Mithat Yurdakul – 4447 sayılı kanun emeklilik yaşını kademeli olarak artıran kanun 8 Eylül 1999’da yürürlüğe girdiği için bu tarihten önce sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar EYT olarak adlandırılıyor. 23 yıldır süren sorunun çözümü için çalışmalar bir süredir devam ediyor. Kamuoyunda, 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlarda istenen yaş koşulunun kademeli olarak düşürülmesi, aylıklarda belirli oranda kesinti yapılarak emeklilik tarihinin öne çekilmesi, erkeklerde 9000, kadınlarda 7200 prim gün sayısını yerine getirenlerde yaş koşulunun aranmaması gibi pek çok formül gündeme gelirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, tek formül üzerinde çalışıldığını belirterek, düzenleme için aralık ayına işaret ediyor. Nisan 2022 itibarıyla SGK’ya kayıtlı 4/A (SSK) kapsamında 16 milyon, 4/B (Bağ-Kur) kapsamında 3 milyon sigortalı bulunuyor. 19.7 milyon sigortalıdan yaklaşık 5-6 milyonunun EYT sorunu yaşadığı öngörülüyor.
Türkiye modeli
Düzenleme bir aksaklık olmazsa aralık veya ocak ayında TBMM’ye gelecek. Kamuoyundaki genel beklenti, yıl şartı ve prim ödemeleri gibi emeklilik şartlarını yerine getirenlerin yaş şartına bakılmaksızın emekli edilmeleri yönünde. Öte yandan bakanlığın üzerinde çalıştığı formüle göre, EYT düzenlemesinde kademeli olarak geriye çekilme olabileceği ve bir yaş sınırının getirileceği de konuşulanlar arasında.
EYT’de daha önce konuşulan yaş formülleri arasında 50 yaş gündeme gelmişti. Bu veya başka bir yaş sınırının getirilmesi halinde emeklilik yıl ve prim şartını dolduranların belirlenen yaşı beklemeleri gerekecek. Emeklilik için sigortalılık süresi ve prim ödemelerini tamamlayan binlerce emekli, yaş koşulunun kaldırılmasını talep ediyor ve yaş sınırına sıcak bakmıyor. Konuşulan bir diğer ihtimale göre ise 5400 prim günü olan Bağ-Kur’lular ve 3600 prim gününe sahip olan SSK’lılar için erkeklerde 55 yaşında, kadınlarda 50 yaşında emeklilik olabilir. Bazı Avrupa ülkelerindeki, emeklilik yaşına kalan süre kadar maaştan kesinti yapılarak “kesintili emeklilik” modeli uygulanması da Türkiye için tartışılırken, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Hollanda ve Almanya modellerinin uygulanmayacağını, “Türkiye modeli” üzerinde durduklarını dile getirdi.
‘Kademe, sorun olur’
EYT Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Boran Özüpak da süreci Milliyet’e değerlendirdi.
Özüpak, 1999 öncesi haklarına ulaşmayı beklediklerini belirterek, “Formülsüz, ayrımsız Anayasal haklarımızı talep ediyoruz. 23 yıldır devam eden bir mağduriyet var. Herkesin şartları farklı. Kamu, özel, Bağ-Kur’lu farklı koşullarda” dedi. Kademeli bir düzenleme yapılması halinde örneğin 1996 yılında işe giren bir kişi için emekliliğin sorun olacağını vurgulayan Özüpak, yaş ve prim koşullu bir düzenlemeyle yeniden yaşa ve prime takılan mağdurlar oluşabileceğine dikkat çekti. Özüpak, “1999 öncesi neyse ona dönülsün, kimse mağdur olmasın” şeklinde konuştu.
Emeklilik borçlanması mümkün mü?
Özüpak, EYT’liler için prim borçlanmasına da, emeklilik için yeni prim süreleri belirlenmesine de sıcak bakmadıklarını ifade ederek, “Primler çalışırken peşinen ödendi. Ama 25 yıl 5 bin prim günüyle çalışan, inşaatta, tarımda, mevsimlik işçilikteki insanlar için bir düzenleme yapılabilir. 5 bin iş günü yerine 4 bin günde kaldıysa bunun 5 bine tamamlanması sağlanabilir. Ama bunun dışında pek çok kişi özel sektörde çalışmaya ara vermek zorunda kalıyor. Biz genelde 45-50 yaşın oluşturduğu bir kesimiz. Bu kesimin, 25 yaşında zehir gibi bir genç kadar iş bulma şansı olamaz” dedi.
Bu noktada “EYT’nin maliyeti” konusunda yapılan tartışmaların doğru olmadığını ifade eden Özüpak, “Bu maliyetler, çalışırken, prim kesintileriyle peşinen ödendi. Rakamsal olarak yük olacak bir pozisyonda değiliz. 4.5 milyon kişi, aileleriyle birlikte 15-20 milyon EYT’li var. Her seçimde tozlu raflardan iniyoruz. Bu seçim süreciyle bu konunun çözümleneceğini düşünüyorum” diye konuştu.
YARIN: EYT için dilekçeler ocak ayında verilecek