Fransa’daki gerilim Avrupa geneline yayılır mı? Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç’tan CNN Türk’te açıklamalar

Fransa’daki ırkçılık protestolarını Cumhurbaşkanı Başdanışması Saadet Oruç CNN Türk canlı yayınında değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışması Saadet Oruç’un açıklamaları şöyle:

FRANSA’DAKİ OLAYLARIN SEBEBİ NE?

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç:

1983 yılında, ardından 1990’da son olarak 2005 yılındaki banliyö olayları vardı. Şimdi niye bu kadar patladı? Fransız toplumu oy kaygıları nedeniyle, Avrupa’da yükselen aşırı sağın belirleyici olması nedeniyle patlamaya hazır bomba haline getirildi.

Fransa’nın sömürgecilik geçmişinin ardından kendi ülkesinde yaşayan dışlamaktan vazgeçmediği göçmen kitlesi var. Fransız içişleri bakanı senatoya verdiği bilgide yüzde 90 Fransız vatandaşı, yüzde 10 göçmen diyor. Yüzde 10 Fransız vatandaşlığına geçmiş göçmen, uygulanan yanlış politik ile bugüne gelindi.

Fransa’nın uygulamaları, en son emeklilik yasası nedeniyle sokaklar zaten hareketliydi, birkaç yıl önce sarı yelekliler vardı. Fransa toplumu yönetenlerin ektiği tohumlar neticesinde patlamaya hazır noktaya gelmişti.

Hep söylüyoruz, burada haber değeri olan şey aşırı sağın başta göçmenler, İslam düşmanlığı noktasındaki yaklaşımların Avrupa’nın ve Fransa’nın merkez siyaseti haline geldi.

Fransa nezdindeki ırkçılığın fenomen haline gelmesi, göçmen kökenlilerle otorite arasında kırılma ortaya çıkarmış durumda.

IRKÇILIĞIN OLMASI, ŞİDDETLE NOKTALANMASINI NEREYE BAĞLAMAK LAZIM?

Avrupa’da Müslümanların en çok yaşadığı ülke Fransa, laiklik kavramını ortaya atan ülke de Fransa, demografik krizde giderek yaşlanan yabancı kökenlilerden gelenlerin nüfus artış hızına bakıldığında ilerideki nesiller açısından kontrol etmeleri gibi bir şey oluyor.

Geçtiğimiz senelerde Sarkozy’nin gündeme getirdi, Macron’un gündeme getirdiği Fransa İslamı oluşturalım çabası vardı. Başörtüsü yasakları gündemde olan bir şey bunların kurumsallaşması, camilerin kapatılması gibi süreçler yaşanmıştı.

Türkiye’nin AB’ye üyeliğine tepki göstermeselerdi, bu kadar şartlar koşmasalardı, Türkiye’nin Avrupa’daki rolüyle ilgili engellemelere gitmeselerdi belki bu hastalığa yakalanmamış olacaklardı.

İSVEÇ’TE KUR’AN YAKILMASI HAKKINDA

Aşırı sağcı yaklaşımların belirleyici merkeze geldiğini ifade etmiştim. Aşırı sağcı isimlere daha çok değer veriliyor. İslam karşıtlığı ile ilgili basında, sosyal medyada, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili belirli dergilerde yapılan haberlere baktığımızda İslam düşmanlığından bahsetmek söz konusu.

Müslümanlarla ilgili uygulamaları, ayrımcılık, laikliğin revize edilmesi söz konusu. Fransa’da 2017 yılında yapılan çalışmaya göre Afrika ve Arap kökenli olduğu düşünülenler beyazlara göre 3 kat daha fazla polis kontrolü yapılıyor.

Otoritelerle yeni nesil arasında büyük bir uçurum derinleşmeye başlıyor. AB kurumlarının yaptığı istatistiklere göre Avrupa’da ortalama bir AB üyesi büyüklüğünde kitle var. Bu kitle işi, gücü, eğitimi olmayan bir gençlik kitlesi, AB’deki 8.5 milyon gelecekle ilgili umudu olmayan gençlerden oluşuyor.

FRANSA’DA GERİLİM YAŞANIYORKEN, BUNUN AVRUPA GENELİNE VE ALMANYA’YA SIÇRAMA RİSKİNİ NASIL GÖRÜRSÜNÜZ?

Bizim Almanya’daki vatandaşlarımız artık orada nesillerdir orada olan vatandaşlarımızın çok büyük yabancı düşmanlığı ile karşılaştıkları ortada. İslam karşıtlığı söz konusu olduğunda Fransa daha fay kırıkları olan bir ülke. Bizim vatandaşlarımız açısından AB geneline bakıldığında bu domino etkisi yapar demek doğru olmaz. Koşulların zorlaşacağı bir dönemdeyiz. Keşke Türkiye’nin AB’ye üyeliğine Almanya, Fransa ikilisi bu kadar tepki göstermeseydi. Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının topluma entegrasyonu örnek teşkil ediyor. Vatandaşlarımızın orada başarıları söz konusu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir