Turkish Airlines Euroleague’de 21. hafta maçları tamamlanırken, iki temsilcimiz de haftayı mağlubiyetlerle kapadı.
Fenerbahçe Beko, Asvel deplasmanındaydı ve maça olabilecek en kötü şekilde başladı. Galatasaray’dan, Asvel’e geçen Dee Bost ilk 3 hücumda üç sayı isabeti bulurken, 11-0’lık seriyle maça giren ekibimizde önce Calathes, ardından Guduric’in peş peşe top kayıpları yapması, ev sahibinin coşkusunu artırdı.
Savunma kısmında varlık gösteremeyen ve De Colo’nun da sahne aldığı rakip kısaların oyunu istedikleri gibi yönlendirmesini sadece izleyebilen temsilcimizde ne yazık ki Motley de devreye sokulamadı. Edwards’ın tek başına direnci yeterli olmazken, bir kez daha rakip kısaların şov yaptığı, oyunun her alanında Fransızlar’ın enerjileri ile fark yarattığı mücadelede, rakibe karşılık verememek aklımızda soru işareti olarak kaldı.
Geçen sezon takımın enerjisini yükselten ikili Şehmus ile Pierre yine ortalarda yoktu, zaten kendilerine çok da güvenilmediği hissedildi. Itoudis mutlaka onları da devreye sokabilmeli. Bu maçı kazanmak iki iç saha maçı öncesinde önemliydi ama olmadı. Şimdi ne yapıp edip, Olimpiakos ile Alba maçları kayıpsız tamamlanmalı. Sonuçta Fenerbahçe Beko hala zirveye yakın yerde mücadelesini sürdürüyor ve yakalanacak bir serinin getirisi yüksek olacak.
Anadolu Efes ise Baskonia deplasmanındaydı ve temsilcimizin tüm zaafları uzatmaya giden maçta bir kez daha ortaya çıktı. Son dönemlerde hep 4. periyotları kaybeden Efes, Baskonia karşısında da 3. periyodu 7 sayı önde bitirdi ancak önce maçın uzamasına ardından da yenilgiye engel olamadı.
Yarışta büyük yara
Efes için handikaplardan bir tanesi kısa savunmasıydı, Thompson sadece 2. yarıda 19 sayı atarken, tam 16 asistle maçı tamamladı. Bu Efes’in maç sonundaki toplam asist sayısıydı! Efes uzunların savunma sıkıntısını fazlasıyla hissediyordu, Costello 33 sayıyla kariyer maçını oynadı. Ribaunt sıkıntısı canımızı çok yakmıştı, Giedraitis de bu maçta 18 ribauntu tek başına aldı…
Takım olarak 18 hücum ribauntu yapmaları da onlara maçı kazandıran en önemli ayrıntıydı. Efes hem maç sonunda hem uzatma bölümünde son topları kötü kullanmanın cezasını çekip kaybetti. 21 maçta 10 galibiyette kalmak play-off yarışında da ağır bir yara almak demek…
Anadolu Efes karşısında müthiş bir 2. yarı oynayan Darius Thomspon haftanın yıldızı oldu. Henry’nin yokluğunda takımı sırtlayan, 19 sayısının tamamını 2. yarıda bulan yıldız guard, asıl şovunu 16 asistiyle yaptı, zirveye çıktı, 6 da ribaunt aldı. Bu haftanın ilk 4 isminden 3 tanesi temsilcilerimize karşı oynadı. En yüksek 2. verimlilik puanına Real Madrid forması giyen Deck ulaşırken, 3. sırada yine Baskonia’dan Costello, 4. sırada eski takımı Fenerbahçe’ye karşı müthiş oynayan De Colo vardı.
Bu kez Obradovic
Haftanın sonucu en çok merak edilen maçlarından bir tanesiydi Sırp derbisi. İki takım arasında son dönemki demeç savaşlarıyla iyice gerilen ortamda, ezeli rakibine karşı bu sezon iki kez üstünlük kurmayı başaran Kızılyıldız, sahasında da oynamanın avantajıyla çıktığı maçta Partizan’a bu kez boyun eğdi.
Obradovic’in öğrencileri maç boyunca içeriden ve dışarıdan etkili olurken, LeDay’in 5’te 4 üç sayı isabeti, Lessort’un boyalı alandaki hakimiyeti kilit noktalardan oldu. Rakibine Vildoza-Nedovic ikilisiyle direnmeye çalışsa da içeriden yeterli desteği alamayan Kızılyıldız, maçın son saniyesine kadar umutlarını korusa da Partizan’a bu kez diş geçiremedi.
Partizan zor bir atmosferde kazanarak play-off umutlarını devam ettirirken, Obradovic ve Partizan oyuncuları, Kızılyıldız taraftarının tamamını doldurduğu salondan yoğun güvenlik önlemleri altında çıkabildi.
Çılgın geri dönüş
Son dönemin formsuz ekibi Panathinaikos ile Final four ev sahipliği açıklandıktan sonra müthiş bir çıkış yakalayan Zalgiris Kaunas arasındaki karşılaşmada, bu seviyede sık rastlamadığımız bir dönüşe şahit olduk.
Aslında maça iyi başlayan, 2. periyotta 8 sayı attırdığı rakibi karşısında devreyi 42-27 önde bitiren Zalgiris olmuştu. Art arda maçlar kaybeden, tribün desteğini yitirmiş ve belki de OAKA’nın en boş günlerine şahitlik eden Panathinaikos, artık havlu atar diye düşünürken, Paris Lee ile başlayan direniş, müthiş bir dönüşe evrildi, 37-16 ve 25-7’lik son iki çeyrek skorları, yani 2. yarıdaki 62-23’lük çılgın skor, ev sahibinin tam 24 sayılık farkla salondan ayrılmasını de beraberinde getirdi. Son haftalardaki çıkışıyla play-off şansını artıran ve sahasındaki organizasyon iştahlarını kabarttı yorumları yapılan Litvanya ekibi sezonun en büyük şoklarından birisini yaşarken, Final Four takımı olmanın farklı bir seviye gerektirdiğini de göstermiş oldu. Panathinaikos için dikkat çekici nokta, Bacon ile Williams ikilisinin toplam top kullanma sayısını biraz aşağıya çekmeleriydi. Zaten Lee devreye girince yeni bir skorer bulan Yunan ekip de galibiyete ulaşmayı bildi.
El Clasico’da Real
İspanya’da da nefis bir maç oynandı. Real Madrid’in Barcelona’yı konuk ettiği maçta Barcelona defalarca kazanma noktasına gelse de Real’in tecrübeli isimleri sahne aldı.
Deck bütün maçı mükemmel oynayarak takımını oyunda tuttu, Llull-Fernandez ikilisinin kararlılıkları ev sahibini ayağa kaldırdı. Uzatma bölümünde sahneye Musa çıktı. Art arda bulduğu sayılarla Barça’yı teslim aldı. Uzatma bölümünde tam 18 sayı bulan Real karşısında Barcelona’nın bir anda kontak kapatması, bu yıl sıkça tekrar ettikleri hastalıkları…
Barcelona forması giyen milli oyuncumuz Sertaç Şanlı, 6 sayıyla oynadığı maçta 5 blokla öne çıksa da sahadan üzgün ayrıldı.
Olimpiakos zirveye çıktı
Olimpiakos çılgın hücum performansıyla önemli bir galibiyet daha aldı. Bu galibiyeti onlar için kıymetli kılansa, Sloukas’ın sakatlanarak oyuna devam edemediği maçı 93 sayı atarak kazanılmasıydı. Bu zafer ayrıca Yunan ekibini zirveye de çıkardı. Real Madrid ile aynı galibiyet sayısına sahip olan Komşu, averajla haftayı ilk sırada tamamladı. Çift maç haftasında temsilcimiz Fenerbahçe Beko’nun ilk rakibi lider Olimpiakos olacak.