Sevin Okyay – Çok heyecanlı bir Oscar sezonu ve töreniydi. Hem de sonuçlar sürprizli sayılmayacağı hâlde. Ne de olsa insanlar eşit ölçüde şanslı görünüyorsa eğer, bunlardan birinin kazanması sürpriz sayılmaz. 95. Oscar töreninde de favoriler olsa da hayli ‘eşit şans’ vardı. Ancak en zorlu rakipler, Yardımcı Kadın Oyuncu adaylarıydı. İki tane ‘yaşlıca’ aktris çok şanslıydı örneğin. Biri, “Everything Everywhere All at Once/Her Şey Her Yerde Aynı Anda”nın vergi memuru Deirdre Beaubeirdre karakteriyle Jamie Lee Curtis, ikincisi de “Black Panther: Wakanda Forever” ile Angela Bassett. Curtis’in ilk Oscar adaylığıydı. Bassett ise 1994’te “What’s Love Got To Do With It”teki Tina Turner karakteriyle ödüle aday gösterilmişti. İkisi de törene geldiklerinde bu yıl başka yerlerde ödül kazanmıştı.
Filmde kendi ısrarıyla hiçbir iç giyim ya da makyaj desteği olmadan oynayan Curtis, törene çok şık bir elbiseyle geldi (Oscar adaylarının geleneksel yemeğinde ise boynunda vaftiz annesi ve babası Edie ve Lew Wasserman’ın küçüklüğünden beri her doğum gününde verdikleri ikişer incinin tamamlanmasıyla oluşan inci gerdanlık vardı). İlk adaylığıydı ama âlemin yabancısı değildi. Kendi deyişiyle Oscar yemeklerini izlemiş, törenlere gelmiş, ödül vermişti. “Hatta aday olan arkadaşlarım kaybederlerse diye (sonuçta bir kişi kazanıyor, dördü kaybediyor) onlara önceden altın toplar hazırlatır, tören sonunda verirdim. Ama bu çok farklı.”
Jamie Lee Curtis’in Oscar adayı olmadığı törenlere doğallıkla katılmasının bir nedeni de bu âlemin doğuştan bir parçası olmasıydı. Dönemlerinin iki yıldızının, kendi tabiriyle ‘muhteşem kadın’ Janet Leigh’nin ve ‘çok yakışıklı’ (ki Allah için öyleydi) Tony Curtis’in kızlarıydı. Kelly adında bir ablası vardı, babasının sonraki evliliklerinden de dört üvey kardeşi oldu. Pazar akşamı ödül konuşmasında ikisinin de farklı dallarda Oscar’a aday olduğunu (annesi “Pyscho/Sapık”, babası “The Defiant Ones/Kader Bağlayınca” ile) ama kazanamadıklarını söyledi. Bir ay önce The Times’a “Onların işlerinin mirasının ve benim işlerimin bu şekilde bağlanması çok güçlü” demişti. Törende ise ikisinin adaylıklarından bahsettikten sonra yarı ağlayıp yarı gülerek “Az. Önce. Bir. Oscar. Kazandık” dedi ve ekledi: “Birlikte!”
Jamie Lee Curtis 22 Kasım, 1958’de doğdu. İngiliz/Amerikalı senarist, besteci, müzisyen, yönetmen, aktör ve komedyen Christopher Guest ile 1984’te evlendi. Evlat edinilmiş boylarınca iki çocuklarının adları Ruby ile Annie. İlginçtir, daha önce de gene İngiliz kanı taşıyan, müzisyen Adam Ant ile birlikteydi. Guest ile evli olması ona, kocası 5. Baron Haden-Guest unvanını taşıdığı için Barones unvanı kazandırıyor ama kendisiyle bir ilgisi olmadığını düşündüğü için bunu hiç kullanmamış.
Anne-kız aynı çığlıkta
Curtis, sinema ve televizyondaki çalışmalarıyla pek çok hayran sahibi. Korku filmleriyle gençlerin izlemeyi sevdiği, beyaz perdede de kurbanı oldukları bıçak, ustura ya da benzer aletlerle saldıran katillerin kol gezdiği filmlerdeki rolleriyle ‘Çığlık Kraliçesi’ olarak tanınıyor. Bu sıfatın ona annesinden miras kaldığı söylenebilirdi, eğer bunca çok korku filminin, özellikle “Halloween”lerin yıldızı olmasaydı. Öte yandan annesi Janet Leigh de “Sapık”ta duşta saldırıya uğrayınca attığı ve yıllarca kâbus görmemize neden olduğu çığlıkla, kızından çok önce ‘Çığlık Kraliçesi’ olmuştu.
Ancak Jamie Lee yalnız korku filmlerinin değil komedilerin de başarılı oyuncusu, hatta John Travolta ile oynadığı “Perfect”in seks idolü. Emmy adayı (“Nicholas’ Gift”), BAFTA sahibi (“Trading Places”) ve dört Altın Küre adaylığı var. Bu yıl da SAG (Ekran Oyuncuları Birliği) gibi meslektaşlarının ona verdiği çok değerli bir ödülü almış bir oyuncu. 40 küsur yıllık meslek hayatının unutulmaz filmleri arasında “Trading Places” (1983), “A Fish Called Wanda/Wanda Adında Bir Balık” (1988), “True Lies/Gerçek Yalanlar” (1994), “Freaky Friday/Çılgın Cuma” (2003) ve “Knives Out/Bıçaklar Çekildi” (2019) de var.
Oyuncuya göre ise her şeyini ona şöhreti getiren ilk filmine, yönetmeni John Carpenter’ın senaryosunu yazıp müziğini de bestelediği “Halloween”e (1978) borçlu. Curtis, hiçbir şeyin onu bu filmin hayatta kalma konusunda inatçı genç kız kahramanı Laurie Strode kadar etkilemediğini, ona bu kadar yardımcı olmadığını söylüyor. Geçen sene, 44 yılın ardından serinin son filminde oynadığı, katil Michael Myers’ın gözde hedefi Laurie, ona göre artık Jamie ile birleşmiş. “Laurie’nin dünyanın her yanındaki hayranlarının bunca yıldır devam eden takdirleri, ondan bana yansıyor. Laurie’yi sevdikleri için Jamie’yi de seviyorlar.”
Zaten Jamie Lee Curtis, Oscar töreninde ödülünü janr filmlerini destekleyenlerle paylaşmıştı: “Bütün bu yıllarda yaptığım janr filmlerini seven herkese, binlerce ve yüz binlerce insana: Az önce birlikte bir Oscar kazandık.”