Kahramanmaraş merkezli depremde, kaldığı otelden kaçmaya çalışırken göçük altında sıkışan ve o sırada bulduğu testere sayesinde kurtulan Adnan Fırat Albayram, enkaz altında kaldığı 6 saat boyunca yaşadıklarını AA’ya anlattı.
Ankara’da elektrikli skuter kiralama firmasında çalışan Albayram, 6 Şubat’taki, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan deprem sırasında iş için gittiği Hatay’da otelde bulunuyordu.
Odasından kaçmaya çalışırken göçük altında kalan ve şans eseri bulduğu testerenin de yardımıyla kurtulan Albayram, o sırada yaşadıklarını da cep telefonuyla kaydetti.
“Ayağım sıkıştı”
Otelde “kapıya vurulması” gibi bir sesle irkilerek uyandığını belirten Albayram, sallantının artması üzerine odadan çıktığını ifade etti. Cep telefonunu unuttuğunu anlayınca odasına döndüğünü, tekrar çıkınca ise kendini merdiven boşluğuna adeta “uçmuş” bulduğunu anlatan Albayram, binanın alt katının, zemine oturduğunu söyledi.
“Arkamdaki kişiyle telefonun ışıklarını yaktık. O kalktı, kaçma pozisyonuna geldi, ben kalkamadım, ayağımın sıkıştığını anladım.” diyen Albayram, tırabzanların ayağını “kilitlediğini”, yıkıntıların da tırabzanların üzerine düştüğünü fark ettiğini anlattı.
Albayram, yanındaki kişinin yardım getireceğini söyleyerek ayrıldığını bildirdi ve sonrasını şöyle anlattı:
“Birinci katta yalnız kaldım. Başta alt kattakilerin sesleri geliyordu ama çok boğuktu. Depremin sadece Antakya’da olduğunu zannettim. ‘Dayanmam lazım, 1 saat falan bekleyebilirsem herkes buraya gelebilir’ dedim. Hiç ses yoktu. Yağmurun sesini duyuyordum. Yavaş yavaş aşağıdakilerden ses gelmemeye başladı. O halde beklerken çok korktum, çıkamayacağımı düşündüm.”
“Molozların arasında testere gördüm”
Aynı kişinin daha sonra geri geldiğini, telefonunu ve otel odasının buzdolabındaki içecekleri verdiğini ancak binanın durumu nedeniyle yanına kadar gelemediğini ifade eden Albayram, telefonunun ışığıyla yeniden baktığında molozların arasında bir testere gördüğünü belirtti.
“Yaklaşık bir saat boyunca testereyi yerinden çıkarmaya çalıştım. Testere paslıydı, uçları da bayağı zedelenmişti. Artık o saatten sonra alüminyum korkulukları nasıl keseceğimi planlamaya başladım. Sürekli artçı sarsıntılar tekrarlıyordu. Üzerimdeki dört katı tutan iki tane demir vardı, her sarsıntıda o da sallanıyordu. Testereyle yaklaşık iki, iki buçuk saate yakın kesme işlemi yaptım. Ama üzerinde moloz olduğu için tırabzanı oynatamıyordum. Yerde bulduğum bir profili molozun altına dayayıp bastırınca dizim aşağı düştü. Bacağım çok kötüydü, oraya eğildim, bacağımı çekiyordum ama gelmiyordu.”
“Ezan okununca kelime-i şehadet getirdim”
Otelde kalanların cep telefonu alarmlarının sabah saatlerinde çalmaya başladığını dile getiren Albayram, ezan okunmaya başlayınca kelimeişehadet getirdiğini ve dua ettiğini, sonrasında ise “buradan çıkacağım” diye düşündüğünü söyledi.
Çalan her cep telefonu melodisinin kendisini farklı duygular hissettirdiğini anlatan Albayram şöyle devam etti:
“Bir kişinin alarmı Fenerbahçe marşı olarak çaldı. Ben de koyu Fenerbahçeliyim. Eşimle her maçı izleriz. O gün Fenerbahçe’nin maçı vardı. ‘Dönmem lazım’ diye düşündüm. Bu sene o seneydi, şampiyon olacaktık. İrfan Can’ın sol ayakla attığı goller, Jorge Jesus’un oyunculara kızdığı aklıma geliyordu.”