Türkiye özellikle Avrupa Birliği’nin (AB) Gümrük Birliği kısmına üye olduktan sonra gerçek anlamda bir ithalat ve ihracat ülkesi oldu. Çoğu yabancı yatırımcı Türkiye’yi bir üretim üssü olarak kullanıp, Türkiye’den ihracat yapmayı tercih ediyor. Türkiye’nin coğrafi konumu yanında yetişmiş kalifiye ara elemanı, güçlü alt yapısı ve teknik donanımı da bu tercihte önemli rol oynuyor. Dış ticaret deyince ilk olarak gümrük hukuku akla gelir.
Önceden gümrük hukuku, bir ülkenin ekonomisini koruyucu “engellemeler” sistemi olarak dış ticareti düzenleyen hukuk dalı olarak algılanırdı.
Ancak zamanla, özellikle AB’nin bir gümrük birliğine dönüşmesi, Şangay Beşlisi’nin kurulması ve genişlemesi, birçok bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının yapılmasıyla, bu anlayış değişti ve gümrük artık yasa dışı olan, suç teşkil eden faaliyetlerin engellenmesinde yararlanılan, belirli ülkelerle ticareti kolaylaştırıcı bir sistem olarak kabul edilip uygulanmaya başlandı.
Elbette gümrüklerin tamamen kaldırılması ve her ülke ile yüzde yüz serbest ticarete kapı açılması, devletlerin egemenliklerini tek başlarına kullanmalarının doğal sonucu olarak mümkün değil.
Dış ticaret mevzuatı oldukça karmaşık bir yapıya sahip ve dağınıktır. Ama dış ticaret yapanların mutlaka bilmeleri gereken bir alan vardır ki, ihracat da ithalat da onsuz olmaz. Herkes mutlaka bu alana temas etmiştir, o da “menşe şahadetnamesi”dir.
Ne anlama geliyor?
Neyse ki menşe ve menşe şahadetnamesi ile ilgili temel düzenlemeler Gümrük Kanunu md 17-22 ve Gümrük Yönetmeliği md 33-42 arasında düzenlenmiş.
Menşe şahadetnamesi çok önemli, keza Türkiye’ye ithal edilecek veya Türkiye’den ihraç edilecek bir eşyanın, ürünün damping kurallarına, uluslararası veya ulusal yaptırımlara tabi olup olmadıkları, tercihli veya tercihsiz olup olmadığı menşeine göre belirlenir. Eğer menşeine göre Türkiye’ye ithalatı yasak bir eşya veya ithalat yapılması yasak bir ülke ise, farklı gümrük hukuku rejimi uygulanacaktır, gümrük maliyeti değişecektir.
Menşei demek, bir eşyanın, bir emtianın üretilmiş, yetiştirilmiş olduğu, kaynağının neresi olduğunu gösteren kavramdır. Farkı bir anlatımla, eşyaların milliyetini gösteren pasaporttur. Bir eşya tümüyle hangi ülkede üretilmişse, menşei de o ülkedir.
Peki, bir eşyanın tümüyle bir ülkede üretilmesi ne demektir? Bir madencilik ürünü hangi ülkede çıkarılmışsa, o ülke menşeilidir.
Bir ülkede doğan ve yetiştirilen canlı hayvanlar ve onlardan elde edilen ürünler, toplanan bitkiler, kara ve iç sularında tutulan ve avlanılan balıkçılık ve avcılık ürünleri, o ülke menşeilidir.
Aklınıza, hiçbir ülkenin egemenliği altında bulunmayan uluslararası sularda tutulan balıkların menşei neresidir diye sorarsanız, yanıtı, uluslararası sularda balığın hangi ülkenin bandıralını taşıyan gemide tutulduğuna göre menşeinin belirlendiğini söyleyebilirim.
Çeşitli ekonomik nedenlerden dolayı artık entegre üretim tesisleri pek tercih edilmiyor, öyle ki üretim birçok ülkeye yayılıyor. Özellikle otomotiv sektöründe birçok parça farklı ülkelerde üretiliyor, nihayetinde bir ülke de montajı tamamlanıyor.
Böyle durumlarda, üretimi birden fazla ülkede gerçekleştirilen eşyanın bir ülke menşeli sayılabilmesi için, o ülkede yeni bir ürün imal edilmesi veya imalatın önemli bir aşamasının ve ekonomik yönden gerekli görülen en son esaslı işçilik ve eylemin o ülkede bu amaçla donatılmış işletmelerde yapılması gerekir. Bu da şu demektir, sırf montaj amaçlı yapılan bir tesis, montajı yapılan ürüne o ülkenin menşeini kazandırmaz. (Devam edecek…)