Sultan III. Selim tarafından “Saray Mimarı” olarak atanan Melling, Fransızca öğrettiği Hatice Sultan’dan kendisi de Türkçe öğrenmektedir. Latin alfabesiyle kaleme aldıkları mektuplarla haberleşmeye başlarlar.
Sultan III. Mustafa’nın (1757-1774) kızı Hatice Sultan (1768-1822) aynı zamanda Sultan III. Selim’in (1789-1807) üvey (anne ayrı) kız kardeşidir. Hatice Sultan, babası Sultan III. Mustafa’nın vefatı üzerine, annesi Âdilşâh Kadın ve öz ablası Beyhan Sultan ile birlikte Eski Saray’a gönderilir. Burada okuryazar, bilgili ve görgülü cariyelerden saray eğitimi alır. 1786 yılında Hotin Muhafızı vezir Seyyid Ahmed Paşa ile evlendirilir. Hatice Sultan, Ahmed Paşa’nın 1798 yılında ölümü üzerine bekar kalır ve bir daha hiç evlenmez.
Hatice Sultan’ın yükselişi
Ağabeyi III. Selim’in tahta geçmesinden sonra Hatice Sultan’ın kaderi değişir. Hatice Sultan, modern yaşama ve yeni bir saraya özlem duymaktadır. Ortaköy-Kuruçeşme arasında bulunan, 1726 yılında yapılmış olan Neşetâbâd Sahilsarayı kendisine tahsis edilir. Hatice Sultan oldukça eskimiş olan bu yalıyı yıktırıp yerine o günün modasına uygun bir yalı yaptırmak ister. Bu tarihlerde Danimarka Maslahatgüzarı Baron de Hubsch’un Boğaziçi’nde bulunan yalısının bahçe düzeni tüm İstanbul ileri gelenlerinin ilgisini çekmekte ve takdir edilmektedir. Bu yalının bahçesi Alman asıllı Fransız ressam ve mimar Antoine Ignace Melling tarafından yapılmıştır. Baron de Hubsch’un tavsiyesi üzerine Melling ile 1790 yılında tanışan Hatice Sultan, Ortaköy’de kendisine modern bir yalı yapmasını ister. Son dönemlerine ait fotoğraflar bulunan yeni yalı Sultan III. Selim’in ilgisini çeker ve sık sık bu yalıyı ziyaret eder. Hatice Sultan’ın bu yalıya yazlık bir köşk ilave ettirerek, ağabeyi Sultan III. Selim’e hediye ettiği de söylenir. Bu arada Hatice Sultan ile samimiyetini ilerleten Melling, yaptığı yapıların yanı sıra onun için kumaşlar dokutmakta, giysi modelleri çizmekte, takı ve mücevher tasarımları yapmaktadır.
Hareketli bir hayat yaşamaya meyilli olan Hatice Sultan, Melling’i bir süre sonra “Başmimar” unvanı ile kendine bir nevi kethüda yapar. Yalının bahçesine bir konut yaparak orada yaşamasını sağlar. Melling’e “Rağbetli Melling Kalfa” diye başlayan pusulalarla buyruklar vermektedir. Bir siparişten diğerine koşan Melling ise bu yazılara “Haşmetmeab hoşnut olsun, hizmetkârınız her gününüzü hoş geçirmenizi sağlamayı diliyor” diye cevap vermektedir.
Antoine Ignace Melling
Antoine Ignace Melling, 1763 yılında Karlsruhe’de dünyaya gelir. Peyzaj mimarı, ressam ve dekoratör olarak eğitim görür. 1782 yılında Mısır’a kadar giden uzun bir doğu yolculuğu yapar. İtalya’ya dönüşü sonrası 1784 yılı sonlarına doğru Rusya Elçisi Bulgakov’un himayesinde İstanbul’a gelir. Bulgakov sayesinde o sırada İstanbul’da Fransız Elçisi olarak bulunan Choiseul-Gouffier ve İsveç Elçiliği’nde görev yapan d’Ohsson başta olmak üzere pek çok diplomat ve sanatçıyla tanışır. Rusya’nın Beyoğlu ve Büyükdere’deki elçilik binalarında bahçe düzenlemeleri yapar, resim dersleri verir.
Melling’in yükselişi
Sultan III. Selim tarafından “Saray Mimarı” olarak atanan Melling, Fransızca öğrettiği Hatice Sultan’dan kendisi de Türkçe öğrenmektedir. Bu çalışmayı karşılıklı olarak o kadar ciddiye alırlar ki, sonunda Latin alfabesiyle kaleme aldıkları eski Türkçeye uygun mektuplarla haberleşmeye başlarlar.
Hatice Sultan, “Melling Kalfa, Mektup malumum oldu, lakin bugün yarın dersin vermezsin, vakit kalmadı ben de şaştım. Aman heman çalışasın cümlesini bir saat evvel isterim. (…) Elmas bugün gelecektir, geldikte o saat gönderirim. Dokuz tane püskül irsaldir.” diye yazmakta. Meling Kalfa ise “İsmetlu Kudretlu Velinimetim Efendim Hazretleri Hak teala Mübarek vücud-ı hümayunlarını (kem ahvalden) emin eyleye Amin” diye cevap vermektedir.
Fransa’daki özel bir koleksiyonda korunan 18’i Hatice Sultan’a, yedisi Melling’e ait 25 adet mektup tercümeleriyle birlikte yayımlanmıştır. Bu mektuplar muhtemelen Latin harflerinin Türkçeye uyarlanışının ilk örneklerindendir ve tarihi öneme haizdir. Bu girişimin, yenilik taraftarı bir padişah olan Sultan III. Mustafa’nın kızı, Osmanlı İmparatorluğu’nun her açıdan yenileşmesi için canını feda eden Sultan III. Selim’in kız kardeşi gibi bir hanedan mensubu tarafından yapılması özenle araştırılması gereken bir konudur.
Bu mektupların Hatice Sultan tarafından yazılıp yazılmadığı hakkında da kuşkular vardır. Eğer bu mektupları Latin harflerini yeni öğrenen biri yazmış olsaydı, el yazısının acemiliğinin bunu ele vermesi gerekirdi. Bu mektupların Hatice Sultan’ın yakınında bulunan ve düzgün yazı yazmayı bilen bir nedime/halayık tarafından yazılmış olabileceği de düşünülmektedir.
Geçmişimizi iyi öğrenelim
1 Kasım 1928 günü yürürlüğe giren “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”dan yaklaşık yüz otuz yıl önce başlayan bu çağdaşlaşma çabalarını görmezden gelmek ne derece mümkündür?
Geçmişe ait hemen hiçbir şeyden haberi olmayan, bir cemaate mensup olmanın getirdiği körlükle, harf devrimine karşı çıkanların geçmişi öğrenmeleri gerekir. Hanedan üyesi bir kadının Melling gibi bir yabancıdan Fransızca dersler alması, ona Türkçe öğretmesi görmezden gelinemez. Eğer Sultan III. Selim’in izni olmazsa böylesi bir çalışmanın yapılması ve iki kişinin birlikteliği mümkün değildir.
Melling’i ülkemize ve kültürümüze armağan ettiği çalışmalar, gravür ve resimlerin yanı sıra böylesi bir yenileşmenin başlamasına vesile olduğu için de kutlamak ve takdir etmek gerekir.