‘Hava sıcak’ diye boynuna takmadı, art arda 3 kez arı soktu! ’30 dakikada öldürüyor’

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Bir firmanın IT (bilgi teknolojileri) departmanında çalışan Ata Bekdeşer, İstanbul’daki bir kamp alanında tam zamanlı olarak karavanda yaşıyor ve ulaşımını da motosikletiyle sağlıyor. Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarıyla buluşmak için motoruyla yola çıkan Ata’nın başına saniyeler içinde beklenmedik bir olay geldi. Ekipman olarak üzerinde kask, mont, hava yastıklı yelek, eldiven, dizlik, bot gibi akla gelecek her şey olsa da o an için en önemli olan boyunluğunu takmayı es geçen Ata, sürüş sırasında kaskına bir şeyin çarptığını fark etti ve ne olduğuna anlam vermeye çalışırken tişörtünün içinde bir kıpırtı olduğunu hissetti.

KURTULANA KADAR 3 KEZ ARI SOKTU

Onca ekipman arasından bir arının içine girdiğini fark eden Ata Bekdeşer, “Arının girdiğini hissettiğimde beni sokacağını biliyordum ve panik yapmadan motorumu acilen kenara çektim. Ben motoru durdurup üzerindeki ekipmanlardan kurtulana kadar arı beni zaten 3 kere soktu. O dakikalarda panik yapmamak en önemlisiydi. Daha önceden arı soktuğu için alerjik bir reaksiyonum olmadığını biliyordum. Bu yüzden kendimle ilgili sıkıntı yapmadım ama o sırada şişme olacağını ve rahatsız edeceğini de farkındaydım” deyip ekledi:

“Komşularımdan İlker’in bir ilaç firmasında çalıştığını bildiğimden en azından hangi ilaçların arı sokmasına iyi geleceğini paylaşacağını düşünerek motorumla kamp alanına geri döndüm. Kamp alanına gelmeden önce hızlı müdahale yapılabilsin diye montumun önünü açıp, üstümdekileri rahatlattım. İlker’in yanına gittiğimde şansıma yine komşularımızdan Dr. Gökçe Aydoğdu ile karşılaştık. Onun yardımlarıyla ilk müdahale yapıldı. Önce lokal krem sürüldü sonrasında alerjik bir şey olmaması için ilaç verildi ve soğuk kompres uygulandı. Yaklaşık bir yarım saat içerisinde yanma hissi geçti. Burada en önemli şey çoğu motorcunun özellikle sıcak havalarda gözden çıkardığı ‘buff’ denilen boyunluk oldu. Eğer boynumda takılı olsaydı, arı kaska çarptıktan sonra içeriye giremeyecekti ve kenardan uçup gidecekti. Ama olmadığı için küçük bir delikten içeriye girip beni 3 kere sokabildi. Küçük ya da büyük fark etmeksizin ekipmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış oldum.”

‘TEKRARLAYAN ARI SOKMALARINDA DA ALERJİ ORTAYA ÇIKAR’

Ata’ya ilk müdahaleyi yaparak bir süre gözlem altında tutan Dr. Gökçe Aydoğdu, arı zehrine karşı gelişebilecek alerjik reaksiyonlara da dikkat çekerek, böylesi bir olayda yapılması gerekenler hakkında bilgiler verdi. Aydoğdu, “Arı sokmasında öncelikle mutlaka tespit edilebiliyorsa arının kendisini görmek önemli. Her canlı ırkında olduğu gibi arılarda da farklı türler var. Ülkemizde en çok balarısı olarak bilinen apis mellifera ve yaban arısı ya da sarı arı olarak bilinen vespula vulgaris türleri bulunuyor. Bu arıların zehir keseleri vardır ve bazı kişilerde ‘venom’ denilen arı zehrine karşı alerji gelişebilir” açıklamasında bulundu.

Çoğu kişinin önceden bilinen alerjisi olabileceği gibi bazı kişilerde tekrarlayan arı sokmaları sonucunda da alerji ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Dr. Aydoğdu, “Çok sayıda arı aynı anda sokarsa, o zaman toksik reaksiyon görülebilir. Arı alerjisi öngörülemeyen bir durumdur. Bir kişiyi arı soktuğunda sadece soktuğu yerde geçici hafif ağrı, yanma, kaşıntı ve kızarıklıkla beraber ufak bir şişlik olabilir. Bu normal bir reaksiyondur ve genellikle tedavisiz iyileşir. Bazı kişilerde ise arının soktuğu yerdeki şişlik giderek büyüyebilir. Ancak hafif belirtileri olan vakalara lokal ilk müdahaleler yapılabilir. Soğuk kompres uygulama, anti alerjik tedaviler, solunum ve tansiyon takibi yapılabilir” bilgisini paylaştı.

ARI İĞNESİNDE ’30 SANİYE’ DETAYI

Dr. Gökçe Aydoğdu, öncelikle Ata Bekdeşer’in alerji hikayesini sorgulayıp, soğuk kompres ve antialerjik lokal jel tedavisi uyguladı. “Alerji hikayesi olmasa da elimizde bulunan imkanlar dahilinde antialerjik tedavi uyguladık ve yarım saat kadar izlem altında tuttuk” diyen Dr. Gökçe Aydoğdu, “Kişinin genel durumunun iyi olması ve lokal olarak arı sokmasının yaşandığı bölgede hassasiyetin sınırlı kalması nedeniyle ek başka tedavi yapmadık. Bal arıları daha sakindir ve soktuktan sonra iğnesini bırakıp ölür. Yaban arıları ise, daha saldırgandır ve birkaç kez sokabilir. Bu vakamızda yaban arısı sokmasının yaşandığını düşündük. Arının iğnesi arı sokmasının yaşandığı bölgede bulunmuyordu. Bir arı tarafından sokulma söz konusu olduğunda, arının iğnesi 30 saniye içinde derinin altından çıkarılmalı. İğne derinin altında ne kadar uzun kalırsa, o kadar çok zehir salınabilir ve bu durum hasta için çok acı verici, ağrılı olabilir. Yukarıda belirttiğimiz venom (zehir) kesesinden zehir salınımı devam eder” dedi.

Alerjik bir reaksiyon olduğu durumdaki belirtiler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler veren Dr. Aydoğdu, “Çok az kişide arının soktuğu yerden uzaktaki vücut bölgelerinde belirtiler hemen 30 dakika içinde ortaya çıkar. Bu durumda ‘alerjik şok’ tablosu dediğimiz nefes darlığı, hırıltılı solunum,  çarpıntı, bayılma, karın ağrısı bulantı ve kusma, ishal, tüm vücutta kaşınma ve kızarıklıklar, yüzde ve dilde, deride şişlikler ortaya çıkabilir. Hayati tehlike arz eden belirtiler ise boğazda dilde şişme, ses kısıklığı ve tansiyon düşmesi” uyarısında bulunarak şunları dile getirdi:

“Bu belirtilerin bir veya birkaçı beraber bulunabilir. Bu durum sistemik yani genel bir alerjik tepkiye işaret eder ve nadiren de olsa ölümle sonuçlanabilir. Bu tarz durumlarda acil tedavi yöntemleri kullanılıyor. Ağır alerjik belirtileri olan vakaların mutlaka alerji testleri yapılmalı ve bu kişilere sürekli yanlarında taşımaları ve ayrıca acil durumda bir merkeze gidene kadar kendi kendilerine kullanmaları için hazır adrenalin oto-enjektör reçete edilmeli.”

‘SOĞUK SU VE SABUNLA YIKANMALI’

Arının soktuğu yerin soğuk su ve sabunla yıkanması gerektiğini dile getiren Dr. Gökçe Aydoğdu, soğuk suyun rahatlatıp, sabunun da kalan kiri ya da zehri bölgeden temizlemeye yardım ettiğine dikkat çekti. Şişlik ve kaşıntının olduğu yerin kaşınmaması gerektiğine karşı uyarıda bulunan Aydoğdu, “Şişliği indirmek amacıyla buz kompresi yapılabilir. Buzu doğrudan tene koymak yanmaya neden olabilir. Bu yüzden bir havluya sarıp 20 dakika bölgede bekletmek etkili olacaktır. Gerektiğinde tekrar tekrar uygulanabilir. Sokulan bölge büyüme eğilimindedir. Bu yüzden etkilediği alanı ölçmek için bir kalemle işaretleyebilirsiniz” şeklinde konuştu.

“Kızarıklıktaki büyüme çok artarsa hekim desteği almak uygun olacaktır” Aydoğdu, “Sokulan bölge kolunuz ya da bacağınız ise, yükseğe koymanız ağrı ve şişliğin azalması noktasında size destek olacaktır. Alerji ilaçlarından düşük dozda alınabilir ya da lokal tedavi için alerji krem de kullanılabilir. Geçmeyen şikayetlerde mutlaka alerji uzmanına başvurulması gerekiyor” yorumunda bulundu.

BAL, KARBONAT, SİRKE, DİŞ MACUNU ÇÖZÜM DEĞİL!

“Halk arasında arı sokmasından sonraki ağrı ve acıyı azaltmak amacıyla bal, karbonat, sirke, diş macunu uygulamaları yapıldığı bilinse de bu uygulamaların etkinliği kanıtlanmadı” diyerek yapılmaması gerekenlere karşı da uyarılarda bulunan Dr. Gökçe Aydoğdu, “Özellikle amonyak uygulamasına çok dikkat edilmesi gerekiyor. Arının soktuğu bölgede ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar nedeniyle cilt çok hassaslaşır ve deri altında ödem olur. Seyreltilmemiş amonyak kullanımı, yüksek asit değeri olabilecek olan geleneksel ürünler arı sokmasının olduğu bölgede lokal kimyasal cilt yanıkları oluşturabilir ve cilt bütünlüğü bozulabilir. Buna çok dikkat etmek gerekir” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:

“Arı sokmasına karşı herhangi bir alerjinizin olup olmadığı özel testlerle bilinebilir. Arı sokması sonucu ağır alerji belirtileri yaşayan hastalar,  mutlaka bir alerji uzmanına başvurmalı. Alerji testlerinde alerjisi saptanan ve ağır reaksiyon geçiren kişilerde sorumlu arı ile 3-5 yıl kadar süren aşı tedavisi yapılmalı. Bu tedavinin başarısı oldukça yüksektir ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir