İcardi öyle bir adam ki ne zaman ne yapacağı asla belli değil. Dün öyle bir anda gol attı ki takımının her derdine deva oldu. Alışı, vuruşu dönüşü ve topu gönderdiği yer kaleciyi narkoz yemiş gibi bıraktı. Büyük futbolcular işte böyle anlarda ortaya çıkıyor.
İlk yarının önemli isimleri vardı. Kerem Demirbay ile Berkan Kutlu…
Kerem öyle bir müdahalelerde bulundu ki rakibin birçok atağını başlamadan bitirdi. Bununla da yetinmedi, enfes bir gol attı.
Berkan Kutlu’nun sol bek ile ilgisi yok. Ama hocası görev vermiş çaresiz oynuyor. Oynuyor ama ilk yarıda öyle güzel kademelere girdi ki tehlikeleri doğmadan önledi. Adam sanki kırk yıllık sol bek gibiydi.
Tabii bu yarıda İcardi’yi unutursak haksızlık olur. Hiç top alamadı onu belirtelim. Tek bir pozisyona da giremedi. Ancak baktı olmuyor biraz orta alana kaydı. Bu bölgede öyle önemli işler yaptı ki rakibi adeta bayılttı. Hele Barış’a bir pası var. Bir fizik mühendisi o topun gidiş şeklini, hızını mümkün değil ölçemez. Ve gol de onun asisti ile geldi.
İkinci yarı farkın geleceğini düşündürdü. Ancak rakip takımda Preciado diye bir oyuncu çıktı başımıza dert oldu. Müthiş bir gol attı. Berkan’ın tüm çabasına rağmen sol kanadımızı perişan etti. Bir de Nelsson’un kırmızı kartı gelince işler bir anda tersine döndü. Yine Preciado’nun asistinde rakip 2. golünü bulunca maç sıkıntıya girdi.
Şunu eklemek lazım Galatasaray ilk yarı da dahil orta alanda öyle boşluklar verdi ki her top rakibe ikram oldu. Galatasaray bu sezon hiçbir maçta rakibini bu bölgede bu kadar rahat oynatmamıştı. Ve neredeyse bu pahalıya patlıyordu.
Allah’tan rakibin kırmızı kartı çok iyi anda geldi. Durum eşitlenince yine baskı kuruldu. İcardi’nin muhteşem golüyle en azından Prag’a bir gol avantajla gideceğiz.
Bu maçta Muslera’yı unutan nankördür. Bir kaleci bir takımı ne kadar sırtında taşıyabilir? Dünyada Muslera’nın örneği yok. Adam dağ gibi. Dün Galatasaray zor da olsa galip geldiyse kesinlikle Muslera en ön plandaydı.