Hatay’da sanayiciler süper teşvik istiyor

ŞAHİN BAYAR- AYLİN RANA AYDİN /HATAY – Kahramanmaraş merkezli depremlerin hayalet kente çevirdiği Antakya’da küçük esnaf da büyük yıkım yaşadı. Şehir merkezine yakın bir noktada bulunan Küçük Sanayi Sitesi’ndeki 2 bin işyerinin tamamı enkaza döndü; makine ve tezgâhlar kullanılamaz hale geldi.

Habib Neccâr ile Amanos dağlarının eteklerine kurulu Antakya Organize Sanayi Bölgesi ve Mobilyacılar Sanayi Sitesi’nde ise hasar yok denilecek kadar az. İşletmelerin yüzde 98’i ayakta durdu. Ancak bu işletmelerde de vasıflı işgücü endişesi yaşanıyor.

‘Geri getirmeliyiz’

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, bu endişeye şöyle açıklık getiriyor: “Kent, insan kaynağını, vasıflı iş gücünü kaybetti. Bunun sebebi psikolojik olarak güvenli bir bölgeye gitme arzusu ve çocuklarının eğitimi. Eğer bu insan kaynağını geri getiremezsek fabrikaların ayakta duruyor olması bir şey değiştirmez.”

Küçük Sanayi Sitesi’ndeki yıkımı “Çökme değil yok olma” diye anlatan Çinçin, “Küçük Sanayi Sitesi olmazsa hem OSB’lerde sağlıklı çalışma hayatı hem de kentte sürdürülebilir bir hayat olmaz. Öncelikle Küçük Sanayi Sitesi’nden başlayarak yeni bir geri dönüş ve kalkınma hamlesi başlatmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Çinçin, “İnsan kaynağı için uygun hijyen koşullarında barınma yerlerine ihtiyaç var. Bölgeye sosyolog ve psikolog desteği de talep ediyoruz. Şehirden göç edenler hangi şartlarda geri gelir bunları belirlemek gerekiyor. Göçün geçici olduğu söyleniyor ancak ne olur bilemiyoruz. İnsan kaynağına cazip şartlar sunarsak burada kalmaları mümkün. Palyatif çözümlerle şehir ayağa kalkar diye kimse beklemesin. Buraya süper ekonomi paketleri gerekiyor” diye konuştu.

Depremden etkilenen her ilin aynı kaybı yaşamadığını dile getiren Çinçin, “Şehirden göç edenlerin geri dönmesi için onları özendirecek teşvikler verilmeli. Uygun yaşam ortamı sağlanmalı” dedi.

‘Hayvan yemi gerekiyor’

Bu yaşanan depremlerden herkesin ders alması gerektiğinin altını çizen Çinçin, “Tarımsal üretimi de ayakta tutmak gerekiyor. Bir de yok olan tarih ve kültürümüz var. Turizm sektörü burada yok oldu. Anıt binalar maalesef yıkıldı. Bunların da aynı şekilde aslına uygun bir şekilde yerine yapılması gerekiyor. Butik otelleri tekrar ayağa kaldırmak şart. Tarımsal üretimde özellikle kırsalda kayıp daha az ama onlar da evlerine giremiyor. Onlara kendi yaşadıkları ortamlara konteyner veya çadır ulaştırmamız lazım. Hayvan yeminde de çok ciddi sıkıntı var” ifadelerini kullandı.

‘Makine hibesi’

Hikmet Çinçin, Antakya için önerilerini şöyle sıraladı:

– “11 il afet ve OHAL bölgesi ilan edildi. Ancak Antakya’daki yıkım diğer bölgelere göre daha fazla. Aynı teşvik kapsamına alınırsa bu adil olmaz.

– Buradaki insan tezgahını da kaybetti, üretim makinesini de kaybetti. Mavi ve beyaz yakalısını da tabii. Geri dönüş için güvenli ortamı sağlamamız gerekiyor.

– Antakya, Samandağ, Kırıkhan ilçelerinde süper teşvike ihtiyaç var.

Bunun içine makine hibesi de girer, düşük faizli ya da faizsiz kredi desteği de girer.

– Turizm sektörü için anıtsal binalar aslına uygun olarak yeniden restore edilmelidir.

– Hatay’ın sürdürülebilir bir hayata kavuşabilmesi için eylül ayında eğitime başlamamız lazım. Konteyner kent ya da çadır kentlerde eğitime başlamalıyız. Okulları açamazsak Hatay bir tercih yeri olmaz.”

‘Hasarlı olmayan tesisler de çalışamıyor’

Akdeniz Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) Onursal Başkanı Bülent Aymen, bölgede bir şekilde ekonominin tekrar canlanması gerektiğini dile getirdi. Bütün kesimlerin bölgeye ilgisinin olması gerektiğini söyleyen Aymen, “Fabrikaları çalıştırmamız lazım. Özellikle Hatay tarımın merkezlerinden birisi. Narenciye için de, diğer kalemlerde de… Firma sahiplerinin kayıpları var, fabrikalar ağır hasarlı, stoklar hasarlı veya işçiler hayatını kaybetmiş ya da göç etmiş durumda” dedi.

Fabrikalarının büyük bir kısmının işçilerin işe dönmediği için üretime geçemediğini kaydeden Aymen, “Yeni açıklanan paketlerde birtakım eksiklikler var. Kısa çalışma ödeneği ağır hasarlı ve orta hasarlı fabrikalar için geçerli. Fakat hasarlı olmayan ancak çalışamayan üretim tesisleri de mevcut. Bunların nedeni ise işçilerin göç etmesi ya da kayıplarının olması. Buradaki üretim tesislerine de kısa çalışma ödeneği uygulanması lazım. İşyerlerinin zararı için de destek gerekiyor. Yanı sıra stokları hasar gören firmalar mevcut, onlara da destek lazım. Aksi takdirde toparlanma uzun sürer. Sadece büyük üretim tesisleri değil orta ve küçük ölçekli işyerleri de çalışamıyor” diye konuştu.

Konteyner kentler

Türkiye’nin pek çok şehrindeki firmaların depremden etkilenen illerde faaliyet gösteren firmalarla çalıştığını hatırlatan Aymen, şöyle devam etti: “Bu firmalar çek, senet almışlar. Ancak orada deposu, işletmesi hasar gören ya da maalesef hayatını kaybeden işletme sahipleri var. Bu durumda çeklerin tahsil imkânı da yok, ödeme de mümkün değil. Bölgede en acil çözümlerden birisi ise üretim tesislerine, OSB’lere yakın alanlara konteyner alanları kurulması olabilir. Böylece işçiler de oraya yerleşerek en azından çalışma hayatına dönebilir.”

YARIN: Adıyaman’da üretim çarklarının yeniden dönmesi için işverenin yanı sıra işçiye de destek verilmesi talep ediliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir