İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye ekonomisinde öngörülebilirliğin arttığını, gelecek üç yıla kadar plan yapmanın mümkün olduğunu söyledi. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bankanın 100. yılında ekonomiye, dijitalleşmeye, geleceğin bankacılığına ilişkin değerlendirmelerini dünyanın önde gelen finans dergilerinden Euromoney ile paylaştı. Hakan Aran, ekonominin genel gidişatına ilişkin görüşlerini şöyle aktardı:
“En zor zamanları ve en zorlayıcı regülasyonları geride bıraktık. O dönemleri yaşadık ve yönetmesini bildik. Şimdi daha iyi bir aşamadayız. Geçen yıl sorsaydınız yalnızca önümüzdeki altı ayı öngörebildiğimi söylerdim. Şimdi ne mutlu ki, önümüzdeki üç yılı öngörebiliyoruz. Bu çok büyük bir değişim. Artık tüm risklerimizi, hedeflerimizi, kısıtlarımızı ve sorunlarımızı çok iyi biliyoruz. Bunların yönetilebilir olduklarına inanıyorum ve önümüzdeki üç yıla ilişkin öngörülerde bulunabiliyoruz. Ekonomi politikasının yönü noktasında emin olabiliriz.”
Müşteriyle dönüşüyor
Röportajda dijitalleşmeye de değinen Hakan Aran, dijitalleşmenin sonlu bir süreç değil, tersine sürekli bir fonksiyon olduğunu dile getirdi. Bankanın dijitalleşme yolculuğunun ilk duraklarını görünmez finans ve bankacılık hizmet sağlayıcılığı olarak tanımlayan Aran şöyle konuştu:
“Bizim dijital dönüşümümüz aynı zamanda müşterilerimizin de dönüşümü anlamına geliyor. Gelecekte muhtemelen ayrı bir bankacılık uygulamasına ihtiyaç duymayacağız çünkü bankacılık uygulamalarımız ticaret ve e-ticaret platformlarına gömülü şekilde, her yerde olacak.”
Yakın geçmişte 56 şubeyi tarıma, bir şubeyi turizme, üç şubeyi de girişimcilere ve start-up’lara odaklanacak şekilde dönüştürdüklerini hatırlayan Aran, bu stratejisini daha da geliştirmeyi planladıklarını, geleneksel yapıdaki şubelerin sayısının 500’le sınırlı kalacağını sözlerine ekledi.
Halka arz fırsatları
İştirak portföyünün bankanın yüzde 100 bağlı ortaklığı şeklinde yeni kurulacak anonim şirket niteliğinde bir holding şirket çatısı altında toplanmasına yönelik çalışmalarına da değinen Aran, “Sermayemizin önemli bir bölümünü iştiraklerimize özgülemiş durumdayız. Başarılı bir bölünmenin bize hem odaklanma hem serbest sermayemizi destekleyecek halka arz fırsatları sağlayacağına inanıyoruz” dedi.