Göçmen kaçakçılığından ‘casusluk’ faaliyeti çıktı

Edinilen bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri, İran uyruklu “karı-koca” ile beraberindeki 2 İran vatandaşının, Türkiye’de sahte belgeler ile göçmen kaçakçılığı yaptıkları bilgisine ulaştı. Alınan istihbaratı değerlendiren Göçmen Polisi, savcılık talimatıyla söz konusu İranlı’ları yakın takibe aldı. Zanlıların kaldıkları adresler ve temasta oldukları kişiler adım adım izlendi. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından 12 Eylül’de operasyon başlatıldı.

“BALAYI İÇİN GELDİK” DEDİLER ÜLKEYE GİRİŞ TARİHLERİ FARKLI ÇIKTI

İran uyruklu uyruklu J.B. ve P.A. adlı ‘karı-koca’ ile aynı adreste bulunan ve ‘balayı’ için Türkiye’ye tatile geldiklerini iddia eden M.M. ve F.S. adlı isimli bir İranlı çift daha yakalandı. ‘Yeni evli çift’ görüntüsü veren şüphelilerin Türkiye’ye giriş tarihleri farklı çıktı. Biri Tahran, diğeri Razavi Horasan eyaletine bağlı Meşhed kentinden Türkiye’ye birer gün arayla farklı illerden giriş yaptıkları saptanan şüpheliler de gözaltına alındı. Emniyet ekiplerince gözaltına alınan şüphelilerden F.S.’nin daha önce de polisiye soruşturmadan geçtiği ve “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan hüküm giydiği ve geçtiğimiz Ağustos ayında COVİD-19 nedeniyle cezaevinden izinli olarak 30 gün süre ile tahliye edildiği anlaşıldı.

CASUS AĞI

Şüphelilerin kaldıkları adreste gerçekleştirilen aramalarda, çoğunluğu Avrupa ülkelerine ait olduğu belirlenen ve tamamı orijinal onlarca çalıntı ya da kayıp yabancı ve Türk pasaportu ile casusluk faaliyetlerinde ‘böcek’ diye tabir edilen ortam dinleme ve ses iletim cihazları, görüntü ve ses kayıt aparatları, 1 gizli kamera, 1 adet böcek arama cihazı, 1 adet casusluk cihazlarının tespitinde kullanılan tarama cihaz, büyüteç, hafıza kartları, ülkeler arası giriş-çıkış mühürleri ve 20 bin 200 TL para ele geçirildi.

Yakalanan J.B., P.A., M.M. ve F.S. isimli 4 şüpheli, ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Polisteki sorgularında çelişkili ifadeler veren zanlılar, çapraz sorguda birbiriyle ters düşen beyanlarda bulununca soruşturmanın seyri ‘göçmen kaçakçılığı ve belgede sahtecilik’ten ‘askeri casusluk’ faaliyetine evrildi. Yakalanan İran uyruklu şüphelilerin, Türkiye’de “İsrailli hedeflere suikast” iddiasıyla Haziran ayında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından deşifre edilen İran istihbaratına çalışan suikast hücresini akıllara getirdi. Zanlıların, üç ay önce çökertilen İran istihbaratına çalışan suikast hücresiyle bağı olup olmadığı çok yönlü olarak araştırılıyor.

“SİYASAL VE ASKERİ CASUSLUK” SUÇUNDAN TUTUKLANDILAR

Zanlılardan ele geçirilen ‘çalıntı’ ve ‘kayıp’ pasaportlar hakkında, uluslararası düzeyde ‘kayıp ilanı’ bulunduğu öğrenilirken, casusluk faaliyetlerinde ortam dinlemede kullanıldığı belirtilen kredi kartı görünümlü ses iletim cihazlarının ise “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal ve Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme” suçu çerçevesine alınarak yakalanan İran uyruklu kişiler ile ilgili soruşturma “göçmen kaçakçılığı” yerine ‘casusluk’ faaliyeti çerçevesinde değerlendirildi. Zanlılar, polisteki ifade işlemlerinin ardından dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısına teslim edildi. Savcı, şüphelilerin tamamını tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. İlgili mahkeme, ikisi kadın 4 İranlı şüpheliyi “Göçmen Kaçakçılığı”, “Resmi Belgede Sahtecilik” ve “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal ve Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme” suçlarından tutukladı. Cezaevine konulan zanlıların, Türkiye’ye yönelik casusluk faaliyetinde bulunup bulunmadıkları soruşturmanın sonunda ortaya çıkacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir