Harcına ne peynir ne soğan ne de yumurta koydu! Mimar Sinan’ın sırrı Süleymaniye’de saklı

Yeniçeri olarak İstanbul’a 22 yaşında ayak bastığında Ayasofya’yı ilk defa görmüştü. Rüyalarına dahi giren görkemli Ayasofya’ya hayranlığı bu ziyaretten sonra daha da artmıştı. 50 yaşında mimar olduktan sonra yüzlerce yapıyı tek tek inceledi. 1539’da ilk eseri Haseki Hürrem Camii’ni yaptığında çocukluğundan beri hayalini kurduğu hayata çok geç de olsa ilk adımını attı. Bugün bile açıklanamayan soruları 1500’lü yıllarda yaptığı eserlerle yanıtlayan Mimar Sinan, en yüksek binaların dahi nasıl sağlam olabileceğinin sırrını o zamanlarda çoktan çözmüştü. 1551’de Kanuni Sultan Süleyman kendisinden kıyamete kadar yıkılmayacak bir cami istediğinde tam 6 yıl sürecek sırlarla dolu bir projeye başladı. 

İNŞAATI 6 YIL BOYUNCA DEVAM ETTİ

Süleymaniye Camii’nin inşaatı tam 6 yıl boyunca devam etti. Bunun nedeni ise İstanbul’da sıklıkla meydana gelen depremlerdi. Sarsıcı depremlerle yıkılan binalar nedeniyle inşa edilen bir binanın yeterince sağlam olunamayacağı görüşü hakimdi. Mimar Sinan ise en yüksek binaların dahi nasıl sağlam olabileceğinin sırrını biliyordu. Süleymaniye Camii için 6 metrelik temel çukuru açmış ve tam iki yıl boyunca yalnızca caminin temeliyle uğraşmıştı. Cami altında su birikmesi ve yer altı kaynaklarının temeli çürütmesi ihtimaline karşı 350 metre uzaklıktaki Haliç’e drenaj tünelleri kazdırmıştı. Böylece yapı altında su birikmiyor ve temel olumsuz etkilenmiyordu.

MİMAR SİNAN’IN SIRRI NEYDİ?

Mimar Sinan’ın yapılarında özel harçların kullanıldığı yapılan analizlerle desteklenen bir görüş. Uzmanların makalelerine göre Mimar Sinan klasik yapı malzemeleri dışında organik maddeleri de harç yapımında kullanıyordu. Peki sırrı neydi? Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Mehmet İhsan Tezemir, Mimar Sinan’ın doğal taşla inşa edilen binalarda hangi harcı kullandığını merak edilen detaylarıyla anlattı.

Öğretim görevlisi Mehmet İhsan Tezemir, Mimar Sinan’ın harcıyla ilgili, “Mimar Sinan’ın yaşadığı dönemde, yapılarda birçok değişik harç sistemleri kullanılıyordu. Kil, kum, agrega ve kireç taşı tabanlı birçok harç formülü bulunmuştu. O günkü şartlarda bu klasik harç karışımlarının içine harcın dayanıklılığını artırmak veya özelliklerini değiştirmek için organik maddelerde katıldığı biliniyor. Bunlar yumurta akı, saman, kan, at kılı, tutkal gibi maddelerdir” dedi.

Günümüzde üniversite araştırma gruplarının Osmanlı yapılarından alınan numuneler üzerinde yaptığı çalışmalarda harçların içinde çok az miktarlarda organik madde olduğunun gözlemlendiğini belirten Mehmet İhsan Tezemir, organik katkı maddelerinin harca katılmasının daha çok harcın suya dayanıklılığını veya harcın esnekliğini artırmak için olduğunu söyledi. Tezemir, “Açıkçası ‘Mimar Sinan harcın içine peynir koydu, soğan koydu, yumurta koydu. İşte bu sayede bu kadar harika yapılar yaptı’ şeklinde düşünmek çok bilimsel değil’’ diye konuştu.

‘KENDİNE ÖZGÜ BİR SİSTEM OLUŞTURMUŞ’

Peki Mimar Sinan bilinmeyen matematik formülleri kullanarak mı eserlerini ortaya çıkardı? Mehmet İhsan Tezemir, Mimar Sinan’ın kullandığı matematik formülleriyle ilgili o dönem bilinen matematiğin çağın binalarını yapmak için yeterli olduğunu söyledi. Tezemir, Mimar Sinan’ın eserlerinde yığma sistemi kullanıldığını, taşların üst üste koyulup harçlarla birbirine kilitlendiğini de ekledi. Matematiksel olarak Mimar Sinan’ın kullandığı hesaplamalarla ilgili ortaya atılan söylentilere de değinen Tezemir, “Ben ‘Mimar Sinan yedi katlı integral hesabı biliyordu, yapıları böyle inşa ediyordu’ gibi söylemlerin abartı olduğu düşüncesindeyim. Mimar Sinan kendine özgün statik sistemler, matematiksel çözümler yaparak, kendine özgün bir mühendislik sistemi oluşturmuş” dedi.

“Mimar Sinan’ın yığma binalarda kullandığı harç kendi dönemine göre şüphesiz en gelişmiş harç sistemlerinden biri. Kendi döneminde yaptığı yığma binalar için de yeterli olmuştur.” Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Mimar Mehmet İhsan Tezemir

98 YILLIK ÖMRÜNE 375 ESER SIĞDIRDI

Mimar Sinan’ın uyguladığı formüller bugün aynı şekilde kullanılabilir mi? Mimar Mehmet İhsan Tezemir, çağının en iyi mimarı olan Mimar Sinan’ın tekniklerinin bugüne uyarlanmasıyla ilgili olarak Baş Mimar’ın o dönemde kullandığı harcın, bugün yapılan karkas yapılarda kullanıldığında yeterli mukavemeti sağlamayacağını söyledi. “Günümüzün yüksek teknolojisiyle bulunmuş beton sistemleri çok gelişti” diyen Tezemir, Mimar Sinan’ın 1548’de tamamladığı Şehzade Camii’ni ‘çıraklık eseri’, 1557’de tamamladığı Süleymaniye’yi ‘kalfalık eseri’, 1575’te ibadete açılan Selimiye’yi ise ‘ustalık eseri’ olarak niteledi.

Osmanlı’nın Baş Mimarı’ 98 yıllık hayatına 50 yaşından sonra yapmaya başladığı 100 tanesi İstanbul’da olmak üzere toplamda 375 eser sığdırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir