Bursa’da yaşayan 35 yaşındaki Kübra Denizci, 19 yıl önce bir binanın üçüncü katından düştü ve boynu kırıldığı için omurilik yaralanması sonucu yaşamını tekerlekli sandalyede sürdürmek zorunda kaldı. Hiçbir zaman pes etmedi, kazadan 2,5 yıl sonra liseyi dışarıdan bitirdi. Yoğun fizik tedavi egzersizleri sayesinde kollarını ve üst bedenini güçlendirdi, 18 yaşına girdiğinde ehliyet aldı ve hayallerini, tekerlekli sandalyeden “en özgür hissettiğim yer” dediği sürücü koltuğuna taşıdı. Üniversitede uluslararası ilişkiler okudu, işe girdi; 10 yıl sonra tekrar üniversite kazandı ve bu kez de psikoloji bitirdi, klinik psikoloji yüksek lisansına başladı. En büyük hayali olan motor sporlarında başarılı olabilmek için dik oturabilmesi, el ve kol kaslarını güçlü tutması gerekiyordu. Romatem Bursa Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde aylarca robotik fizik tedavi, ergoterapi, havuz terapisi ve çeşitli egzersizler alarak, zorlu pilotluk sürecine hazırlandı. Motor sporları için sıkı bir sürücü eğitiminden geçti; takımı, ona özel ralli otomobilini tasarlayıp modifiye edebilmek için aylarca uğraştı. Denizci, sonunda ilk yarışına çıktı ve Türkiye’deki ilk engelli kadın ralli pilotu olarak adını motor sporları tarihine yazdırdı. Ralli pistlerinde tanıştığı erkek arkadaşı Ahmet Keskin ise önceki gün gerçekleştirilen 47’nci Yeşil Bursa Rallisi’nin açılış seremonisinde, ona sürpriz bir evlenme teklifi yaparak mutlu anlar yaşattı.
“KÜBRA, BÜTÜN ENGELLİLER İÇİN UMUT IŞIĞI”
Onun ralli pilotu olma hayaline kavuşmasındaki en büyük payın, 19 yıl boyunca hiç aksatmadığı fizik tedavi süreci olduğunu vurgulayan Romatem Bursa Hastanesi’ndeki doktoru Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Esin Selimoğlu, Denizci’nin hastanedeki tedavisine her zaman kendi arabasıyla ve refakatçisi olmadan geldiğini anlatarak şu bilgileri verdi: “Kübra, yüksekten düşme sonucunda bizim tetrapleji dediğimiz, kol ve bacakların hareket edememesi ile seyreden bir tablo nedeniyle takip ettiğimiz bir hastamız. Bolca fizyoterapi eğitimi, robotik rehabilitasyon, havuz eğitimleri ve ergoterapi alıyor. Kübra’nın bir özelliği de omuriliği kısmi yaralanması nedeniyle üst ekstremitesi dediğimiz el ve kollarında çok fazla his kaybı olmamasıydı. Omurganın C-7 seviyesinde yaralanıp da bu hale gelebilmiş nadir hastalardan aslında. Tekerlekli sandalyeye bağımlı ancak robota bağladığımızda hiçbir uzvunda ya da ekleminde bir kontraktür (sertleşme), zorlanması yok. Bütün egzersizleri rahatlıkla alabiliyor. Bu şekilde yaşamayı kabullenmiş bir birey artık. Ama bu haliyle yapabileceği bütün sınırlarını zorluyor. Bence bütün engelliler için gerçekten bir umut ışığı. Hepimiz engelli olabiliriz ama insanın hayallerini gerçekleştirmesi için her zaman dört uzvuna da ihtiyaç yok. Burada önemli olan, bu bireylerde fizik tedavi rehabilitasyon sürecinin hiçbir zaman bırakılmaması ve ömür boyu süreklilik arz etmesi.”
“‘BUNU YAŞAMAMIŞ OLSAYDIM NE YAPARDIM?’ DEDİM”
Kübra Denizci, kazayı ilk yaşadığında doktorlarından bir daha yürüyemeyeceğini öğrenmenin çok yıkıcı ve zor olduğunu söyleyerek “Uzun bir fizik tedavi süreci olduğunu öğrenmek benim için çok kolay olmadı. Sağlıklı, hareketli ve durmak bilmeyen bir hayatım varken, bir anda bu durumla karşılaşmak ve engelli olarak hayatına devam etmek, benim ve ailem için psikolojik olarak hiç de kolay değildi. Uzun süre hastanede yattım, fizik tedavi gördüm fakat 2,5 yıl sonra ‘Ben ne yapabilirim? Eğer Kübra bunu yaşamamış olsaydı ne yapacaktı, hayatında nerede olacaktı?’ dedim. İlk adımı üniversiteye başlamakla yaptım. Açık liseden bir şekilde sınavlarımı vererek mezun oldum ve üniversite sınavını kazandım. Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdim. Eş zamanlı olarak memuriyet hayatım başladı. Aslında hayalim psikolog olmaktı. Bunu da yapabileceğimi kendime kanıtladım ve 10 yıl sonra tekrar sınava girdim; psikoloji kazandım ve şu anda psikoloğum. Aynı zamanda da klinik psikoloji yüksek lisansı yapıyorum” dedi.
“FİZİK TEDAVİ EGZERSİZLERİMİ ASLA AKSATMADIĞIM İÇİN BAŞARDIM”
18 yaşına girer girmez ehliyet aldığını da kaydeden Denizci, tekerlekli sandalyeden ralli sürüşü yapmaya uzanan sürecini ise şu şekilde anlattı: “Araba kullanmaya başladıktan sonra kendimi o sürücü koltuğunda çok özgür hissettim. Sonra bir spor dalıyla ilgilenmeliyim dedim. Kendimi en iyi hissettiğim yer de sürücü koltuğuydu. Otomobil sporlarında olmalıyım diyerek araştırmalarıma başladım. Ralli pilotu olabilmemde sürekli fizik tedavi almam, egzersizlerimi asla bırakmamam çok önemli bir etken oldu. Çünkü kollarımda fiziksel olarak bunu yapabilecek bir gücüm var. Eğer bu vücudu bu şekilde tutamasaydım, motor sporlarına giremezdim. Hiçbir zaman kişinin kendinden bedeninden vazgeçmemesi gerekiyor.”
FIA, ONUN BAŞARISINI DÜNYAYA DUYURDU
Engelli tertibatlı bir araç edinmesinin de çok kolay olmadığını kaydeden Denizci, bu konuda çok fazla destekçisi olduğu için de şanslı hissettiğini söyledi. Denizci, “Yarış aracı edinmek zaten çok kolay değil. Bir de üstüne engelli aracı olacak. Biz kendi aracımızı kendimizi yaptık. Takımım bana bu konuda çok destek oldu. O yüzden burada olabilmek, benim için engelleri aşmak için çok büyük ve fırsattı. Bu konuda bana destek olan EAE Grup, Hypco, Puma, Romatem, Kocaeli Belediyesi ve Wish Car çok büyük destek sağladı bana. Motor sporlarında kadınların yarışma oranı yüzde 10 bile değil. Ama ben neden olmasın dedim ve Türkiye’de yarışan ilk engelli kadın pilot oldum. Yurt dışına da baktığımızda engelli olarak motor sporlarının içerisinde çok az insan var. Motor sporlarında engelli kategorisi yok. Kadın, erkek, engelli fark etmiyor. Herkes aynı kategoride yarışıyor. Ayrıca dünyada da motor sporlarında benim gibi boyun kırığı sonrası tetrapleji yaşayan ve bu şekilde yarışabilen bir kişi daha var sadece. Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu’nda(FIA) Engelliler Komisyonu Başkanı olan kişi; aynı benim gibi tetraplejili. FIA’nın resmi sayfalarında da benimle ilgili duyuru yapıldı. Türkiye’yi oralarda gösterebilmek ve yarışabilmek benim için çok önemli. Bu yıl Türkiye’de Tırmanma Şampiyonası’nda yarışıyorum. Seneye 7 tane yarışımız olacak. İlk yarışımı da yaptım” şeklinde konuştu.
“AVRUPA VE DÜNYA PİSTLERİNDE YARIŞMASI EN BÜYÜK HAYALİM”
Bursa’da 19-20-21 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 47. Yeşil Bursa Rallisi’nde pistlere öncü araç olarak çıkan ve açılış seremonisi sırasında kendisine sürpriz bir şekilde evlenme teklifi ederek mutlu anlar yaşatan erkek arkadaşı Ahmet Keskin’in de kendisi gibi ralli pilotu olduğunu ve pistlerde tanıştıklarını anlatan Denizci, sözlerini şöyle noktaladı: “Motor sporları aslında bana aşkı da kazandırmış oldu. Ben bu alana girmek istediğimde uzunca bir süre araştırma sürecinden geçtim. Bir gün Körfez Pisti’ne gittim ve Ahmet ile orada tanıştık. Bana çok yardımcı oldu, birlikte bir araç aldık, tasarladık. İnanılmaz destek oldu. Aynı zamanda da benim yol arkadaşım oldu artık.” Geçen yıl Türkiye Tırmanma Şampiyonu olan Ahmet Keskin ise, Kübra Denizci’nin otomobile bindiği zamanki hevesinin ve aracın içindeki mutluluğunun onu cezbettiğini ve onu hayallerine kavuşturdukları için çok mutlu olduğunu anlatarak “Benim en büyük hayalimse Kübra’nın Avrupa’da ve dünya pistlerinde yarışabilmesi” dedi.