Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Türkiye, 2023’ün şubat ayında Kahramanmaraş’tan gelen deprem haberiyle sarsılmıştı. 6 Şubat depremlerin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen, bölge zaman zaman 5’in üzerinde artçılarla sarsılıyor. 4 Aralık’ta Bursa Gemlik’ten gelen deprem haberi ise henüz 1 yıl olmadan deprem korkusunu tazeledi. Gemlik’te dün saat 10.42’de meydana gelen depremden 3 dakika sonra bir deprem daha hissedildi. Kandilli Rasathanesi’ne göre ilk deprem 5.1, ikinci deprem ise 3.3 büyüklüğündeydi. AFAD ise Gemlik’te yaşanan depremlerin 5.1 ve 4.5 büyüklüğünde olduğunu açıkladı. Deprem sonrası 4 saat içinde ise 45-50 civarı artçı sarsıntı meydana geldi. En büyüğü 3.8, en küçüğü ise 1.4 büyüklüğünde olan artçıların ise ilerleyen saat ve günlerde azalması bekleniyor. Peki Gemlik’te yaşanan deprem ne ifade ediyor? Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu, Gemlik’te art arda yaşanan depremleri Milliyet.com.tr için yorumladı.
3 SAAT 30 DAKİKADA 49 DEPREM
Bursa’nın Gemlik ilçesinde saat 10.42’de meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremin ardından 49 artçı sarsıntı kaydedildi. 7’si 3’ün üzerinde olan bu depremler bölgede korku yarattı. Prof. Dr. Murat Utkucu Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAF) üzerindeki bölgeyi tüm detaylarıyla değerlendirdi. Prof. Dr. Utkucu, ‘deprem tehlikesi en yüksek fay zonu’ olduğunu belirterek KAF ile ilgili şöyle konuştu:
“Mudanya açıklarında meydana gelen 4 Aralık 2023 Gemlik Körfezi Depremi (M=5.1) Türkiye’nin deprem tehlikesi en yüksek fay zonu olan Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Orta Kol’u üzerinde oluşmuştur. Orta Kol, Pamukova, Mekece, İznik, Gemlik, Bandırma ve Biga hattından geçerek Adalar Denizi’ne girmektedir. Marmara Bölgesi içinde uzanan Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun diğer kolları Kuzey ve Güney Kolları’dır. İstanbul açıklarından, Marmara Denizi altından geçen Kuzey Kol deprem potansiyeli açısından en tehlikeli olanıdır.”
‘2 YILDA BİR 5 İLA 5.5 NORMAL’
Sakarya Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre 1999 Gölcük Depremi’nin Gemlik depremlerini tetiklediği ortaya koyulmuştu. Prof. Dr. Utkucu, araştırmaya dikkat çekerek 1999 Gölcük Depremi’nin izlerinin hala sürdüğünün de altını çizdi. Prof. Dr. Utkucu, “Marmara Bölgesi içinde her 1-2 yılda bir 5.0-5.5 büyüklüğünde bir deprem yaşanması bölge içinde Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun uzanımı ve geçmiş depremselliği düşünüldüğünde deprem bilim açısından sıra dışı olarak değerlendirilebilecek bir durum değil” dedi.
“Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nde yürütülen proje kapsamında yapılan çalışmalar, 2006 Gemlik Körfezi Depremi’nin 1999 İzmit Depremi tarafından tetiklendiğini ortaya çıkarmıştır. Gemlik Körfezi yaklaşık 2004 yılından bu yana 1999 İzmit Depremi gerilme yükü altındadır. Dolayısıyla son yaşanan depremi de 1999 İzmit Depremi’nin tetiklediği bir deprem olarak ele alabiliriz Bu bağlamda Orta Kol’un Adalar Denizi’ne girdiği konumda oluşan Şubat 2017 Ayvacık (Çanakkale) deprem silsilesini de (5.0 ila 5.3 arasında 4 deprem) hatırlatalım.” – Prof. Dr. Murat Utkucu
Prof. Dr. Utkucu Gemlik merkezli depremin tetikleyici olup olamayacağı hakkında ise bu büyüklükte bir depremin 1-2 km’yi aşmayan bir fay kırılması sonucu oluştuğunu ve ancak 4-5 km civardaki faylar üzerinde gerilme artışı ya da düşümü oluşturabileceğini söyledi.
8 BÜYÜK DEPREMİN SONUNCUSU 1964’TE YAŞANDI
Gemlik’te yaşanan depremin ardından tarihsel kayıtlar da oldukça dikkat çekici. 2 aya varan yakın aralıklarla kayda geçen büyük depremleri hatırlatan Prof. Dr. Murat Utkucu, KAF’ın güney kolunda yaşanan depremleri şöyle sıraladı:
“Yapılan çalışmalar Orta Kol’un Pamukova-Gemlik arası kesiminin yaklaşık 7.2 büyüklüğündeki 1419 depremi ile kırıldığına ve yaklaşık 7.1 büyüklüğündeki 1556 Depremi’nin de büyük olasılıkla Gemlik-Bandırma arasındaki fay kesimi üzerinde oluştuğuna işaret ediyor. Güncel depremin yakın civarında, Kuzey ve Güney Kollar üzerinde 1850 yılından bu yana meydana gelmiş depremler arasında 19 Nisan 1850 Ulubat (6.1), 28 Şubat 1855 Bursa (7.1), 11 Nisan 1855 Bursa (6.3), 6 Kasım 1863 Gemlik (5.0) 10 Temmuz 1894 İstanbul (7.3) ve 6 Ekim 1964 Manyas (6.8) depremleri sıralanabilir.”
‘GEMLİK DEĞİL SİLİVRİ BİR İŞARETTİ’
Gemlik merkezli 5.1 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul Esenler ve Küçükçekmece’deki bir binada çatlak olduğu ve Mudanya’da da 1 binada çatlak olduğu yönünde ihbarlar geldi. İhbarlardan sonra yeniden gündeme gelen, büyük İstanbul Depremi’nin ayak seslerini duyuyor olabileceğimiz ihtimalini değerlendiren Prof. Dr. Murat Utkucu, dün Gemlik’te ve 4 yıl önce ise Silivri’de olan depremin ne ifade ettiğini de yorumladı:
“Kuzey Kol’un İstanbul açıklarında kalan Doğu Marmara Denizi altındaki kesiminin 7.0 ve daha büyük deprem üretme potansiyelinde bir sismik boşluk olduğu kamuoyu tarafından bilinen bir gerçek. Orta Kol’un da Pamukova-Bandırma arası kesimi yaklaşık 500 yıldır 7.0 ve daha büyük deprem üretmemiştir. Dolayısıyla deprem tehlikesi var. Ancak dünkü gibi depremlerin, büyük bir depremin kesin bir işareti olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Unutmayalım ki depremlerin büyük bir depremin öncüsü olarak nitelendirilmeleri ancak büyük deprem oluştuktan sonra yapılır. Kuzey Kol üzerinde, hem de beklenen İstanbul depremini üreteceği düşünülen sismik boşluğun batı ucunda 26 Eylül 2019 Silivri Depremi (5.8) meydana geldi. Bu deprem beklenen büyük bir depremin işareti. Çünkü 250 yıldır büyük bir deprem üretmemiş bir ana fayın diri olduğuna ve gerilim biriktirdiğine işaret ediyor. Beklenen büyük deprem geçen 4 yıl içinde olmadı. Beklenen büyük İstanbul depremi 2019 Silivri depreminin ertesi günü de olsaydı ya da günümüzden 40-50 yıl sonra da oluşsa sismoloji yani deprem bilim açısından bir sıra dışılık yoktur. Dünkü deprem için de benzer şeyler söylenebilir.”
DENİZDEKİ KÖPÜRMENİN SEBEBİ NE?
Dün Gemlik’te art arda yaşanan iki depremin ardından Kartal’da denizde bir hareketlilik ve köpürme olduğuna dair de paylaşımlar yapıldı. Deprem sonrası çekilen görüntülere göre Marmara Denizi’nin sığ noktalarında bölgesel bir dalgalanma olduğu kaydedildi. Görüntüleri değerlendiren ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Kıyı ve Deniz Mühendisliği Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, “Depremler zaman zaman deniz tabanını hareketlendirir. Su derinliği sığ olan yerlerde bulanıklık ve dalgalar oluşturabilir. Ancak bu deprem büyüklüğü 5.5’ten küçük olduğu için tsunami oluşturma olasılığı zayıf. Daha önce o bölge için yaptığımız araştırmaya göre ise bu depremin merkezinin olduğu yerde tsunami kaynağı bulunmuyor. Deprem sonrası deniz yüzeyinde bu tür hareketlenmeler olabilir. Endişelenecek bir durum yok” dedi.