Gaziantep FK – Fenerbahçe maçı sonrası Ercan Güven’den salvolar! ‘Kendi arkadaşlarının emeğine ihanet’

Gaziantep FK, Süper Lig’in 19’uncu haftasında Fenerbahçe’ye 2-1 mağlup oldu. Kritik müsabakayı spor yazarları kaleme aldı. Milliyet Gazetesi yazarlarından Ercan Güven, yıldız oyuncu hakkında şoke eden ifadeler kullandı. Ercan Güven, tecrübeli futbolcuyu takım arkadaşlarına ihanetle suçladı.

İşte Gaziantep FK – Fenerbahçe maçının ardından yapılan değerlendirmeler…

FENERBAHÇE ‘DEVAM’ DEDİ / BURCU KAPU

Sıkıntılı günlerden geçen ve galibiyete şiddetle ihtiyaç duyan iki takımın karşılaşmasında gülen taraf Fenerbahçe oldu. 
Ev sahibi Gaziantep’te işler iyi değil. Futbolcular bir süredir maaşlarını alamıyordu. Üstüne bir de başkan istifa edince sahaya çıkan oyuncuların yerinde hiç kimse olmak istemezdi.
Fenerbahçe’nin ise derbi mağlubiyetinin ardından sadece skoru değil, güçlü bir oyunla skoru almaya ihtiyacı vardı. Uzun yıllardır şampiyonluk hasreti çeken camianın azalan sabrını oyun gücüyle ikna etmesi gerekiyordu. Devre arasına her ne kadar önde girmiş de olsa sarı-lacivertlilerin ilk yarı oyunu sıkıntılıydı. Kalesinde çoğu duran toptan olmak üzere altı tane pozisyon verdi. Hemen burada Gaziantepli oyuncuların sıkıştıkça sertliğe başvurmasının oyunun izlenebilirliğini sabote ettiğini de belirtmek lazım.

Jorge Jesus’un ilk 11’de yaptığı rotasyon tercihi, ön alanda yaratıcılığa çözüm olmadığı gibi, takımın dağınık bir görüntü vermesine de sebep oldu. Batshuayi ve Emre Mor hala buldukları 10 fırsatın 9’unda hatalı tercihte bulunuyor. Bu durumda Fenerbahçe ön tarafta ne faydalı top tutabiliyor, ne kilit pas atabiliyor. 
İlk yarıdaki oyun, ön bölgede oyun aklı için King’i, top tutup istasyon olması için de Arda’yı çağırıyordu. Ancak Jorge Jesus ikinci yarıya değişiklik yapmadan çıktı. Ve çok geçmeden de kalesinde golü gördü. Ardından önceki maçlarda kullandığı ön bölge oyuncularını sahaya süren teknik adam, rakibi 10 kişi kaldıktan sonra bile Arda’yı oyuna atmak için 15 dakika bekledi. Özel bir yeteneği olduğunu tüm futbolseverlere göstermiş olan Arda, formayı Emre Mor kadar Lincoln kadar neden hak etmiyor? Jorge Jesus’un maç sonunda cevap vermesi gereken soruların başında geliyor bence…

Son haftalarda aksayan Crespo’ya gösterilen fazladan tahammül, bu sezon Fenerbahçe’ye hiç bir katkısı olmayan Mert Hakan tercihi, hocaya yöneltilebilecek eleştiriler. Arda oyuna girdikten sonra gelen üç puan da sadece Valencia’nın sürekli arayışı değil, takımın topu sürekli üçüncü bölgede tutması ve doğru tercihleri bulma çabasında ön alandaki abilerinden daha fazla topla buluşan genç yetenek Arda’nın varlığı göz ardı edilmemeli. 

Fenerbahçe’nin düşen hareket kalitesi, rakibi eksiltecek kalitede pas eksikliği, yerleşim hataları, önde yapılan pasların bir türlü şutla sonlanamaması hala devam eden sancılar. Ancak derbinin ardından önemli olan üç puanı tabelaya yazdırmaktı. Bundan sonrası için hocanın cevap bulması gereken soru şu: “Sezon başında Fenerbahçe’nin oyun planı oyuncular değişse bile işliyordu. Plan bozuldu, yeni plan ne?”

RAKİP EKSİLİNCE TUTMAYIN F.BAHÇE’Yİ / ERCAN GÜVEN

Son beş maçın üçünü kaybedip Kadıköy’deki derbide hezimet anlamına gelen yenilgi almışsın…
Liderliği ezeli rakibine ellerinle hediye etmişsin.
Süper Lig’in ilk perdesini kapatan maçta Gaziantep gibi aile boyu krizler içindeki rakip karşısında ne beklenir şampiyon adayı Jesus’un Fenerbahçe’sinden?

Hem oyun hem skor anlamında büyük bir güç gösterisi, ses getirecek reaksiyon, muhteşem bir geri dönüş değil mi?
Hayır… Tam tersi. Tatsız tuzsuz moralsiz, adeta travmayı atlatamamış bir Fenerbahçe vardı sahada.
İlk devreyi 1-0 önde kapattı ama golün asıl sahibi Valencia değil Gaziantep kalecisi Günay ile stoperi Ertuğrul’du. Kaleci çıktı savunmacıyı da bozdu boş kaleye yolladı Valencia.

Golden sonra Valencia’nın soğuk tavrı Fenerbahçe’nin ruh halini mi yansıtıyordu, Fenerbahçe’den gitmesi söz konusu diye tepkisel miydi, yoksa golün adeta hediye edilmesinden mi rahatsızdı bilinmez…
Lakin tuhaf bir şeyler vardı Fenerbahçe’de.

Başkan’la görüşen Jesus dörtlü defansa dönmüş, derbideki beş futbolcuyu kulübeye çekmiş, Emre Mor’un hızından, Mert Hakan’ın mücadelesinden yararlanacağını düşünmüş orta sahayı güçlendirmeye çalışmıştı ve önde baskılı oynayıp direk kaleye gitme planlarını değiştirmişti. Ya set oynuyordu Fenerbahçe ya da uzun topları orta yapacak kanatlara gönderiyordu. Batshuayi ve Valencia çift santrafordu. Samet alel acele defansa monte edilmişti. Amaç defansta sağlam olmaktı. Gol yemeyelim nasıl olsa atarız gibi bir düşünce vardı Fenerbahçe’de.

Düşünce iyi idi ama gerçekler farklıydı. Ne savunma sağlam, ne orta saha yaratıcı, ne de önde tehlikeliydi Fenerbahçe. Çünkü topu öne taşıdığında çoğalamıyordu. Çabuk hücum edemiyordu. Koca devre bir tane organize atağı yoktu. Fenerbahçe’nin en iyisi kaleci Altay’dı!
Yani golden sonra bütün ilk devre Gaziantep’in kontrolündeydi ve skoru koruyan Altay oldu.
İkinci yarı Gaziantepspor’un baskısıyla başladı gölüyle sürdü. Emre ile Valencia’nın birlikte sürdükleri topla rakip kaleye kadar inmelerine karşı atamadıkları golün hemen ardından bir duran top organizasyonuyla golü yedi Fenerbahçe. Çalışılmış olması gereken bir pozisyon yani.

Tüm ümitler Jesus’un yapacağı değişiklikteydi. Aksi halde puan bile alamazdı Fenerbahçe. Nedense son yarım saati bekledi yine Jesus… Emre, Batshuayi ve Mert Hakan’ı çıkardı, King, Rossi ve Lincoln’ü aldı… Değişiklikler biraz renk kattı takıma. Hemen ardından Sagal topa vurmak gibi lüzumsuz bir davranışla ikinci sarı ile oyun dışı kaldı ve Gaziantepspor’u 10 kişi bıraktı. Bir bakıma Fenerbahçe’yi kurtaran Sagal’ın kendi arkadaşlarının emeğine ihanetiydi.

Doğal olarak Gaziantep yarı alanına yerleşti Fenerbahçe. Rakip ceza alanını ablukaya aldı. Antep defansının boşluklarını aramaya başladı. Artık topla tüfekle hücum zamanıydı Fenerbahçe için ve Alioski’nin yerine bir santrafor daha ekledi Jesus, Serdar’ı oyuna sürdü. Ardından sürenin bitmesine sekiz dakika kala Crespo yerine Arda oyuna girdi.
Her aldığı topu mutlaka doğru oynayan Arda ile oyunun seyri iyice değişti, Rossi ile hızlandı ve uzatmalarda Valencia’nın golüyle adeta ipten döndü Fenerbahçe. Arda ilk on birde başlasa daha hızlı düzelir bu takım muhtemelen. Kim bilir; belki bir toplantı daha gerekiyor Jesus ile Başkan arasında!

FENERBAHÇE SIRAT KÖPRÜSÜNDEN GEÇTİ! / UZAY GÖKERMAN

Geçen hafta kaybedilen derbi sonrasında Fenerbahçe’nin o maçı unutmasını ve önündeki 6 karşılaşmaya odaklanmasını konuşmuştuk.
Aslında Beşiktaş derbisine kadarki 7 karşılama olarak düzeltmem gerekiyor.

Gaziantep FK (D)
Ümraniyespor (D)
Kasımpaşa
Adana Demirspor (D)
Konyaspor
Kayserispor (D)
Alanyaspor

Fenerbahçe’nin sezonun devamı ve şampiyonluk için en kritik maç koridorunun burası olduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz.
Neden?
Öncelikle takım performansı olarak dibe vurduğu, sarsıldığı, dalgalandığı ve bocaladığı bir dönemden geçiyorlar.

Dünya Kupası arası öncesinde bir oyun planı vardı; bolca rotasyonda oyuncular değişiyor ama plan tıkır tıkır işliyordu. Arada oynadığı hazırlık karşılaşmalarında da istediğini yapan ve rakibe kabul ettiren Fenerbahçe izlediğimizi söylersek bu hatalı bir yorum olmaz.
Trabzonspor ve peşinden çok etkisiz Galatasaray karşılaşması bir anda işlerin terse dönmesine neden oldu.
Bir kere dün de gördük oyun planı diye bir şeyden söz etmek pek de kolay değil artık.

Oyun planı, oyuncunun aldığı inisiyatifle sonuca gitmeye dönüştü.
Takım oyunu bozulunca ve oyuncuların yapabildikleri ve yapamadıkları ile çözüm üretilince göze batan futbolcuların sayısında da bir artış oldu; daha çok olumsuz anlamıyla da kuşkusuz.
Jesus’un kimi oyuncularda ısrar etmesi ve tereddütsüz güven duyarak kadroyu, oyunu bu futbolcular üzerinden kurmasının sonucu da bazı oyuncular devre dışı kaldı; takımın parçası olmaktan da uzaklaştı.
Böyle yazınca hemen şu şekilde bir tepki de yükselebilir; Jesus forma adaleti olan bir teknik direktör ve tüm oyunculara hak ettiği forma süresini veriyor.

Evet bunun Avrupa maçları sırasında yaptığını ve başarı sağladığını da söyleyebiliriz; ancak az önce konuştuğumuz işleyen “oyun planı” çerçevesinde; Dünya Kupası sonrasındaki 5 karşılaşmada görece sınırlı sayıda oyuncu grubuna şans verdiğini söylememiz gerekiyor.
Mesela Crespo bu 5 maçlık seride ortalamanın altında kalan bir oyuncu oldu; dün de iyi değildi ve 83 dakika sahada kaldı.
Emre Mor’a 68 dakika sabretmek bir başka detaydı.

Bu oyuncunun ilk yarının sonlarına doğru 2 metre ofsayt durumdaki Batshuayi’ye yaptığı asisti oyunun heyecanı ile açıklamaya çalılırsak o zaman futbol oyun bilgisi, sahayı 3 boyutlu okuyabilme ve oynama gibi çok önemli ve değerli detayları gözardı etmiş oluruz ki bu tecrübedeki bir Fenerbahçeli oyuncu için buna ne kadar zaman var tartışma konusudur.

Zaman konusu açılınca kuşkusuz akla ister istemez “yine” Arda sorunu çıkıyor.
Evet, Arda’nın oynaması için kendini daha ne kadar ispat etmesi veya ne yapması gerekiyor?
Yeri gelmişken söyleyeyim; yanılırsam özür de dilerim, ben Jorge Jesus’un forma adaletine sahip bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum veya böyle bir irade göremiyorum.

Dün Zajc’ın kulübede bile olmaması bunun net göstergelerinden biriydi.
Bu oyuncu geçen sezon o kadar parlamışken ne oldu da bu sezon takasta kullanılmada düşünülecek pozisyona geldi bu sorunun tek bir cevabı var.
Kuşkusuz bu Fenerbahçe teknik adamının bileceği ve son kararı vereceği bir durumdur. Sezon sonunda bu takımı mutlu sona eriştirmeyi başarırsa geride ne Zajc kalır ne Arda’nın ne kadar süre aldığı, unutulur gider.

Futbol bir sonuç oyunudur. Kazanan her zaman haklı olur.
Ancak Fenerbahçe’nin yıllara yayılmış kırılganlıklarının içinde bizim de tecrübe ettiklerimiz var ve bu zor süreçte en ufak puan kayıplarının telafisi mümkün olmadığını çok iyi biliyoruz.

Dün Fenerbahçe bir sırat köprüsünden geçti.
Kazandı ama özellikle ilk yarı kalesinde gördüğü pozisyonlar hesaba katılırsa (puan) kaybedebilirdi de.
Son cümle o kadar tehlikeli ki son 8 sezonda kaç defa yaşanmış acı hatıraya dayandığını burada yazsam kitap sayfası olur.
Bu yaşa ve tecrübeye gelmiş Jesus kuşkusuz bizden çok daha fazla şey biliyor.

Kafasında inandığı bir oyun planı ve bunu oynayacak oyuncu grubu var; onlarla deniyor.
Yazının girişinde üzerinden geçtiğimiz fikstür iyi futbol vaadetmese de mutlak surette sonuca gidilmesi ve 3 puan alınması gereken zor bir süreç.

Dün Ferdi maça sağda başladı ve orada bitirdi.
Sol bekte Alioski vardı.
Mesela bu tercih çok doğruydu. Çünkü orijinal sol bek Alioski gibi bir oyuncuyu bu takımın önemli bir parçası haline getirmek gerekiyor.
Ancak Emre Mor ve Mert Hakan tercihlerinde o kadar emin olmak mümkün değil.
Arda Güler oyuna girdikten sonra orta sahadaki top istasyonu etkin hale geldi. Rossi’nin asist yaptığını izledik ancak bu oyuncuya etkili olmasını sağlayan 2 önemli oyuncu vardı; Ferdi ve Arda.

Jesus’un bu iki oyuncuyu birden sahada olmasını sağlayacak bir takım düzeni ve oyunu oynatmasının Fenerbahçe’ye yepyeni bir plan kazandıracağını düşünüyorum.
Yeni transfer Samet için çok erken; dün Gaziantep FK’nın ilk yarıdaki etkili olduğu anlarda özellikle kenardan gelen ataklarda sorumluluğunu ölçmek kolay değildi.
Sadece bir pozisyonda ofsayt çizgisini bozdu herhalde bu konu Samandıra’da üzerinden geçilecektir.
Fenerbahçe’nin kazanması gerekiyordu ve önemli bir 3 puan aldı. Şimdi kaldı 6 maç.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir