Mine Özdemir GÜNELİ –Bilgisayar, tablet, akıllı telefondan tek tuşla ulaşılabilen dijital oyunlar, yaşa uygun olmadığında ve uzun süre oynandığında çocuklarda ve gençlerde ciddi psikolojik rahatsızlıklara neden olabiliyor. Öyle ki Momo ve Mavi Balina oyunlarından sonra şimdi de içinde şiddet sahneleri olan dijital bir korku oyununun başkarakteri Huggy Wuggy, çocukların psikolojisini alt üst ediyor. Bu yıl CİMER’e kadar ulaşan şikâyetlere göre okullarda öğrencilerin kendi aralarında boğaz sıkma davranışının artmasının sebebi olarak bu oyun gösteriliyor. Peki, dijital oyunları yasaklamak çözüm mü? Bu soruyu ve dijital oyun dünyasının çocuklar üzerindeki etkilerini Klinik Psikolog, Aile ve Çift Terapisti Gözde Avşar’a sorduk:
Dijital oyunlar, çocukları bilişsel ve davranışsal olarak nasıl etkiliyor?
Çocuklar artık çok erken yaşta teknolojiyle tanışıyor. Çocuğumuzun bilişsel ve motor becerilerinin gelişimiyle ilgili bir yorum yapabilmek için teknolojik alet kullanımına bakılması iyi bir gösterge değil. Tam tersine çocuk ne kadar geç teknolojik aletlerle tanışır ve fiziksel dünyayla etkin bir ilişki halinde olursa, bilişsel ve davranışsal gelişimi o kadar sağlıklı olacaktır. Dijital oyunlarla geçen uzun süreler, çocukların gittikçe yalnızlaşmasına ve sosyal becerilerinin gelişiminin yavaşlamasına neden olabiliyor. Dijital oyunlarla çok vakit geçiren çocuklar normal oyunlardan keyif alamaz hale gelebiliyor. Dijitalde çok hızlı bir işleyiş var. Çocuk tek bir tuşa basarak birçok şeyi değiştirebiliyor. Dijitaldeki bu hız, çocukların günlük yaşamı için çok büyük bir tehdit oluşturuyor. Çünkü günlük hayatta hiçbir şey bu kadar hızlı değil. Bu yüzden çocuklar hayatın normal hızına uyum sağlamakta zorlanıyor ve dikkatlerini bir yere odaklamakta güçlük yaşayabiliyorlar. Derslere odaklanma güçlüğü ortaya çıkıyor.
Dijital oyunların çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini aileler nasıl anlayabilir?
Daha önceden olmayan korkular, şiddet eğiliminin artması gibi beklenmeyen her davranış bir işaret olabilir. Çocuklar belli bir yaşa kadar soyut kavramları çok anlamlandıramadıklarından, özellikle ölüm gibi daha soyut şeylerle ilk olarak oyunda karşılaştıklarında bunu anlamlandırmakta güçlük yaşayabilirler. Çocuğun günlük yaşam akışını etkilemesi de olumsuz bir sonuçtur. Eğer ödev yapması ya da ders çalışması gereken vakti bilgisayar başında geçirmek istiyorsa, dijital oyunları arkadaşlarıyla ya da yakınlarıyla görüşmeye tercih ediyorsa, çocuğun dikkati ve odaklanmasıyla ilgili farklılıklar gözleniyorsa birtakım önlemler alma vakti gelmiş demektir.
Bazı dijital oyunların ve oyun karakterlerinin çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğine dair şikâyetler var. Örneğin Huggy Wuggy’nin yasaklanması gerektiği tartışılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, bir dönem de mavi balina oyunu aynı etkiyi yaratmıştı. Huggy Wuggy de 12 yaş altı çocukların hiçbir şekilde maruz kalmaması gereken bir karakter. Yine çocuğun yaş dönemine uygun içeriklere maruz kalmasının önemi ortaya çıkıyor. Çocuklarımızın dijital içeriklere ulaşımı konusunda onlara her zaman rehberlik etmemiz gerekiyor. Bizler birer yetişkin olarak muhakkak ki çocuklarımızın hangi oyunları oynadığını yakından takip etmeli, içeriklerini araştırmalı, uygun olmayan oyunlara ulaşımlarını kısıtlamalı ve bunun olası zararlarını da çocuklarımızla paylaşmalıyız.
Online alışveriş sitelerinin çoğunda satışa sunulan Huggy Wuggy peluş oyuncağın tükendiği görülüyor.
‘Sınırları net çizin’
Dijital oyunlar tamamen yasaklanmalı mı, zararlarından korunmak için başka çözüm yolları var mı?
Yasaklanan şey sadece daha da cazip hale gelir. Dijital oyunlar etkili ve yeteri kadar kullanıldığı takdirde, çocuğun eleştirel düşünme kapasitesini, problem çözme becerilerini, zihinsel kapasitesini artıran, agresyon ya da saldırganlık gibi duygularının sağlıklı bir boşalım yaşamasını sağlayan etkilere sahip. Yapmamız gereken şey yasaklar koymak yerine doğru kullanım şeklini çocuklarımıza öğretmek. Düşüncelerimizi, kaygılarımızı çocuklarımızla paylaşabilir, bununla ilgili çözüm yollarını onlarla konuşarak bulmaya çalışabilir ve sağlıklı kullanım süresini belirleyerek bu süreye uyması konusunda çocuğumuza öncülük edebiliriz. Sınırların net ve delinmez olması çocuğun otokontrolünü sağlamak noktasında çok önemli. Belirlediğiniz süreyi en başta çocuğunuzla paylaşmalı, bu sürenin bitmesine yakın çocuğa çeşitli aralıklarla hatırlatmalar yapılmalı ve süre bittiğinde ise bunun esnetilmemesinin onun sağlığı için önemli olduğunu söyleyerek başka bir aktiviteye yönlendirilmeli.
YARIN: Hangi yaşta hangi oyunlar oynanmalı?