Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Soğuk bir şubat akşamı ablasının evini ziyarete gittiğinde henüz 16 yaşındaydı. Ablasıyla birlikte saatlerce sohbet eden genç kız, havanın kararmaya başlaması ve şiddetini artıran yağmurun da etkisiyle hızlı adımlarla evi terk etti. Henüz ablasına son kez sarıldığının farkında değildi. Ablasının kendisine verdiği şemsiye ile otobüs durağında beklemeye başlayan genç kız, trafik yüzünden otobüsünün dakikalarca gelmemesi üzerine otostop çekmeye karar verdi. Bu kararı onu hayattan kopartacak, üstelik kendisinden sonra pek çok genç kız da benzer tuzağa düşecekti. Film senaryolarını aratmayan cinayetler dizisi ancak yıllar sonra aydınlatılabilecekti.
İLK KURBANIN KENDİSİ OLDUĞUNU BİLMİYORDU
16 yaşındaki Vicky Hamilton, Birleşik Krallık’a bağlı İskoçya’nın Falkirk kasabasında yaşayan bir lise öğrencisiydi. En yakın arkadaşı ise ablası Sharon Brown’du. İkili aynı evde yaşamıyordu. Livingston’a taşınan Sharon Brown’u sık sık ziyarete giden Hamilton, 10 Şubat 1991 sabahında otobüse atlayıp ablasının yanına gitti. Abla ve kardeş saatlerce sohbet etti, haftalardır görüşememiş olmalarının acısını çıkarttı. Sabah saatlerinde başlayan yağmurun şiddetini artırmasıyla ablası ona şemsiyesini verdi ve eve dönmesini tembihledi. Ablasının sözünü dinleyen Hamilton, son kez Brown’a sarıldı. Bu ablasına son sarılışıydı. Hızlı adımlarla otobüs durağına gitti.
Dakikalarca durakta beklese de otobüsü bir türlü gelmiyordu. Şemsiyesi olsa da yağmur giderek şiddetleniyordu. Otobüs durağında yalnız başına oturan Hamilton, çantasından bir paket cips çıkardı ve sakince yedi. Aç karnını doyuran genç kız, trafiğin yoğunluğunu fark edince daha fazla geç kalmamak için otostop çekmeye karar verdi. Arka koltuğa oturduğunda kendisini soğuk ve yağmurlu havada aracına alan adama teşekkür etti. Şoför koltuğunda oturan adamla aynada göz göze geldi. Aslında o anda katiliyle bakışıyordu.
6 AY SONRA YİNE AYNI SAHNE!
Otobüs durağında beklerken yağmurun etkisiyle otostop çeken Vicky Hamilton’dan bir daha kimse haber alamadı. Olay kısa zamanda basında duyuldu, henüz 16 yaşındaki Hamilton’ı bulmak için ekipler seferber oldu. Fakat sonuç olumsuzdu. Hamilton adeta sırra kadem basmıştı. Medyada geniş yankı bulan bu olaydan sadece 6 ay sonra bir başka kayıp genç kız haberi basında kendine yer bulacaktı. Bu kez kayıp olan kızın adı Dinah McNicol’dü. 18 yaşına yeni basan genç kız, 5 Ağustos 1991’de Birleşik Krallık’a bağlı İngiltere’nin güneyindeki Hampshire’da bir müzik festivaline katılmıştı.
Festival sona erdiğinde genç kız ve bir erkek arkadaşı otostop çekmeye karar verdi. Bir araba yanlarına yaklaştı. İkisini de güleryüzlü bir karşılamayla aracına davet eden kişi, Hamilton’ın kayıplara karışmasına sebep olan adamdan başkası değildi. McNicol ve erkek arkadaşı henüz büyük bir tehlikenin içindeydiler. Erkek arkadaşını evine bırakan bu adam, araçta McNicol ile baş başa kaldı. Hamilton’a baktığı gibi yine aynadan McNicol’le göz göze geldi. McNicol tıpkı kendisinden iki yaş küçük Vicky Hamilton’la aynı kederi yaşayacaktı. McNicol’den bir daha kimse haber alamadı.
ÇİFTE TECAVÜZÜ KABUL ETTİ
1991’de İskoçya ve İngiltere’de yakın aralıklarla yaşanan ve basına konu olan bu iki kayıp genç kız haberi Birleşik Krallık’ı tedirgin etmişti. Kamoyunda korku yaratan bu olaylar günlerce basında kendine geniş yer bulmuştu. Hamilton ve McNicol’ü aracına alan adamın adı Peter Tobin’di. 1946 doğumlu olan Tobin, tam iki yıl boyunca izini kaybettirmek için uğraşacaktı. Tobin, takvimler 4 Ağustos 1993’ü gösterdiğinde Havant’taki evine yakın bir mesafede henüz 14 yaşında olan iki genç kıza saldırdı. Küçük kızlarla evinin çevresinde sohbet edip onlara zorla içki içiren Tobin, daha sonra kızlara fiziksel ve cinsel saldırıda bulundu.
İçlerinden birini bıçaklayıp hızlıca olay yerini terk eden Tobin bu kez yaş tahtaya basmıştı. Her iki kız da saldırıdan sağ kurtulmayı başaracaktı. Tutuklanmamak için sahte bir isimle Coventry’deki bir dini mezhebe katılan Tobin, kısa bir zaman içinde Brighton’da yakalandı. İşlediği çifte tecavüz suçunu çıkarıldığı mahkemede kabul eden Tobin, 18 Mayıs 1994 yılında 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak tam 10 yıl sonra, yani 2004 yılında serbest kaldı ve İskoçya’nın Renfrewshire bölgesine taşındı. 58 yaşındaki Tobin’in serbest kalması bir başka dehşetin daha yaşanmasına sebep olacaktı.
KİLİSENİN ZEMİN KATINDA BULUNDU
Takvimler 24 Eylül 2006’yı gösteriyordu. 23 yaşındaki Polonyalı öğrenci Angelika Kluk, ülkesindeki Gdansk Üniversitesi’nde öğrenim görürken hayalini kurduğu Birleşik Krallık’a gitmeyi başarmıştı. St. Patrick’s Kilisesi’ne ait bir mülkte kalan Kluk, kilisede temizlikçi olarak çalışıyordu. Hapishaneden çıktıktan sonra sık sık ibadet etmek üzere St. Patrick’s Kilisesi’ne giden Tobin, Kluk’u fark etmesi uzun bir zaman almamıştı. 23 yaşındaki genç kadını bir süre gözlemleyen Tobin, bir akşam kilisede baş başa oldukları bir anda genç kadını kaçırdı ve ona cinsel istismarda bulundu.
Vahşice Kluk’u bıçaklayarak öldüren cani, genç kadının cansız bedenini kilisenin zemin katındaki bir yeraltı odasına taşıdı. Ancak cesedin ağır kokusu zaman içerisinde ortaya çıkacak, polisin yaptığı araştırmalar Peter Tobin’i katil olarak işaret edecekti. Üstelik Kluk cinayetiyle birlikte 90’lı yılların başında arabasına aldıktan sonra kayıplara karışan Hamilton ve McNicol’ün başına gelenler de teker teker ortaya çıkacaktı.
48 KİŞİYİ ÖLDÜRMEKLE ÖVÜNÜYORMUŞ!
29 Eylül 2006 yılında Polonyalı genç kadın Angelika Kluk’un cansız bedeni kilisenin bodrum katında ekiplerce tespit edildi. Adli kanıtlar, vahşice bıçaklanarak öldürülen genç kadının mahzene sürüklendiğinde hâlâ hayatta olduğunu, kadının aşırı kan kaybından yaşamını yitirdiğini ortaya koydu. Polisin yaptığı araştırmada kısa sürede Peter Tobin şüphelenen isim olarak belirlendi. Kısa sürede gözaltına alınan ve mahkemeye çıkartılan Peter Tobin, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Müebbet kararı öncesinde Tobin’in o güne kadar yaşamış olduğu evlerin bahçelerinde kazı çalışmaları başlatan polis, Tobin’in 1994 yılında hapishaneye girmeden önce yaşadığı evde yaptığı kazı çalışmasında şoke oldu.
Kasım 2007’de yapılan kazılar sonucu Dinah McNicol ve Vicky Hamilton’ın cesetleri sadece birkaç metre mesafe aralıkla gömülmüş olarak bulundu. Her iki genç kızın da arabayla kaçırıldığı ve vahşice tecavüze uğradıktan sonra boğularak öldürüldüğü belirlendi. Polis tarafından yapılan açıklamada McNicol’ün el ve ayak bileklerinden bir iple bağlanarak işkence gördüğü, cani katil Tobin’in genç kızlara sakinleştirici ilaç verdiği tespit edildi, söz konusu ilacın izlerine cesetler üzerindeki incelemelerde rastlandı. Tobin’in cezaevindeki diğer mahkumlara toplam 48 kişiyi öldürmekle övündüğü ve hapishanede görev yapan psikolog tarafından ‘psikopat’ olarak tanımlandığı ortaya çıktı.
HASTANE YATAĞINA ZİNCİRLENMİŞ HALDE
Geçtiğimiz günlerde İskoç tabloid gazetesi Sunday Mail muhabirleri tarafından hastanede görüntülenen ve şu anda 76 yaşında olan Tobin’in hastane yatağına zincirlenmiş bir haldeki görüntüsü ise Birleşik Krallık’ta bir kez daha çok konuşuldu. Ülke tarihinin en büyük canilerinden biri olarak görülen ve hapishanede kalamayacak kadar hasta olduğu açıklanan Tobin’in İskoçya ve İngiltere’deki pek çok kız ve kadının ölümünden sorumlu olduğuna inanılıyor.
Hastane yatağına zincirlenmiş bir halde yatan Tobin, kendisine verilen yiyecek ve ilaçları reddediyor. Sunday Mail muhabirinin aktarımına göre hastalıklı şekilde zayıflayan ve kalçasını kırmış olduğu öğrenilen psikopat katilin ölüm döşeğinde olduğuna dikkat çekildi. Sevdiklerinin ölümünün arkasında Tobin’in olduğuna inanan aileler ise caninin işlediği diğer suçları itiraf etmesi için çağrıda bulundu.