OZAN ÖMER KADÜKER – Depremin yaşandığı 10 şehirden farklı illere nakilleri gerçekleştirilen 200 bini aşkın öğrenci hem depremin şokunu atlatmaya hem de yeni şehir, okul ve arkadaşlara uyum sağlamaya çalışıyor. Öğrencilerin bir kısmı nakil olduğu illerde eğitime başlamışken hâlâ okula başlamaya hazır olmayan çocuklar var.
Öğretmen Ağı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğinde gerçekleştirilen ‘Depremin Ardından Okula Dönüş Yolunu Birlikte Yürümek’ isimli deneyim paylaşımı serisinde öğretmenler mevcut duruma dair gözlemlerini aktardı. Öğretmenlerin verdiği bilgiler depremin her çocuğu farklı düzey ve biçimde etkilediğini ortaya koydu. Bir öğretmen, “Konuşmaya çok kapalılar. Karşılarında çaresiz kaldığımı, ne diyeceğimi bilemediğimi hissettim” derken bir diğer öğretmen ise “Çocuklara ‘1 ay oldu görüşmeyeli, nasılsınız, anlatmak ister misiniz?’ dediğimde bir sürü el kalktı” diyerek konuşmaya ihtiyacı olan öğrencilere dikkat çekti. Bu durum farklılaşan ihtiyaç ve ihtiyaca yönelik yaklaşım gerekliliğini ortaya koyuyor.
‘Korku çok büyüktü’
Mersin’de görev yapan Öğretmen Ağı Değişim Elçisi ve Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Mehmet Cemal Yıldız “Okulların açıldığı ilk hafta, okulun neredeyse 3’te 2’sine yakını yoktu. Aileler göndermediler, çocuklar gelmek istemediler. Korku çok büyüktü” diyerek yaşanan travmaya dikkat çekti. Yıldız’ın izlenimleri şöyle: “Geçmişte olan, değer verdiği, yaşadığı yani bağlandığı evi, arkadaşları, okulu, öğretmenleri, her şeyi kaybettiler. Sınıfta da herkes bir şekilde etkilendi. Biz sadece travmayı direkt yaşayan değil bu travmaya tanık olanlara, bunları duyanlara da bu konuda afetten etkilenen insanlar olarak bakıyoruz.”
Akademik kaygı olmamalı
Deprem bölgesinden gelen ilkokul öğrencilerinin ortaokul ve lise öğrencilerine göre sınıflarda daha hızlı bağ kurabildikleri görülüyor. Bu noktada öğretmenlere büyük görev düşüyor.
Fen Bilimleri Öğretmeni ve Öğretmen Ağı Değişim Elçisi Okan Aksoy’un yapılacaklar konusunda önerileri şöyle: “Öğrencinin üstün yararı gözetilmeli, akademik kaygılar çocuğun duyuşsal ihtiyaçlarını gölgelememeli, depremden doğrudan etkilenmiş öğrencilerin uyumu için depremden doğrudan etkilenmemiş öğrencilerle yol haritası oluşturulabilir, acıma temelli yerine hak temelli yaklaşım vurgulanmalı.”
MEB, çadır iddialarını yalanladı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), deprem bölgesinden satın alınan çadırların Bursa’ya getirilerek üzerine logo basıldığı ve yeniden bölgeye gönderildiğine ilişkin iddiaların doğru olmadığını açıkladı.
Konuyla ilgili müfettiş görevlendirildiğini kaydeden MEB, açıklamasında “Bir sendika tarafından kanıta dayalı olmadan ortaya atılan iddia ve ‘sosyal medya dedikodusu’ ile depremzedeler için canla başla çalışan, gecesini gündüzüne katarak üreten ve deprem yaralarını sarmaya çalışan meslek liselerimizin öğretmen, öğrenci ve yöneticilerine yönelik bir karalama kampanyası yürütülmüştür” ifadelerine yer verdi. MEB, ayrıca somut delile dayanmayan iddialarla ilgili gerekli yasal işlemlerin başlatıldığını duyurdu.