Geleceğin anahtarı sürdürülebilirlikte

Kaynakları hızla tükenen, iklim krizini kapıda tutmakta zorlanan dünyanın bir numaralı gündemi olan sürdürülebilirlik, artık hayatımızın bir parçası oldu. Sıradan vatandaşın bile evinde aldığı küçük önlemlerle katkı sağlamaya çalıştığı sürdürülebilirlik, ülkelerin politikalarından yeni iş modelleri ve üretim metodlarına kadar köklü değişiklikler yaratıyor. Sürdürülebilirlik, sadece ekonomi ve çevreyi değil; toplumun refahı, adalet, eşitlik ve özgürlük gibi sosyal kavramları da kapsıyor ve daha iyi bir geleceğin anahtarını elinde tutuyor.

Peki sürdürülebilirlik temelde neyi amaçlıyor? Gelecek kuşakların hakkını gözeterek çevrenin ve doğal kaynakların bilinçli bir şekilde kullanılması, doğaya zarar vermeden ekonomik gelişmenin sağlanmasını amaçlıyor.

Ege Bölgesi öncü

Gelişmiş sanayisiyle Türkiye’nin üretimine önemli katkılar koyan Ege Bölgesi de sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atıyor. Özel sektörün çabası, yerel yönetimin projeleri ve üniversitelerin bilimsel çalışmalarıyla gelecek Ege’de şekilleniyor.

Çatısı altındaki onlarca ihracatçı birliği ve çeşitli sektörlerden yüzlerce şirketle Ege İhracatçı Birlikleri de (EİB) sürdürülebilirlikte başı çeken kurumlar arasında yer alıyor. Geçiş sürecini hızlandıran yol gösterici projelerle hem kaynaklar korunuyor hem de temelinde sürdürülebilirliğin yer aldığı yeni ekonomik düzene adaptasyon sağlanıyor.

AB’ye tam uyum

Avrupa Birliği’nin, Yeşil Mutabakat ile tedarik zincirini baştan aşağı değiştirdiği gibi Yeşil Mutabakat Sanayi Planı ile de dünya genelinde yaşanan finansman krizine karşı kendini koruma altına aldığını ve iç dinamiklerini yarattığını belirten EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Biz, Yeşil Mutabakat’a uyum, Sınırda Karbon Düzenlemesi ve sürdürülebilirlik ile ilgili diğer alanlarda EİB olarak üyelerimize farklı araçlar ile destek oluyoruz. Firmalarımızın bir kısmı sürdürülebilirlik anlamında çok ileri seviyedeyken, bir kısmı henüz başlangıç seviyesinde” dedi.

Her sektörü hazırlıyoruz

İhracatçıların karbon ayak izinin hesaplanması ve azaltılması için yürüttükleri projelere değinen Eskinazi, “Sanayi öncelikli olmak üzere bütün sektörlerimizin bu sürece hazırlıklı olması için çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı URGE projelerimiz 100’den fazla firmamızın katılımı ile başarılı bir şekilde ilerliyor. Firmalarımızın üretim süreçlerini iyileştirerek yenilenebilir enerjiye geçiş, atık yönetimi ve geri dönüşüm konuları başta olmak üzere döngüsel ve daha çevreci uygulamalara geçmesine, izlenebilirlik ve sosyal uygunluk prosedürlerine destek oluyoruz” diye konuştu. EİB’nin sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını kısaca özetleyen Eskinazi, şöyle devam etti:

Yol haritası hazır

“2020 yılını ‘Sürdürülebilirlik Yılı’ ilan ederek odak noktamızı belirledik. Çalışmalarımızı sistematik hale getirebilmek amacıyla ‘Sürdürülebilirlik Komitesi’ kurduk. Etkinliklerimiz için bir yol haritası olan ‘Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosu’nu oluşturduk. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, kurumumuzca bir sürdürülebilirlik stratejisi hayata geçirdik. Ulusal ve uluslararası ağlara dahil olarak aktif görevler aldığımız faaliyetlerimiz de mevcut. 2019 yılında Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik ile ilgili en büyük inisiyatifi Global Compact’a üye olan ilk ihracatçı birliği olduk. Hedeflerimizin; ekonomik, çevresel ve sosyal performansımızın şeffaf bir şekilde tüm paydaş ve üyelerimiz ile paylaştığımız ‘Sürdürülebilirlik Raporu’ oluşturduk. Sürdürülebilirlik faaliyetlerini raporlayan ilk ihracatçı birliği ve meslek kuruluşuyuz. Raporumuzun ikincisini önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyuracağız.”

Temiz enerjide ilk birlik

Sürdürülebilirlikte öncü EİB olarak İzmir’in 2030 yılında iklim nötr hedefine ulaşması için ilklere imza atmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Eskinazi, “Türkiye’nin ilk ‘Temiz Enerji Ekipman ve Hizmet İhracatçıları Birliği’nin kurulması için girişimlerimize devam ediyoruz. 200’ü İzmir’de olmak üzere temiz enerji ekipmanları alanında ihracat yapan 309 firmanın ürün ve hizmet bazlı incelemesini sürdürüyoruz” dedi.

Hedef 2025

EİB’nin sürdürülebilirlik alanında 2025 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı hedeflerini sıralayan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Sürdürülebilirlik ihracat ilkelerini benimsemek, dijital dönüşümü tamamlamak, temiz ve çevreye duyarlı teknolojileri ve süreçleri uygulamak, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini ve verimli kullanımını sağlamak, iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarına katkıyı yükseltmek, geri dönüşüm ve yeniden kullanımı artırmak, üyelerimizin sürdürülebilir kalkınma ilke ve amaçlarını benimsemelerini sağlamak ve sosyal sorumluluk projelerine yönelik çalışmaları artırmak gibi hedeflerimiz var. 2023 yılında bütün sektörlerimizde sürdürülebilirlik politikalarıyla ilgili girişimler artacak” dedi.

BM amaçlarına uygun plan

İlki 2023 yılı için olmak üzere, tüm birlikleri kapsayan bir “Stratejik Plan” çalışması yürüttüklerini söyleyen EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “TİM ve ihracatçı birlikleri içerisinde bir ilk olma özelliği taşıyan bu çalışmamız, kendi personel kaynağımız ile yürütülmüş bir çalışma olması nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Stratejik planımızın hazırlık aşamasında, birliklerimizin mevcut durum analizleri yapılmış olup, Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ çerçevesinde mevcut misyon, vizyon ve temel değerlerimiz yeniden ele alınarak ‘Sürdürülebilir İhracat ve Çevre Dostu Üretim’ mottosu çerçevesinde yeniden tanımlanmıştır.

Her ayrıntı düşünüldü

‘Stratejik Plan’ kapsamında yine ilk kez bir ‘Paydaş Analizi’ çalışması yapılmış olup, yönetim kurullarımızın, üyelerimizin görüşleri planımızın şekillendirilmesinde esas alınmıştır. Ortaya çıkan stratejik planımız 12 birliğimiz için ayrı ayrı faaliyetlerimizin odak noktasını oluşturabilecek önemli konu başlıklarını içermekte ve her bir birliğimizin faaliyetleri dikkate alındığında güçlü olan yönlerini, temel ihtiyaçlarını ve potansiyel gelişim alanlarını tanımlamaktadır” diye konuştu.

En önemli başlık karbon emisyonu

Sürdürülebilirliğin en önemli başlığını enerji konusu oluşturuyor. Özel sektörden devletlere kadar birçok kişi sürdürebilir enerji kaynaklarını kullanmak amacı ile harekete geçti.

Sürdürülebilir enerjide üzerinde durulan en önemli nokta ise, sera gazı emisyonlarını sınırlamak. Bu açıdan da sürdürülebilir enerji, dünya açısından büyük bir tehdit oluşturan iklim değişikliği sorununu ortadan kaldıracak en önemli girişim olarak görülüyor.

Bazıları yenilenebilir enerjiyle sürdürülebilir enerjiyi ayrı tutsa da bu konuda karşımıza güneş, rüzgar, dalga ve jeotermal gibi enerji kaynakları çıkıyor. Sürdürülebilir enerji kaynakları olarak tanımlanan güneş, rüzgar ve okyanuslar, gezegenimizle birlikte her zaman var olacak. Oldukça kullanışlı olan bu kaynaklar, günümüzde GES ve RES’ler ile ihtiyaç duyulan enerjinin karşılanmasında yıllardır kullanılıyor.

Türkiye’nin sürdürülebilirliğe bakışı

Türkiye’de de sürdürülebilirlik kavramı son dönemde önemini artırdı.

Küresel ekonomik sistemde belirleyici rolünü her geçen artıran sürdürülebilirlik, birçok ülkeyi çeşitli protokollerle bir araya getiriyor. Ülkemizin de uluslararası birçok mutabakata imzası bulunuyor.

 Türkiye, Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (UNCBD), Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD), Montreal Protokol ve Kyoto Protokolü gibi sürdürülebilirlik sözleşmelerinin tarafı oldu. Türkiye’nin bu sözleşmelerin tarafı olması bu kavrama verdiği önemi de net olarak ortaya koyuyor.

 Bugün Türkiye’de sürdürülebilirlik, devlet kaynaklarının kullanımında ekonomik, sosyal ve çevresel politikaların birlikte ele alınmasına ve özel sektörde ve sosyal yaşamda da bu bilincin gelişmesine öncülük eden çalışmalarla kendini gösteriyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir