işlemesine bağlıdır. Ancak bu şekilde sistemin ticaret hacmimize anlamlı bir katkı yapması mümkün olacaktır.
“Proje Destek Programları kapsamında bu yıl 19 projeye destek sağlanacak”
Ağaoğlu, üye ülkeler ve ilgili İİT kuruluşlarının katılımıyla KOBİ Programı oluşturulması kararı alındığına dikkati çekerek, bu kapsamda, İSEDAK KOBİ Programı’nın hazırlıklarına dönük çalışmaları önemsediklerini, ülkelerin ve ilgili İİT kuruluşlarının bu konuda gerekli katkıyı sağlayacağına inandıklarını anlattı.
“Çalışma Grubu Toplantıları”nın bu yılki ikinci turunun ekimde düzenleneceği bilgisini veren Ağaoğlu, burada geliştirilecek somut politika tavsiyelerinin ve yol haritalarının gelecek dönem ilgili alanlardaki iş birliği çabalarına anlamlı katkılar sağlayacağını düşündüklerini bildirdi.
Ağaoğlu, İSEDAK Proje Destek Programları kapsamında üye ülkeler ve ilgili kuruluşlar tarafından yürütülen projelerin de sarf edilen çabalar arasında önemli yer tuttuğunu ifade ederek, şunları söyledi:
Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl 15 proje, üye ülkelerin ve ilgili İİT kuruluşlarının kıymetli katkılarıyla tamamlanmıştır. Bu yıl ihtiyaç analizi ve akran tecrübe paylaşımı gibi yeni proje tipleri program kapsamına dahil edilmiştir. Ayrıca, çok taraflı projelerin yanı sıra ülkelerimize kendi kalkınma meselelerine yönelik proje sunma imkanı da getirilmiştir. Bu çerçevede program kapsamında inşallah bu yıl 19 projeye destek sağlanacaktır. Kudüs’teki kardeşlerimizin ekonomik refahının artırılmasına yönelik 2020 yılında başlatılan Kudüs Programı çerçevesinde geçtiğimiz yıl 5 proje başarıyla uygulanmıştır. Bu yıl, program kapsamında özellikle genç istihdamı meselelerine odaklanan 5 projeye destek sağlanacaktır.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Taha: Ukrayna-Rusya Savaşı ve devamında gelen yaptırımlar sebebiyle küresel ekonomik büyüme zayıfladı
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, gönderdiği mesajda, toplantının herkese hayırlı olmasını dileyerek, Kahramanmaraş merkezli depremler sebebiyle taziyelerini iletti.
Koronavirüs ve beraberinde gelen önlemlerin, ekonomik faaliyetlerde küresel ölçekte emsali görülmemiş bir yavaşlamaya neden olduğunu belirten Taha, şu açıklamada bulundu:
2022 ortalarında dünya yavaş yavaş salgını kontrol altına almaya başladı. Ancak Ukrayna-Rusya Savaşı ve devamında gelen yaptırımlar sebebiyle küresel ekonomik büyüme zayıfladı. Bu yaptırımlar ve savaşın hem iki ülkeye hem de küresel ölçekte etkileri oldu. Özellikle yakın ekonomi ilişkileri olan ülkelerde bunun yankıları ciddi şekilde hissedildi. Savaştan dolayı gıda tedarik sistemi bozuldu. Pek çok İslam İşbirliği ülkesinin gıda güvenliği bundan kötü etkilendi.”
“Somut, güvenilir ve güçlü çıktılar elde ederek geleceğe emin adımlarla ilerleyeceğiz”
Katar Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Ulusal ve Bölgesel Kalkınma Dairesi Başkanı Said Albraidi de iş birliğini güçlendirmek ve zorluklara karşı birlikte mücadele etmek gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin bu noktada ortaya çok yoğun bir efor koyarak projeler gerçekleştirdiğinin altını çizen Albraidi, şu değerlendirme yaptı:
Türkiye 2025’e uzanan yolda emin adımlarla ilerliyor. İş birliği söz konusu olduğunda bunu ne kadar destekleyip yoğunlaştırırsak o kadar ticaretimiz için de iyi olacaktır ki 2025’e kadar yüzde 25’lik hedefimiz olduğunu hatırlatmak isterim. İlgili sekreterliklerimiz bu hedefi tutturabilmek için gece gündüz çalışacaktır.