Melisa Vardal – İskandinavya’dan Madagaskar’a, Sri Lanka’dan Kanada’ya kadar 80’i aşkın ülkede mesleğini icra eden Derbent, Afrika doğasını ve orada yaşayan insanların anlarını kaydettiği karelerini “Harmoni” sergisinde bir araya getiriyor. Hülya Şekercioğlu’nun küratörlüğündeki sergide usta fotoğrafçı insan ve doğa arasındaki ilişkiyi irdeleyor.
Dünya çapında çektiği fotoğraflarla nam salan hatta ‘98 yılının nisan ayında bir ilke imza atarak 2000’li yıllarda soyunun tükenmesinden korkulan Bengal Kaplanı’nın Hindistan’da izini süren ve onu fotoğraflamayı başaran ilk Türk vahşi yaşam fotoğrafçısı olan Derbent’in kişisel arşivinde iki milyondan fazla fotoğraf yer alıyor. Fotoğraflarında bazen renklerin çarpıcı gücünü bazense bir ifadeyi güçlü kılan unsurları ön plana çıkaran sanatçı, ortaya etkileyici işler koyuyor. Bu etkileyici Afrika yolculuğuna 19 Mayıs tarihine kadar davetlisiniz.
‘O gün biz de tükeneceğiz’
“Afrika’yı görmek, doğayı ve hayvanları izlemek aslında, insanın özüne ve kendine yaptığı bir yolculuktur” diyen Süha Derbent, milyonlarca yıldır varlığını sürdüren ve kusursuz bir döngüye ve uyuma sahip olan doğayı yenmeye çalışmak yerine uyum içerisinde olmayı öğrenmemiz ve bunu sürdürülebilir kılmamız gerektiğini söylüyor. Derbent, bu uyuma dikkat çekmeyi amaçladığı “Harmoni” sergisini şu sözlerle anlatıyor: “Doğada yaşayan tüm canlılarla eşit büyüklükte bir parça olduğumuzu, eşit haklara sahip olduğumuzu ve onlardan daha önemli olmadığımızı kabul etmeliyiz. Bugün, bazı türlerin (tükettiğimiz için) sadece fotoğraflarını gösterebiliyoruz çocuklarımıza. Hepsi birden tükendiğinde, sadece fotoğraflarını gösterebileceğimiz bir gün olmayacak. Çünkü o gün biz de tükenmiş olacağız. Doğayı tüketerek varlığını sürdürebileceğini düşünmek, insana özgü adım adım intihar etme yöntemidir. İşte tam da bu nedenle adı ‘Harmoni’ olan bu sergide, sizler Afrika doğası ve bölgenin farklı yerlerinde yaşayan insanların portrelerini izlerken bu uyuma dikkat çekmeyi umuyorum.”