Futbolun en önemli yıldızlarından biri adeta gözlerimizin önünde kayıp gitti. Bu haftaya damga vuran gelişmelerden biri Paul Pogba’ya doping nedeniyle verilen cezaydı. İtalya Ulusal Dopingle Mücadele Kurumu, Juventuslu oyuncuya 4 yıl futboldan men cezası verildiğini açıkladı. Bu karar 30 yaşındaki oyuncunun kariyerinin aşağı-yukarı sona ermesi anlamına da geldiği için geniş ilgi uyandırdı.
Paul Pogba için işler son dönemde yaşadığı sakatlıklar ve form düşüklüğüyle sarpa sarmaya başlamış, yıldız isim bu tip konularla daha çok gündeme gelir olmuştu. Böylesi bir süreçte Fransız yıldızın doping testleri pozitif çıktı. Fransız futbolcunun Ağustos’ta yapılan doping testinin sonuçlarıydı bunlar. Test sonuçları gelir gelmez futboldan geçici olarak men edildi.
Yıldız futbolcunun umudu tükenmemişti, çünkü bir test şansı daha vardı. Bu kez diğer örnek teste tabi olacak, belki de oradan farklı bir sonuç çıkacaktı. Ancak Ekim ayında açılan B numunesi de pozitif çıktı ve kendisinin yasaklı madde kulandığı kesinleşti. Sonrasında geriye kendisine verilecek cezanın açıklaması kalırken, kahramanımız bu zaman aralığını kurbanlık koyun gibi bekleyerek geçirmek zorunda kaldı.
***
Fransa’nın Lagny-sur-Marne beldesinde Gineli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Paul Pogba, babasının ayrılığının ardından annesi tarafından tek başına büyütüldü. Spora masa tenisi ile başladı, kardeşleriyle sık sık masa tenisi maçları yapardı. Bazı bölgesel turnuvalarda dereceler de elde etti.
Futbol oynamaya yakınlardaki Torcy’de başladı. Daha sonra Le Havre’ın altyapı takımlarına katılarak 16 yaş altı kaptanı oldu. Manchester United’ın dikkatini burada çekmeye başladı. İngiliz ekibi genç ismi bir süre sonra bünyesine katarak genç takımlarında oynatmaya başladı. Futbol hayatındaki ilk krizi bu transfer sürecinde yaşadı.
Le Havre kulübü Manchester United’ı transferde usülsüz davranmakla ve oyuncuyu çalmakla suçladı. İki kulüp FIFA’lık oldu, 16 yaşındaki futbolcunun Fransız ekibine sözleşmeyle bağlı olmadığına hükmedildi. Ardından Le Havre ile Manchester United, Pogba’nın Ada’ya transferi konusunda anlaştılar. Ne var ki bu anlaşmanın koşulları gizli olarak kaldı.
***
ManU’da A takımla oynamaya başladığı ilk sezonu, sakatlıkla da ilk tanıştığı sezonuydu. Ayak bileğindeki sorun nedeniyle sezonu kapattı. Bu noktada kariyerinde kırılma noktası olacak olay yaşandı. Teknik direktör Alex Ferguson, kontratı haziran ayında sona erecek olan oyuncunun büyük potansiyele sahip olduğunu belirterek takımda tutulmasını istedi.
Ancak farkında olmadıkları bir şey vardı, Pogba çoktan Juventus ile sözleşme imzalamıştı. Böylece, kahramanımızın ikinci transferi de çalkantılı bir sürece dönüştü. Deneyimli teknik adamın, takımında gelecekte önemli bir yere sahip olacağını düşündüğü öğrencisi, üzerinden bir bonservis bedeli de kazanılmadan, yuvadan uçtu gitti.
İskoç çalıştırıcı Pogba’yı saygısızlık etmekle itham etti. Ancak ne derse desin artık çok geçti.
Ülkenin futbol gurusunu bu şekilde kızdırarak ayrılmak pek akıl kârı değildi esasen; Pogba ondan bağımsız kendisini çoktan kanıtlamamış olsaydı… Ülke sathında önü kesilebilirdi yine de, ne var ki başka bir diyara gidiyordu. ‘İyi ki gittim’ demiştir mutlaka sonradan, Torino ekibinde kariyerinin en parlak dönemini geçirince.
***
Ve, ‘iyi ki döndüm’ diyecektir yine muhtemeldir ki, Manchester United bonservisine yüz milyon euro ödeyerek kendisini geri aldığında yıllık 15 milyon euroluk maaş karşılığında… Yeşille ilgili bahis dışında bu dönemine damga vuran hocayla takışması oldu. Jose Mourinho gibi bir isme bayrak açma cesaretinde bulundu büyük bir risk alarak.
Aslında ikilinin Kırmızı Şeytanlar’daki ilişkisi iyi başlamıştı. Pogba’nın iki gol attığı 4-1’lik Fenerbahçe maçının ardından Mou yeni transfere övgüler düzmüştü. Sonrasında da bir çok maçta performansı eleştirilen ve ‘Juventus’taki Pogba nerede?’ serzenişlerine hedef olan futbolcuya kamuoyu önünde sahip çıktı.
Futbolcu zamanla yedek kulübesinde oturmaya başladı. Paul Pogba, Portekizli çalıştırıcının insan yönetimini eleştirdi, onu ‘oyunculara karşı hareket etmekle’ suçladı. Mourinho’nun karşı hamlesi, tavırlarını beğenmediği oyuncusunun kaptanlık pazubandını kolundan almak oldu, deneyimli teknik adam üç ay sonra gönderildi. Bu önemli değişime karşın Paul Pogba eski Pogba olamadı, bir süre sonra soluğu bir kez daha ‘bonservissiz’ olarak Juve’de aldı.
***
Buraya geldiğinde ise bu kez kariyerinde sakatlık denen şeyle gerçek anlamda tanıştı, sakatlık aralarında sahalara döndüğündeyse ‘Manchester United’daki Pogba’ bile değildi artık. Bir kere işler ters gitmeye başlayınca her şey ters gider deyişi yürürlüğe girmişti, sahaya bile çıkmadığı Udinese maçının ardından tabi tutulduğu testle futbol hayatı tamamen karardı.
‘Erkeklik hormonu’ olarak da bilinen ve ‘kas gelişimi’ için kullanılan yasaklı ‘testosteron’ maddesinin, bir hekim tavsiyesiyle alınan takviye gıdadan, farkında olmadan geçtiğini savunuyor şimdilerde kendisi… Düşüşteki futbolundan ziyade; gerileyen gücünü takviye etmeye öncelik vermiş. Erkekliğini artırmaya çabalarken, futboldan olmuş.
İSTANBUL’DA YÜKSELDİ
Paul Pogba dünya futboluna kendisini İstanbul’da tanıttı. Türkiye’nin ev sahipliğinde 2013’te gerçekleştirilen FIFA U20 Dünya Kupası’nda Fransa şampiyon olurken, Pogba da turnuvanın en değerli oyuncusu seçilerek yıldızını parlattı. Yedi farklı şehrin ev sahipliğindeki turnuvada Fransa, grup karşılaşmalarını oynadığı Ali Sami Yen’de final maçına da çıktı, şampiyonluğun ardından kupa, takım kaptanı Pogba’nın ellerinde yükseldi.
Juventus Kulübü, 2016’ya dek geçerli olan Paul Pogba’nın sözleşmesini sona erdiriyor. Yıllık 11 milyon euro net maaş alan Pogba’nın sözleşmesi askıya alındığında Torino ekibi 30 milyon euroya yakın maaş tasarrufu yapacak. 105 milyon Euro’ya Manchester United’a gittiğinde en pahalı transfer rekorunu kıran oyuncu, İngiliz ekibindeki maaşıyla dünyanın en çok kazanan futbolcuları arasındaydı.