‘Hintli Dayı’nın Türkçe videoları olay oldu! ‘Hayatta kalmak için 2 kelime biliyordum’

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Hindistan’ın güneyinde ailesiyle birlikte yaşayan Jamaludheen (Cemalettin) Chennankulavan (27), bir firmada iş analisti olarak çalışıyor. Türkiye’de 4 sene kalıp yüksek lisans yapan Cemalettin, okulu bittikten sonra ülkesine geri döndü. YouTube ve sosyal medyada Türkçe içerikler üreterek hem para kazanıyor hem de dilini geliştiriyor. Türkçeyi, Türkiye’ye geldikten sonra öğrendi. Gelmeden önce aç kalmamak için sadece su ve ekmek kelimelerini biliyordu. Sonrasında bir sene bir Türkçe kursuna gitti ve çok güzel arkadaşlıklar kurup kendini dil konusunda geliştirdi.

‘İSTANBUL’U AMERİKAN VE HİNT FİLMLERİNDEN BİLİYORDUM’

Türkiye’ye gelmeden önce ülke hakkında hiçbir fikri yoktu ancak araştırdıkça iki ülke arasında geçmişten de gelen bir kardeşlik olduğunu gördü. Bir de İstanbul ile ilgili birkaç bilgiye sahipti. Onları da Amerikan ya da Hint filmleri izlediği zamanlarda edinmişti. Bir arkadaşı Türkiye’ye okumak için gidince o da kendini Türkiye’de buldu. Sonrasında her şeyi öylesine benimsedi ki YouTube’da Hintli Dayı isminde bir kanal açarak Türkçe içerikler üretmeye başladı.

Cemalettin Chennankulavan’ın babası Suudi Arabistan’da bir noodle firmasında çalışıp emekli olduktan sonra ülkesine dönerek çiftçilik yapmaya başladı. Annesi ev hanımı olsa da boş zamanlarında babasıyla birlikte çiftçilik işlerine destek oluyor. Cemalettin ise Güney Hindistan’daki başka bir şehirde yaşayıp çalışıyor, tatillerde ise ailesinin yanına dönüyor. Özgür büyütüldüğünü söyleyen Cemalettin, Türkiye’ye eğitim için gelmesine de olumsuz yaklaşmadıklarını ancak biraz korktuklarını dile getirdi. Özellikle annesinin endişe duyduğuna değinen Chennankulavan, “Aslında babamın yurt dışında çalışırken Türk tanıdıkları vardı. Bana da ‘Türkiye’ye gidebilirsin ve beğenmezsen geri dönebilirsin’ dedi. Ben de böylelikle Türkiye’ye gittim” açıklamasında bulundu.

‘TÜRKÇE KONUŞURKEN AĞZIMA BAKIP NE DEDİĞİMİ MERAK EDİYOR’

Cemalettin’in Türkçe konuşmasına çok şaşıran ailesi, o konuşurken ağzına bakarak neler söylediğini merak ediyor. “Bizler nasıl ki birçok ülke hakkında bilgiye sahip değilsek, Hindistan’da yaşayanlar da pek bilmiyor” diyen Cemalettin Chennankulavan, “Sadece Türkiye ile iş yapanlar biliyor. Yerel halka Türkiye’yi anlatmam gerekiyor. Türkiye’yi Arap ülkesi olarak biliyorlar, Avrupa’ya yakın olduğunu bilmiyorlar. Hatta Asya’da bir ülke olduğunu zannedenler de var. Türkiye’de okuduğumu söylediğimde yerini bilmedikleri için nerede olduğunu soranlar oluyordu. Ailem, akrabalarım ve çevremdeki diğer insanlar ben gittikten sonra Türkiye hakkında detaylı bilgi edindiler ve araştırarak öğrendiler. Turistik bir yer olduğunu biliyorlar artık. Kimileri de Türk dizilerinden takip ediyor. Hindistan’da dublajlı yayınlanan Türk dizilerini izliyorlar. Bazıları da yaşamın dizilerdeki gibi olduğunu düşünüyor” şeklinde konuştu.

Cemalettin, Türkiye’ye ilk geldiği zaman onu şaşırtan çok fazla şey oldu. “Ben Güney Hindistan’da yaşadığım için buradaki insanlar koyu ten rengine sahip. Türkiye’de ise baktığım her yerde beyaz tenli insanlar vardı” diyen Hintli Youtuber’ınTürkiye’ye geldiğinde en çok şaşırdığı şeylerden biri bu oldu. Chennankulavan, bazı yerlerde Türklerin selamlaşmasına da şaşırdığını söyleyerek gözlemlerini şu sözlerle anlattı:

“Biz selamlaşırken sadece tokalaşıyoruz ama sizde bazıları kafalarını da tokuşturarak selamlaşıyor. Bu beni çok şaşırttı.  Garip gelen bir başka şey de Türkiye’de herkesin kaşık kullanarak yemek yemesiydi. Biz burada genellikle ellerimizle yemek yiyoruz. Benim ellerimle yemek yediğimi görünce kızanlar oluyordu. Mesela Hindistan’a gelen Türkler de ‘Siz neden ellerinizle yemek yiyorsunuz?’ diye bize soruyorlar. Bizim buradaki kültürle Türkiye’deki kültür farklı.”

‘SİYAH ZEYTİNİ İLK KEZ TÜRKİYE’DE YEDİM’

İlk zamanlarda Türk yemeklerini çok sevmediğini, bunun sebebinin de iki kültür arasındaki baharat farklılıkları olduğuna dikkat çeken Cemalettin, “Türkiye’de herkes kahvaltı yapıyordu, ben hiç sevmiyordum fakat daha sonra alıştım. Öyle ki şimdi de Hindistan’da Türk yemekleri yapıyorum. Kuru fasulye ve pilavı çok özlüyorum. Özlediğim diğer yemekleri de yapıyorum. Menemenle kahvaltı yapıyorum. Aynı zamanda Hindistan’da bulunan Türk lokantalara gidip oradaki şeflerden güzel yemekler, kebaplar yiyorum” yorumunda bulundu.

Hindistan’da yaşadığı köyde pizza ya da hamburger gibi yiyecekler olmadığını da ekleyen ‘Hintli Dayı’ Cemalettin, “Onları da sadece bir kere yedim, hoşuma gitmedi. Benim yaşadığım bölgede daha çok pirinç tüketiyoruz, ekmek tüketmiyoruz. Türkiye’de ekmek yemek benim için zor olmuştu. İnsanların çoğunun döner yemesine de çok şaşırmıştım. Döneri de ilk defa Türkiye’de gördüm. Menemeni ve pek çok çorbayı da ilk defa Türkiye’de yedim. Mercimek çorbası, şehriye çorbası, bamya çorbası, tarhana çorbası bunları ilk defa Türkiye’de denedim. Hindistan soğuk bir ülke deği,l o yüzden bizde çok fazla çorba çeşidi yok. Aynı zamanda ayran ve şalgamı da ilk defa denedim. Adana’ya gittiğinizde muzlu süt var, o da çok güzel hoşuma gitmişti. Kayısıyı da ben ilk defa Türkiye’de yedim. Hindistan’da var ama çok pahalı şeyler. İncir de aynı şekilde. İncirin adını sadece Kur’an-ı Kerim’den biliyoruz. Yeşil zeytini babam yurt dışından getirmişti, ilk defa öyle tatmıştım. Siyah zeytini ve peyniri de ilk defa Türkiye’de gördüm. Hindistan’da peynir var ama bizim kaldığımız taraflarda çok fazla tüketmiyoruz” dedi.

‘ANNELERİN TERLİK FIRLATMASI BİZDE DE VAR’

Bazı farklılıklar olduğu kadar benzerliklerin de olduğunu söyleyen Cemalettin Chennankulavan, “Mesafe olarak birbirlerine çok uzak olmalarına rağmen benzerliklerin olması da çok hoş bir şey. Aile yapısı, dini inancımız, ailelere düşkün olunması gibi bazı benzerlikler bulabiliyoruz. Annelerin terlik fırlatması, kuzenlerin hep bir arada olması, misafirler geldiğinde herkesin salonda yatması, misafirperverlik, akraba ve aile ilişkileri, anneye olan düşkünlük, yemek yemeği sevmek, kardeşlerin tatlı sert didişmesi, babaların daha otoriter olması bunlar arasında. Ayrıca, Hindistan’da 200 milyon Müslüman var. Bu iki yüz milyon Müslüman da Türkiye’dekilere benziyor. Çünkü dini inanç gereği ibadet şekilleri, bayramlar bunların hepsi aynı” ifadelerine yer verdi.

“Hindistan farklı diller barındıran bir ülke. Türkiye’de resmi dil Türkçe ama Hindistan’da 12 resmi dil var. Aynı zamanda 400-500’e yakın dil konuşuluyor. Hindistan’da insan tipi, yemek, yaşam tarzı ve yaşam kalitesi olarak farklılıklar var. Mesela Türkiye’de ilk zamanlarda Türkçe bilmediğim için çok zorlandım. Türkiye’de İngilizce bilen de çok az kiş vardı. Hindistan’da ise eğitimli olan kesimi mutlaka İngilizce bilir. Bu biraz farklı geldi bana. İş konusunda da farklılıklar var. Türkiye’de işler konusunda çok çeşitlilik yok gibi. Hindistan’da öyle değil. Hindistan’da çeşitlilik çok olduğu için burada bol fırsat var ve yabancılar gelip bu iş fırsatlarını değerlendiriyor, oldukça da iyi para kazanıyorlar” şeklinde konuştu.

‘YAMYAM VAR MI? NEDEN ELLE YEMEK YİYORSUNUZ?’

Türkiye’de de Hindistan ile ilgili çok yanlış şeyler bilindiğini söyleyen Cemalettin Chennankulavan, YouTube için ürettiği içeriklerde gösterdiği Hindistan ile insanların bildiği Hindistan arasında çok büyük farklar olduğuna dikkat çekti. Bunun sebebinin belgesel için Hindistan’a gelenler ve YouTube için içerik üretenler olduğunu dile getiren YouTuber, “Hepsi Hindistan’la ilgili belli konularda videolar çekip paylaşıyor. Özellikle Hindistan’daki sokak yemeklerinin pis olduğu, Hinduizm dininin olumsuz tarafları ya da Müslümanların nasıl yaşadıkları gibi sınırlı konular hakkında konuşuyorlar. Ancak Hindistan’ın teknolojisi hakkında, Hindistan’ın üretimleri, yaşam tarzları, eğitimleri, iş yaşamı gibi konularda bilgi maalesef çok az. Mesela buraya gelen gezginler bu konularda daha çok bilgi verebilirse Türkiye’deki iş insanları için çok güzel bir fırsat olabilir” deyip ekledi:

“Hindistan’da 28 tane eyalet var, sadece 5 tane eyalete gidip bütün ülkeyi bu 5 eyalet üzerinden anlatıyorlar ve bütün ülkenin öyle olduğunu düşünüyorlar. Türkiye’de Hindistan dendiği zaman çok farklı olaylar akla geliyor: ‘Hindistan’da yamyam var mı?’, ‘Hindistan mikrop mu kaynıyor?’, ‘Dişlerinizi fırçalıyor musunuz?’, ‘Duş alıyor musunuz?’, ‘Hindistan’da herkes pis mi?’, ‘Neden ellerinizle yemek yiyorsunuz?’, ‘Hep dans ediyor musunuz?’, ‘Hayatınız dizilerdeki, filmlerdeki gibi mi?’ Bu sorular çok soruluyor. Ancak Hindistan uzaya ne kadar uydu fırlattı kimse konuşmuyor. Hindistan’da roket sanayii ve yazılım çok gelişmiş durumda. Böyle faydalı konular hakkında ya da ileride insanların hayatını değiştirecek teknolojiler hakkında kimse konuşmuyor. Türkiye’de de insanlar Hindistan’la ilgili dizileri filmleri izleyerek bunların gerçek olduğunu zannediyorlar. Bunu biraz değiştirmek amaçlı YouTube’da beni izleyenlere bilgi veriyorum. Daha derin konular tartışmalıyız, basit konular değil. Teknoloji, iş dünyası, girişimcilik gibi konuları tartışmamız gerekiyor.”

‘KONYA BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL’

Konya’da yüksek lisans yapan ‘Hintli Dayı’ Cemalettin, Konya’nın her şeyini çok özlediğini söylüyor. Yaklaşık 4-5 sene Türkiye’de yaşayan Chennankulavan, “Orada çok güzel zamanlar orada geçirdim ve arkadaşlar edindim. Ben Hindistan’da hiç bu denli kar hiç görmemiştim. İlk kez Konya’da gördüm. Karda vakit geçirip, kış mevsiminin güzelliğini orada tattım. O yüzden Konya benim için özeldir. Aynı zamanda Konya’nın merkezine ya da bir sokağına gittiğimde mutlaka beni tanıyan birileri olurdu. Çünkü beni o mahallenin bir delikanlısı gibi kabul ediyorlardı. Çok iyi komşularım vardı, yemekler getiriyorlardı, para veriyorlardı. Bir sorun çıktığında bana yardımcı oluyorlardı. Konya dendiği zaman aklıma ilk gelenlerden biri de Konya pilavı oluyor. Çünkü Güney Hindistan’da daha çok pilav yiyoruz. O yüzden Konya pilavı dendiği zaman benim aklıma hemen ev geliyor. Konya’yı ve Mevlana’yı çok özledim. Arkadaşlarımızla oturup çay içmeyi, balık ekmek yemeyi çok özledim” bilgisini paylaştı.

Bursa’ya da gittiğinde Bursa kebabı yediğini ve onu da ilk defa yemesine rağmen çok beğendiğinin altını çizen Cemalettin sözlerini şöyle noktaladı:

“Maraş dondurmasını da çok özlüyorum ve seviyorum. Herkes İstanbul’u çok seviyor ama ben İstanbul’u pek seven biri değilim. Ben ne zaman İstanbul’a gitsem kazıklanıyorum. O yüzden İstanbul çok sevdiğim bir yer değil. Konya’nın dışında İzmir, Bursa Çanakkale, Denizli gittiğim zaman güzel hissettiğim yerler bunlar. Doğu bölgelerine ve Karadeniz’e gitmedim. Eğer bir kez daha gelirsem oralara gitmeyi çok istiyorum. Yalnız hissettiğimde bazen Türkiye’deki anılar aklıma geliyor, özlem duyuyorum ve gözlerim doluyor. Türkiye’deki insanlarla, ülkedeki kültür ve güzelliklerle ilgili çok güzel anılar bıraktım.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir