Gelenek ve gelecek el ele: Çeyrek asırlık gastronomi ve mimarlık atağı

İspanya’nın Bask bölgesinde Atlantik kıyısındaki San Sebastian kenti tam çeyrek asırdır gastronominin adresi oluyor. Bu yıl 25. yılını kutlayan Gastronomika Konferansı sadece İspanya’dan değil, dünyadan şeflerin de ilgiyle izlediği, birbirinden yaratıcı sunumların yapıldığı bir ortam.

San Sebastian’a hava yoluyla gitmenin yolu Bilbao Havalimanı’ndan geçiyor. Uçak alçalırken Bilbao Havalimanı binası size kentte karşılaşacağınız yeniliklerin işaretini veriyor. Özellikle köprü yapılarıyla tanınan ünlü İspanyol mimar Santiago Calatrava imzalı bina, bir bakışta kalkmaya hazırlanan bir uçak ya da uçan bir kuş etkisi yaratıyor. Bina Bask bölgesinin iki önemli kenti Bilbao ve San Sebastian’da karşılaşacağınız çığır açıcı pek çok modern mimarlık yapısının da habercisi gibi. Bilbao’daki en ünlü yapı kuşkusuz Frank Gehry’nin Guggenheim binası. Öyle ki Paris’teki Eyfel Kulesi ve Sidney’deki opera binasından sonraki en güçlü etkiyi yaratan ve kentin kaderini değiştiren ikonik yapılara örnek gösterilen bina “Bilbao etkisi” teriminin doğuşuna neden olmuş. Sönmekte olan bir işçi kentini dünyanın turizm odağı haline getiren yapı, gastronomi dünyasında Josean Alija’nın şefi olduğu müze restoranı Nerua ile ünlü.

Bask bölgesini mimarlık haritasına koyan Bilbao ise; gastronomi haritasına koyan kesinlikle San Sebastian kenti. Tam 25 yıl önce başlayan Gastronomika Konferansı yemek dünyasını bir araya getiren konferansların en önemlilerinden. Madrid Fusion’dan bile eski olan konferans, İspanya’daki şefler kadar zaman içinde dünyadan şeflerin de dikkatle izlediği yeniliklerin paylaşıldığı bir platform olmuş. Konferans ilginç bir şekilde San Sebastian mimarisi için bir dönüm noktası olan Kursaal Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Ünlü İspanyol mimar Rafael Moneo’nun binası gene çeyrek yüzyıl önce büyük tartışmalara sebep olmuş, hatta yapılmaması için imza toplanmış. Plaj kenarındaki görkemli tarihi gazino binasının yıkılmasından sonra yıllarca boş kalan araziye iki devasa yarı şeffaf küp şeklinde tasarlanan yapı, kent estetiğine aykırı bulunmuşsa da zaman içinde benimsenmiş. Bugün sadece Gastronomika değil, tüm önemli konferanslar burada düzenleniyor.

Bask gastronomi merkezi

Elbette San Sebastian’ın gastronomide çığır açıcı yönü Gastronomika Konferansı ile kısıtlı değil. Basque Culinary Center olarak tanınan mutfak sanatları merkezi, tüm dünyadan öğrencileri kabul ediyor, geleceğin şeflerini yetiştiriyor. İspanyol mimarlık grubu VAUMM tarafından tasarlanan BCC binası, mimarlık açısından da önemli bir yapı. Bu yıl 25. yılını kutlayan merkez, ikinci asırlık çeyreğine kent içinde inşa edilecek yeni yapısıyla girecek. Bu kez Danimarkalı ünlü mimarlık ofisi BİG tarafından tasarlanan bina, tıpkı Kursaal binasının çeyrek asır önce yarattığına benzer bir tartışmanın odağı. Merkezin yöneticisi Joxe Marie Aizega’ya tartışmaları sorduğumda, “Evet, komşular itiraz ediyor ama gelecek ay temel atıyoruz” demekle yetiniyor ve tıpkı Kursaal Kongre Merkezi gibi yapının zaman içinde kabul göreceğine inanıyor; kent içine taşınacak olan yeni merkezin ise çok daha yenilikçi olacağının müjdelerini veriyor.

Gastronomika Konferansı

Bu yılki Gastronomika Konferansı, İspanya’nın 25 yıllık gastronomi atağının resmigeçidi gibiydi. Bugün dünyada çığır açıcı etkisi olan Ferran ve Albert Adrià kardeşler, Juan Roca, Diego Guerrero, Andoni Luis Aduriz ve depremde Türkiye’ye yardım elini uzatan José Andrés gibi tüm İspanyol şeflerin neredeyse çocuk yaşta başlayan serüvenlerini izlemek, mutfaklarda yarattığı devrim niteliğindeki değişimi görmek, hatta bu şeflerin Danimarka’nın tabu kırıcı şefleri René Redzepi ve Rasmus Munk’un kişisel serüvenlerinde nasıl başlangıç noktası olduğunu görmek son derece ilham vericiydi. Çeyrek asırlık gastronomi atağı gelenek ile gelecek arasında bir köprü oluşturmuş. Bunun en güzel örneği ise kuruluşu 1897’e uzanan Arzak restoranın bayrağını babası Juan Mari Arzak’tan alarak geleceğe taşıyan Elena Arzak. Baba-kızı sahnede birlikte görmek geleceğin temelinde gelenek olduğunun göstergesi.

İspanya ve Bask bölgesi gastronomi atağının 25. yıldönümünü kutlarken geleceğe dair yepyeni projelerle devam ediyor ve gelecekte de öncü olacağının sinyalleri veriyor. Elbette Bask Gastronomi ödülünü bu yıl Ebru Baybara Demir’in alması bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Keşke biz de böyle çeyrek yüzyıllık vizyonlar kurabilsek, gastronomi geleceğimizi kısa erimli etkinlikler değil, uzun soluklu projelerle planlayabilsek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir