Arda Güler, Fenerbahçe’nin rakip sahada 2-1 kazandığı Gaziantep FK maçında 83. dakikada oyuna dahil olmuştu. Attığı milimetrik paslarla dikkat çeken ve takımı orkestra şefi gibi yöneten 17 yaşındaki futbolcu, galibiyette önemli rol oynamıştı. Genç yeteneğin Süper Lig’de sadece 39 dakika süre alması teknik direktör Jorge Jesus’un en çok eleştirildiği konuların başında geliyor.
‘1 KİŞİ FAZLA OYNAMAMIZIN ETKİSİYLE İYİ OYNADI’
Portekizli teknik adam 90 dakikanın ardından Arda Güler’le ilgili olarak “Oyuna girdikten sonra, 1 kişi fazla oynamamızın da etkisiyle iyi oynadı. Onun pas kalitesinden faydalanmak istedik” ifadelerini kullandı. Milliyet Gazetesi’nden Mustafa Anıklı, bu haftaki köşesinde Arda Güler’in neden fazla forma şansı bulamadığı ile ilgili çok konuşulacak bir yazı kaleme aldı. İşte Anıklı’nın ‘Arda Güler’in ahını aldınız’ başlıklı yazısı…
“Arda Güler neden oynamıyor” öyle mi? “Fenerbahçe’nin en değerli ismi kenarda mı otururmuş”, öyle mi?
Bunun günahı da, vebali de, ne Teknik Direktör Jorge Jesus da ne de teknik heyetten başka birinde…
Başta Kulüpler Birliği Vakfı başkanlığının koltuğunda oturan Ali Koç ile diğerlerinde… Geçen sezon tamamlandıktan sonra, Süper Lig statüsünü yazacak olan Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri, bu sezon işleyecek çok önemli bir maddeyi, -kulüplerin isteğiyle- iptal etti. Bu “günah” on kere, yüz kere, bin kere hatırlatılsa da, kulüpler, “Biz ne yaptık?” demez, o başka… Ama gençlerin elinden alınan mı, yoksa çalınan mı desek, ilk 11 forması, belki de, çok hakkı olmadığı düşünülen bir yabancıda…
İŞTE İPTAL EDİLEN MADDE
Ne diyordu 2022-23 sezonuna yönelik düzenlenen, sonra da iptal edilen maddede: “İlk on birde, 15-21 yaşları arasında en az 2 sezon veya 24 ay kulüpte yer alan, 01.01.2001 ve daha sonra doğmuş bir futbolcunun bulundurulması zorunludur. Bulundurulmaması halinde hükmen mağlubiyet kararı verilir.
Bu yazacaklarım bütün kulüpler için geçerli ama, işin popülaritesi ve iyi anlaşılması için 4 büyüklere bakmak yeterli… Madem Arda’dan yola çıktık, önce Fenerbahçe’ye bir bakalım. Bu madde geçerli olsaydı, sarı-lacivertlilerde A takımda yer alan Arda Güler ya da Ertuğrul Çetin, ilk 11’de oynamak zorunda kalacaktı.
Beşiktaş’ta bugün kenarda duran Berkay Vardar, Emre Bilgin, Oğuzhan Akgün’den biri görev alacak, ya da Teknik Direktör Şenol Güneş’ten kesik yiyen Ersin Destanoğlu bile oynasa, siyah-beyazlılar bu maddenin yaptırımlarından kurtulacaktı.
Trabzonspor, A takıma ısındırdığı üç kaleci Muhammed Taha Tepe, Kağan Moradaoğlu ve Hakan Aydın’dan birini görevlendirecek ya da daha devre arasında forma verilmeye başlanan Arif Boşluk ilk 11’de olabilecekti.
‘JANKAT YILMAZ VE HAMZA AKMAN’A ŞANS GELECEKTİ’
Galatasaray da, iki genç stoperi Emin Bayram ya da Metehan Baltacı’dan faydalanabilecek, önceki gün yeniden sözleşme yapılan Özgür Baran Aksaka, görev verildiğindeki başarısını devam ettirebilecekti. Veya, Jankat Yılmaz ile Hamza Akman’a şans gelecekti.
Ne olurdu bu madde yürürlükte kalsaydı? Takımlar 10 kişiyle mi sahaya çıkacaktı? Keşke öyle olsaydı… Aynı madde bütün takımlar için geçerli olacağı için, her maçta bir gencin elinden tutulmuş olacaktı.
Öyleyse; bu günah hepinizin… Beyler şunu iyi bilin, Arda ve diğer gençlerin ahını aldınız!
‘KAN DEĞİŞİMİ’
Konyaspor için alışkanlık oldu. Rıza Çalımbay’ı gönderirken, “Başarıdan yana sorun yok, şehir uyuşmazlığı var” demişlerdi. Bülent Korkmaz ile yollar ayrılırken, teknik adamın alanına müdahale edilmiş, istemediği bir futbolcu transfer edilmişti. Bakın, hoca, “Şunu alın” demiyor, “Bunu neden aldınız?” diye soruyordu.
Son olarak da, geçen sezona damgasını vuran, Konya’yı Avrupa’ya taşıyan, bu sezon da, sadece üç yenilgi alan bir hocaya, “kan değişikliği” adı altında “Güle güle” dediler. Getirirken anlaşıyorsun, gönderirken, para veriyorsun. Eğer saha içi başarıda sorun yoksa, neden yapıyorsun?
Son dakikada yenen golle mağlup olunan Beşiktaş maçını bir kenara bırakın, 7 karşılaşmada yenilmemiş bu takımın hocasını göndermeyi, sadece “kan değişimi” olarak açıklayamazsınız. Ancak İlhan Palut gibi hocalar kolay yetişmiyor, kolay kolay bugünlere gelmiyor. Gelen gideni aratmasın da…
SON SÖZ: Emre Belözoğlu, İlhan Palut’un “Pro lisans” ile ilgili sözlerini eleştirmiş, bunu “başarıyı kıskanma” olarak lanse etmişti. Ancak Palut’un itirazı, Belözoğlu’na değil; bu kadar kolay en üst noktadaki kursa başlama şeklineydi. Başkalarının tırnaklarıyla kazıya kazıya geldiği yere, tepeden inme bir takım kişilerin kolay ulaşmasına bir sitemdi onunki… Palut’un bu konudaki her sözüne imza atmamak mümkün değil…
‘RADARA KİMLER YAKALANACAK?’
İstisnasız, her hafta birkaç takımın gündemi oluyor hakemler… Kimi ağlıyor, kimi sızlanıyor, bazen de o sinirle insanların ağzından çok daha ağır ifadeler çıkıyor.
Ancak 20 Ocak’tan itibaren, yani yarın; bu konuda tavizi olmayacak Türkiye Futbol Federasyonu’nun… Özellikle resmi internet siteleri ve kulüp televizyonları, ya da sosyal medya hesapları aracılığı ile TFF’nin veya görevlilerinin saygınlığını zedeleyecek olanlara, Süper Lig’de 200 bin liradan 600 bin liraya kadar ceza gelecek.
Sadece bu mu? Müsabaka öncesinde, sırasında veya sonrasında, aynı takımdan birden fazla futbolcunun, görevlinin veya yöneticinin birlikte hareket ederek itirazına, müsabaka görevlilerinin etrafını sarmaları veya görevlerini yapmalarını engelleyici eylemlerde bulunmaları halinde Süper Lig kulüplerine 50 bin lira ceza verilecek. Bu eylem sportmenliğe aykırı şekilde olursa da, 75 bin liraya çıkacak.
Ayrıca bunlar, VAR incelemesi sırasında olursa da ceza yüzde 50 artacak. Bakalım, radara ilk yakalananlar kimler olacak? Bu kural kimlere uygulanacak, kime uygulanmayacak?