İlginçtir ki Einstein, Manhattan Projesi’nin oluşumunda kilit bir figür olmasına rağmen hiçbir zaman projenin bir parçası olmamıştı.
Harekete geçme çağrısı
Ağustos 1939‘da Einstein ve Szilard, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’e Nazilerin nükleer bomba geliştirebileceği konusunda uyarıda bulunan bir mektup gönderdi. Mektupta Macar fizikçi Szilard’ın çalışmalarına atıfta bulunuluyor ve yaklaşan bu tehdide karşı bir nükleer program başlatılması için “hızla harekete geçilmesi” tavsiye ediliyordu.
ABD’yi bir nükleer program başlatmaya çağırmış olmasına rağmen Einstein, Manhattan Projesi’nde hiçbir zaman yer almadı ve hatta Christopher Nolan’ın nükleer bombanın geliştirilmesiyle ilgili yeni filmine konu olan Los Alamos Laboratuarı direktörü J. Robert Oppenheimer tarafından seçilen fizikçilerin de Einstein’a danışması yasaklandı.
Bulletin of the Atomic Scientists’e göre Einstein’ın bu korkunç saldırıları öğrendiğinde “Yazıklar olsun bana” dediği aktarılmakta: “Almanların atom bombası üretmeyi başaramayacaklarını bilseydim parmağımı bile kıpırdatmazdım.”
The New York Times’a göre Szilard ve Macar asıllı fizikçi arkadaşı Eugene Wigner Einstein ile aynı fikirde olduklarını ifade ettiler.
Oppenheimer da Einstein’ın pişmanlığını yineledi
Robert Oppenheimer‘ın kendisi de hayatının ilerleyen dönemlerinde Einstein’ın ifade ettiği duyguları tekrarlayarak pişmanlığını dile getirmiştir. Oppenheimer, 16 Temmuz 1945’te ilk nükleer silah patlamasına tanıklık ederken, Hindu kutsal kitabı Bhagavad-Gita’dan bir parçayı aklından geçirdi: “Şimdi ben Ölüm oldum, dünyaların yok edicisi”.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombalarının atılmasından kısa bir süre sonra Albert Einstein şu açıklamayı yaptı:
“Artık insanlığın savaştan vazgeçmesi gereken zaman geldi. Uluslararası sorunları savaşa başvurarak çözmek artık mantıklı değil. Hiroşima ve Nagazaki’de patlatılan bombalar gibi bir atom bombası bir şehri yok edebildiğine, Minneapolis büyüklüğünde küçük bir şehirdeki tüm insanları öldürebildiğine göre, artık uluslar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için insanoğlunun akıl gücünü kullanmamız gerektiğini görebiliriz.
Adalet ilkelerine uygun olarak uluslararası hukuku geliştirmeli, Birleşmiş Milletleri güçlendirmeli ve bundan böyle dünyada barışı sağlamalıyız.”
Albert Einstein’ın bu sözlerine o dönemde çok az kişi kulak verdi.