MİTHAT YURDAKUL Ankara – Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Temmuz 2021 ile 31 Aralık 2030 arasında işletmeye giren veya girecek tesisler için Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) fiyatları yeniden belirlendi. Kararla uzun süredir rüzgar, güneş, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları için verilen desteğin kapsamı genişletilerek, destek kapsamına ilk kez, dalga ve akıntı enerjisi de alındı. Dalga ve akıntı enerjisine dayalı üretim tesislerine verilecek fiyat desteğinin süresi 10 yıl olacak. Destek mekanizmasında alım fiyatları kilovatsaat başına 6.3 ile 7.7 sent arasında değişecek.
Derin akıntılar
Dalga ve akıntı sisteminde, hidroelektrik enerjiden farklı olarak denizlerdeki hareket ve akıntılardaki güç elektriğe çevriliyor. Dalgadan elektrik üreten enerji sisteminde, dalganın yüksekliği ve sıklığı önem taşıyor. Bu tip santraller, kıyılara yerleştirilebileceği gibi kıyılardan uzaklığa da kurulabiliyor. Kıyıdan uzaklaştıkça hem maliyet hem de üretim kapasitesi artıyor. Bu sistemlerin temel prensibini, denizde kurulan rezervuarlara dalgaların dolması ve su kütlelerinin türbinleri döndürmesiyle enerji üretimi oluşturuyor.
Boğazlardaki potansiyel
Akıntı sistemleri ise deniz akıntılarından yararlanıyor. Bu üretim tipinde, özellikle akıntıların yoğun olduğu boğaz yapıları öne çıkıyor. Türkiye’de de İstanbul ve Çanakkale boğazları, akıntı enerjisi için büyük potansiyel barındırıyor. Akıntıdan elde edilen enerjide, kıyısal inşaat ihtiyacının asgari düzeyde kalması, bu yatırımların çevre dostu özelliğini öne çıkarıyor. Kararla denizüstü off-shore rüzgar santralleri de desteklenecek.
Ölçüm yapılacak
Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de açık deniz rüzgar enerjisi potansiyelinin en fazla olduğu bölgeler Ege Denizi açıkları, Marmara ve Karadeniz bölgeleri. Deniz üstü santrallerde en önemli odak noktalarından birisinin Marmara Denizi olması bekleniyor. Marmara Denizi’nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek sahalarda jeolojik, jeoteknik, meterolojik ölçümler yapılacak. Marmara Bölgesi’nin; Türkiye’nin sanayi yükünü çeken bölge olması, yoğun elektrik tüketiminin şebeke üzerinde yarattığı risk ve bölgenin elektrik üretiminin önemli ölçüde termik santrallerden karşılanması, yenilenebilir enerjiyi bölge için cazip kılıyor.Marmara’da yer tayini için yürütülecek çalışmaların jeoloji ayağında ise bölgedeki sismik yapıların ve olası risklerin değerlendirilmesi öngörülüyor. Türkiye’nin, deniz üstü rüzgar santrallerinde de önemli bir potansiyeli bulunuyor. Bu tip santraller, Danimarka gibi bazı ülkelerde, günlük enerji tüketiminin önemli bir kısmını tek başına sağlayabiliyor.