Güzel Ankara

13 Ekim 1923… Ankara’nın başkent oluşunun 100. yılıdır.

O gün İsmet Paşa (İnönü), bir kanun teklifi hazırlayarak TBMM Başkanlığı’na sundu. “Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara’dır” şeklindeki bir maddelik kanun teklifi aynı gün kabul edildi.

Ankara adının Ankyra, Ankura, Angora gibi köklerden geldiği tartışılır.

Atatürk konuya bambaşka bir yorum getirmiştir.

Atatürk’e göre Ankara, Orta Asya’daki Baykal gölüne dökülen nehir olup bu nehrin adı bölgede yaşayan Türkler tarafından göçler sırasında bizim coğrafyaya taşımıştır. Atatürk’ün bu yorumu zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın anılarında yer almıştır.

Batılılar kenti uzun yıllar “Angora” diye adlandırmışlardı. 1931 yılında çıkarılan yönetmelik ile PTT Angora adıyla Ankara’ya gelen mektupları geri göndermeye başladı. Aynı şekilde İstanbul’a Constantinople adıyla gönderilen mektuplar da geri gönderiliyor, İstanbul adı şart koşuluyordu. Ankara ve İstanbul adları o şekilde resmileştirildi.

Atatürk başkenti seçerken düşündüklerini şöyle açıklar:

“Biri her nevi taarruz ve tecavüze karşı yerinden kıpırdamayarak kuvvet ve sükunetini muhafaza edebilecek bir yer olmalı… Yoksa bir geminin topundan telaşa düşebilecek bir yerde hükümet merkezi olamaz…

İkincisi… Başkent öyle bir yerde olmalı ki hükümet dikkatini memleketin her yanına eşit ölçüde verebilsin…

İstanbul saltanatın, Ankara Cumhuriyet’in başkenti olmuştur.

Özgürlük

Gazeteciler için de “İçi beni yakar, dışı seni yakar” konular vardır. Misal…

İkinci Dünya Savaşı başlamış ama İngiltere henüz savaşa girmemiş.

Bir gazeteci ünlü yazar Bernard Shaw’a sorar:

– İngiltere İkinci Dünya Savaşı’na girmeli mi?

Bernard Shaw der ki:

– Birinci Dünya Savaşı’nda üç imparatorluk yıkıldı. Çarlık yıkıldı, Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu yıkıldı. Eğer bu savaşta da Büyük Britanya İmparatorluğu yıkılacaksa girelim o savaşa…

O zaman der ki gazeteci:

– Siz sürekli basın özgürlüğünün yetersizliğinden yakınmaktasınız. Oysa imparatorluğumuz batsın bile diyebiliyorsunuz. Nasıl olur da hâlâ basın özgürlüğü yok diyebilirsiniz?

Shaw gülümser:

– Siz benim neleri söylediğimi biliyorsunuz ama neleri söyleyemediğimi bilmiyorsunuz…

Mat nedir?

Matematik çoğumuza zor gelir, “Bu neye yarar ki?” der dururuz…

Prof. Ali Nesin matematik neye yarar sorusuna yanıt veriyor:

“İçinde belli bir düzen olan, belli bir denge olan her yapı matematikle anlaşılır.

Matematiğin yetmediği yerde felsefeye, inanca, ilkelere başvurulur. Ama matematiğin yettiği yerde başka bir şeye başvurana yobaz denir.

Örneğin bir binanın Richter ölçeğinde kaç derece depreme dayanıklı olacağını binayı sallayarak değil, bir iki alan çalışması yaptıktan sonra, masa başında, hesap kitapla, yani matematikle anlarız …

Matematikte tek bir doğru vardır. Bu sayede matematikte kavga döğüş olmaz, tartışma olur, fikir teatisi olur, ikna çabası olur.

Siz hiç karşısındakinin bacağını ısıran, rakibine uçan tekme atan matematikçi gördünüz mü? Ben de görmedim.

Peki ya siyasetçi gördünüz mü …

Emin olun ki o siyasetçi matematik bilmiyordur…”

Patrikhane

Tarihçi dostumuz sohbet arasında Patrikhane faaliyetlerinden dert yandı:

– Fener Patrikhanesi’nin tayin ettiği ve aynı zamanda Türk vatandaşı olan Amerika Başpiskoposu Lambrianidis dünyayı fır fır dolaşıyor ve her gittiği yerde Türkiye aleyhine propaganda yapıyor…

Peki ülkemizde gazeteci Müyesser Yıldız dışında bu faaliyetten dertlenen kimse var mı?

Sanmıyoruz…

Tarih meraklısı dostumuz biraz da şaka yollu bir öneride bulundu:

– Ben olsam Rum Patrikhanesi’nin yer aldığı sokağın adını yeniden Sadrazam Ali Paşa Caddesi yaparım…

– Eskiden öyle miydi?

– Evet adı Sadrazam Ali Paşa caddesiydi ama dostluk uğruna değiştirildi.

– Kimdir Ali Rıza Paşa?

– 1821 yılında Rum Patriği Grigoryas’ı Mora desteklediği gerekçesiyle astıran sadrazam…

Dostumuz şaka yapıyordu tabii..

Kılıçlar

CHP İstanbul İl Kongresini izleyen İsmail Saymaz tespitini yazıyor:

“CHP’nin İstanbul kongresi kanıtlıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu ve kliği İmamoğlu’ndan kurtulabilmek için İstanbul’u verebilir. Daha şimdiden Kılıçdaroğlu yanlısı sosyal medya hesaplarında İBB aleyhine sel baskını ve trafik konulu paylaşımlar yapılıyor. Belediyeyi halk nezdinde başarısız gösterip madara etmek için çalışıyorlar.”

Koltuk aşkı bu düzeye vardı demek…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir