Fark edilmezse kaçınılmaz! Ölüme ‘takviye’

Aleyna Sevim – İngiltere’de 16 yaşındaki bir gencin, kullandığı protein karışımları nedeniyle ölmüş olabileceği uyarısı, Türkiye’de de denetimsiz bir şekilde satılan protein takviyelerini gündeme getirdi. Protein takviyelerinde birçok katkı maddesi bulunabildiğine dikkat çeken uzmanlar, bu ürünlerin yan etkilerine karşı uyarıyor. Protein takviyesi kullanımının halüsinasyonlara neden olduğunu iddia edenler dahi var. Yapılan araştırmalar da Türkiye’de satılan protein tozlarının içeriklerinin, etiket bilgisiyle uyuşmadığını ortaya koyuyor. 

Protein tozları, özellikle vücut geliştirmeyle ilgilenen kişiler tarafından kullanılıyor. Bu tozların ciddi yan etkilere sahip olduğunu belirten İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçar, “Riski oluşturan neden, ihtiyaç yokken ve fazlasıyla protein kullanmak. Buna ek, Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı onaylı olmayan protein tozu ürünlerine internet yoluyla denetimsiz ulaşılabiliyor. Bunların içeriğinde sadece protein tozu yok. Farklı toksik yan etkisi olan sorunlu metobolikler var” dedi. “İçeriğinde ne olduğu bilinmeyen protein tozlarından faydalanılması, yaş ilerlemesi sonrası kullanımı ve bazı metabolizma hastalıklarına bağlı risk artıyor” diyen Uçar “Karaciğerde veya böbrekte bir bozukluk varsa bu gelen protein yeteri kadar metobolize olmuyor. Karaciğerde metobolizasyonda problem varsa amonyak birikiyor ve amonyak çok toksik bir etkiye sahip. Böbrekte bir sıkıntı varsa üre birikiyor ve ciddi bir amonyak zehirlenmesi oluyor” ifadelerini kullandı. 

‘MASUM OLMAYABİLİR’ 

Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ da, sağlıklı bireylerin kilo başına günlük 1.5-2 gram protein alması gerektiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “80 kiloluk bir kişi, günde 110-160 gram civarı protein tüketmeli. Bu yoğun spor yapanlarda 3.3 grama kadar çıkartılabilir. Biz proteinin gıda yoluyla alınmasını tercih ediyoruz. Takviyelerle ya da birtakım supplementlerle alınmasını çok tavsiye etmiyoruz. Çünkü Uluslararası Olimpiyat Komitesi, tüm dünyada satılan ürünlerin yüzde 8’inde doping içeren maddeler olduğunu duyurmuştu. Siz protein aldığınızı düşünseniz de protein almaktan öte birtakım yasaklı maddeler vücudunuza girebilir. Alınan supplementler masum olmayabilir.” 

FAZLASI ZARARLI 

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ali Salcan da yüksek miktarda alınan proteinin, kemiklerdeki kalsiyumu boşaltıp kemikleri zayıflattığına dikkat çekiyor: “Bunun yanı sıra bağırsakta yeteri kadar emilemeyip ishale neden olabilirken, diğer yandan içindeki yan ürünlere alerjisi olanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. İhtiyacın üzerinde protein alınması demek, böbrek ve karaciğerin daha çok çalışması demektir. İhtiyacın üzerinde alınan protein ‘gut’ hastalığına sebep olabilir. Protein tozuna karışması muhtemel anabolizan steroidler, protein haricindeki farklı takviye ve karışımlar kanserler de dahil olmak üzere birçok hastalığa sebep olabilir.”

‘HALİSÜNASYON GÖRMEYE BAŞLADI’

Spor yapan yeğeninin birkaç yıl önce, kullandığı protein tozu nedeniyle halisünasyon gördüğünü aktaran Nurdan Demir ise yeğeninin yaşadıklarını şöyle anlattı: “Yeğenim bir spor salonuna yazılmıştı. Orada ‘bunları alırsanız tokluk hissi verir’ diye tavsiyede bulunmuşlar. Sonra yeğenim halisünasyonlar görmeye başladı. ‘Orada kurt var, ceylan geliyor, oradaki bana bakıyor’ diyordu. Ağlama krizlerine giriyordu. Doktora götürdük, kan tahlilleri yapıldı. O şeyi kullandığını söyledik ve doktordan iyi bir fırça yedi. Tedavi oldu. Şu an yeğenim iyi ama büyük korku yaşadık. Spor salonunda ürünleri satan kişi masrafları karşılamayı bile teklif etmişti.”

17 ÜRÜNDEN 16’SINDA ETİKET YALAN SÖYLÜYOR

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Gıda Mühendisliği programında hazırlanan bir yüksek lisans tezinde de piyasada satılan 17 farklı markanın “whey protein tozu” incelendi. Çalışmada, referans whey protein değerleri ve etiketteki değerler karşılaştırıldığında 17 numuneden 16’sında toplam protein miktarının beyan edilen değerin altında olduğu tespit edildi. BCAA olarak bilinen amino asit destek miktarı ve bunun toplam proteine oranı, Esansiyel Amino Asit (EAA) miktarı ve bunun toplam proteine oranı ile in vitro (laboratuvar ortamında) sindirilebilirlik değerlerinin tamamının da referans değerlerin altında olduğu anlaşıldı.

‘FARK EDİLMEZSE ÖLÜM KAÇINILMAZ’

İngiltere’de 16 yaşındaki Rohan Godhania, teşhis edilemeyen üre döngüsü bozukluğu nedeniyle Ağustos 2020’de hayatını kaybetmişti. Bu dosyayla ilgilenen adli tabip, gencin ölümünde babasının kas yapması için ona verdiği protein takviyesinin payı olabileceğini gündeme getirdi. Godhania’da amonyağın parçalanmasını önleyen bir üre döngüsü bozukluğu (OTC) tespit edildiği belirtildi. 

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Dileklen, üre döngüsü bozukluğu yaşayan kişilerin kanlarındaki amonyak düzeyinin, protein ağırlıklı diyet sonrasında hayatı tehdit edebilecek seviyeye ulaşabileceğini kaydetti. Dr. Dileklen, bu hastalar için ayrıntılı bir diyet geçmişi sorgulaması yapılması gerektiğini kaydederek “Bu kişiler fark edilmezse koma ve ölüm kaçınılmaz. Genellikle genç yaşta ortaya çıkar. Metabolizma hızının yavaş olması ve yüksek proteinli beslenme, hastalığın ortaya çıkmasını hızlandırır” dedi. 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir