Düşünün bundan yüz yıllar önce kurulmuş bir çarşı. Döneminin en hareketli yeri. O zamanlar ağır sanayi yok, OSB yok. Bu çarşı belki de sadece Antakya için değil büyük bir bölge için önemli. O dönem esnaf ve sanatkarların kurallarını koyun Ahilik bile henüz icat edilmemiş.
İşte o çarşı şimdi Kahramanmaraş merkezli depremler neden ile tarumar oldu. 600 esnafın dükkanları, ekmek tekneleri yıkıldı.
2 bin 500’ün üzerinde iş yeri faaliyet gösteriyordu
Deprem öncesi 2 bin 500’ün üzerinde iş yerinin faaliyet gösterdiği 3,5 kilometre uzunluğundaki çarşıda, 6 Şubat gecesi 600’ü aşkın iş yeri harabeye döndü.
Çarşıda her ara sokak ve caddesi farklı bir meslek grubuna ayrılmış, farklı inanç ve kökenden gelen Antakyalılar tarafından işletiliyordu.
Çarşı depremden sonra essizliğe büründü ve esnafın eğişiyle de tarihi boyunca böyle bir sessizliğe şahit olmadı.
600 iş yeri yıkıldı, 8 esnaf geldi iş yerini açtı
Uzun Çarşı’da iş yerlerini açan 8 esnaf, yeniden güzel günlere dönmek için umutlu bekleyişlerini sürdürüyor.
Depremde sevdiklerini yitirdiler
25 yıldır çarşıda ayakkabı mağazasında çalışan Mehmet Yaluç, depremde yeğenlerini kaybettiğini, Antakya halkı olarak büyük acı yaşadıklarını söyledi.
“İğne atsanız yere düşmezdi”
Hayatı boyunca çarşıyı böyle sessiz görmediğini, olanlara hala inanamadığını belirten Yaluç, yaşadıklarını şöyle anlattı:
Yaşadıklarımızın tarifi yok. Çok kötü, çok acı. Burası her daim kalabalık, hareketli ve canlı bir yerdi. İğne atsanız yere düşmezdi ama şimdi birçok yakınımızı, dostlarımızı kaybettik. İnşallah buralar eski haline döner. Artık konuşmakta zorluk çekiyoruz.
“Bu memleket bizim, terk etmeyiz”
Uzun Çarşı’da 50 yıldır baharatçılık yapan Rıfat Can ise depremin kendisine birçok konuda dersler verdiğini, insanın dünyevi zevklere dalıp yaşamın gerçekliğinden kopmaması gerektiği gerçeğini gördüğünü söyledi. Başlarına böyle bir felaketin geleceğini hiçbir zaman düşünmediğini vurgulayan Can, şöyle konuuştu:
Bugün varsın, yarın yoksun. Bugün padişahsın yarın belki zindandasın. Dünya böyle. İnsan ‘ne oldum’ dememeli, ‘ne olacağım’ demeli. Bu felaketten ibret almalıyız. Ailemden 15 kişiyi kaybettim. Toparlanmaya çalışıyoruz. Allah güç, kuvvet verirse çalışmaya devam edeceğiz. Memleketimizi bırakacak halimiz yok. Bu memleket bizim, terk etmeyiz.
“Medeniyetler şehri”
Depremde annesini, babasını, iki kardeşini, torununu ve yengesini kaybeden çarşı esnafından Mustafa İşlek de Antakya’nın her yönüyle bir “medeniyetler şehri” olduğunu, depremin bunu yok ettiğini söyledi.
“Bir an evvel ayağa kalkmayı ümit ediyoruz”
Geceleri uyumakta zorluk çektiğini dile getiren İşlek, şunları aktarrdı:
Burası kaç yılda toparlanır bilemiyorum. Tek temennim, depremde zarar gören kentlere ülkece destek verilmesidir. Eğer hep birlikte bu mücadeleye destek verilirse Antakya bir yılda ayağa kalkar. Uzun Çarşı ise buranın kalbi. Antakya’ya gelen herkes çarşıya ayak basmadan buradan ayrılmamıştır. Bir an evvel ayağa kalkmayı ümit ediyoruz.
“Dönüşler yavaş yavaş başladı”
Uzun Çarşı’nın bir bölümünün sınırları içerisinde kaldığı Habib-i Neccar Mahallesi’nin muhtarı Fuat Gövce ise depremden sonra birçok vatandaşın Antakya’yı terk ettiğini, son zamanlarda dönüşlerin yavaş yavaş başladığını belirtti.
“Çalışmalar sürüyor”
Çarşı esnafının da yeniden ayağa kalkmak için çabaladığını kaydeden Gövce, şöyle konuştu:
Hep beraber el birliğiyle memleketimizi, çarşımızı ayağa kaldıracağız. 8 esnaf iş yerlerini açtı. Önceden 2 bin 500 üzerinde esnaf burada iş yapıyordu. Esnafın su sorunu için talebi vardı. Altyapı sorununun çözümü için yetkililer çalışmalarını sürdürüyor.