Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar canlı yayında merak edilen soruları cevapladı.
İşte Bakan Bayraktar’ın konuşmasından satır başları;
Yüzer Üretim Platformu artık Türkiye’ye gelmiş oldu. Bu bizim petrol ve doğalgaz aramacılığının eksik kalan son parçasıydı. 1954’de Türkiye Petrolleri’nin kurulumuyla 70 yıldır petrol arama serüvenimiz var. Kendi gemilerimiz ve imkan kabiliyetlerimizi genişletmek ve özellikle gitmediğimiz kara ve deniz alanlarında arama yapmak hedefiyle yola çıktık. Dünyanın en güçlü filoya sahibiz. Biz Akdeniz’de 9 arama kuyusu kazdık, sondajını yaptık. Karadeniz’de 2020’de bu sondajımızın meyvelerini almaya başladık. Cumhuriyet tarihinin en büyük gaz keşfini yaptık. Şimdi iş daha zorlu safhaya geçmiş oldu. Özellikle açık denizde gazı 2100 metre denizin altından ulaşıp, yüzeye çıkarıp, karaya getirmek önemli bir iş. Bunu da başardık. Bugün 6 milyon metreküp üretimi yapar hale geldik.
“20 YIL BOYUNCA 10 MİLYON METREKÜP ÜRETİM”
Bu Türkiye’de 2 milyon 600 bin konutun doğalgaz ihtiyacını karşılıyor demektir. Hedefimiz 10 milyon metreküp. Önümüzdeki yıl inşallah 2025 yılın ilk çeyreği çıkmadan ulaşmış olacağız. O zaman inşallah 4 milyon konutun gaz ihtiyacını karşılıyor hale geleceğiz. Bugün Çanakkale’deki yeni yüzer platform son aşaması bunun. Biz kendi gemilerimizle sismik, üç boyutlu sismik, sondaj yapıyoruz. Şu anda bizim üretim tesisimiz Filyos’ta, karada. Denizin üstünde kurulu olacak. Bu yüzer platform orada 20 yıl boyunca aynı lokasyonda kalacak. 8 ila 10 kuyu bu platforma bağlanacak. Bugün Filyos’ta yaptığımız işleme faaliyetini yapacağız. BOTAŞ hattına, evlerimize ve işyerlerimize göndereceğiz. 10 milyon metreküpü 20 milyon metreküpe çıkaracaktır bu proje. Şu anda bütün yoğunluğumuz bu gazın üretimini artırmakla alakalı. Karadeniz’de daha fazla kaynak olduğuna inanıyoruz. Yeni bir keşif kuyusu ve sondajla beraber inşallah artırmak, belki petrol keşfine ulaşmak istiyoruz. Karadeniz’de petrol kaynağının olduğuna inanıyoruz.
“FATURALARIN YÜZDE 60’INI DEVLET ÖDÜYOR”
Türkiye’nin en önemli açmazlarından bir tanesi cari açık. Enerji hariç cari fazla veren ekonomimiz var. Enerjiyi hariç tuttuğumuzda ekonomiden söz etmek mümkün olmaz. Türkiye bu enerji ithalatından dolayı ekonomide kırılganlık yaşıyor. Mutlaka enerjide dışa bağımlılığımızı düşürmemiz lazım. Bu açıdan bunun ekonomimize makro katkımız var. Geçen sene enerjiye 70 milyar, bir önceki sene yaklaşık 96,5 milyar ödedik. 7,5 milyar metreküplük üretim bizim enerji ithalat kalemimizi yüzde 15 düşürmüş olacak. Yüzde 100’den inşallah daha aşağılara doğru ineceğiz. Gabar’da petrol bağımlılığımızı azaltmaya çalışıyoruz. Gidecek çok yol var. Biz vatandaşlarımızı ciddi anlamda destekliyoruz. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgazda ödeyeceği faturaların devlet olarak yüzde 60’ını biz karşılıyoruz. Buna önümüzdeki dönemde de devam etmeyi hedefliyoruz. Elbette bu imkan meselesi. Burada desteği tüketim esaslı ortaya koymak, çok tüketenin maliyetine katlandığı destek modeline geçmek istiyoruz.
DOĞAL GAZA ZAM OLACAK MI?
Bu süreçte öncelikli çalıştığımız alanlardan bir tanesi aynı zamanda enflasyonla mücadele. Enerji fiyatlarının enflasyon etkisini göz önünde bulundurarak çalışıyoruz. Enflasyonun aşağı gidişini hızlandırmak için bu süreci mümkün olduğu kadar zamsız götürmek istiyoruz.
“FATURALANDIRMADA YENİ MODEL NASIL OLACAK?”
Belli bir seviyenin üzerine ulaşmış bir tüketici üst gelir durumunda tüketici. Evinde bulunan elektrikli cihazların çok olduğunu düşünelim. 400-500 kilovat diyelim. Burada destek gruplarını doğru tanımlamak önemli. Bu bizim OVP programında var. 2024 tüketimlerine bakarak uygulamaya geçmek istiyoruz. Türkiye’de yaklaşık 36 milyon civarında abone var. Yüzde 3’lük bir dilim yüksek tüketim grubu olabileceğini düşünüyoruz. Onlara ‘elektriğin maliyeti budur, bu maliyeti ödeyin’ diyeceğiz. Üzerinde çalışıyoruz. 2025 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu tüketim grubunun, tüketimin veya talebin fiyat esnekliği diye bir kavram vardır. Bu sizin gelir seviyenizle, konforunuzla, beklentinizle alakalı bir şey. Doğrusu böyle bir tüketim grubunun bu maliyetlere katlanabilmesinin uygun olduğunu, destek gruplarını daha rahatlatacağını söyleyebilirim. Burada öngöremediğimiz şeyler olabilir. Kırsalda 1 sayaçtan belki 3 aile, baba ve 2 oğlu aynı yerde oturuyor Netice itibariyle tüketimleri o rakamı geçmiş olur. Hassas süreçler olduğu için titiz çalışma yapmamız lazım. Çalışma bittikten sonra kamuoyuyla paylaşmamız daha doğru olur. İstisnaları hesaba katarak hata yapmamaya çalışıyoruz. İşin özünde maliyetine katlanabilecek grupların maliyet esaslı fiyatlandırmaya geçmeyi hedefliyoruz.
AKDENİZ’DE GAZ ARAYIŞI NE DURUMDA?
Akdeniz mavi vatanın en önemli parçası. Biz bunu kendi mühendislerimizle yapmazsak, bize bunu yapmayacaklarını biliyorduk. Gerek İsrail ve Mısır o dönemde Akdeniz’de doğalgaz keşfi yapmışlardı. Akdeniz’de 9 tane derin deniz sondajımız var. Kıbrıs’ın güneyinde dahi, gidilmesi tahayyül edilemeyen lokasyonda bile sondaj yaptık. Adanın güneyi ve doğusunda sondajlarımızı yaptık. Ama Karadeniz’deki gibi üretebilir potansiyel keşfedemediğimiz için ağırlığımızı ilk etapta Karadeniz’e verdik. Orada ilk sondajımızı tarihin en büyük keşfini yaptık. Mavi vatandan vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Akdeniz’de farklı perspektiften buralara tekrar gireceğiz.
“ORUÇ REİS SOMALİ’YE GİDECEK”
Oruç Reis’i Somali’ye göndereceğiz. Somali’de Oruç Reis sismik çalışma yapacak. Türkiye olarak Karadeniz’deki keşif, Gabar’daki petrol keşfi ve üretimimiz. Ülkemizin ekonomisi büyüyor, ihtiyaçlarımız artıyor. Günlük 2 milyon varile ihtiyacımız var. Biz şu anda yaklaşık 250 bin varil üretiyoruz. Daha gidecek çok yolumuz var. Türkiye’den elbette bulacağız. Nasıl Şahdeniz’de Azerbaycan’da, Hazar Denizi’nde ortaksa, Irak’ta ortaklığımız varsa, dünyanın farklı coğrafyalarında da olacağız. Oruç Reis şimdi ilk adımı atıyor. Orada bize verilen 3 blok var. Çıkan değerlendirmelere, analizlere göre diyeceğiz ki ‘Biz burada şu sondajı yapacağız’. Ümit ediyoruz ki, inşallah bir keşifle neticelenir.