Dayanışma artacak yatırım çoğalacak

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Türk Telekom olarak, afetin ilk anından itibaren iletişimi tesis etmek, çalışanlarımızın güvenliğini sağlamak, kurtarma ve hasar giderme çalışmalarına elimizden gelen her türlü desteği vermek için tüm kaynaklarımızı seferber ettik” dedi.

Türk Telekom finansal sonuçlarını açıkladı. 2022’de 13 milyar 931 milyon liralık yatırım yapan Türk Telekom, 2023 yatırım öngörüsünü ise 17 milyar – 19 milyar lira aralığında belirledi.

Finansal sonuçları ve gündemi değerlendiren CEO Ümit Önal, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin tüm Türkiye’yi yasa boğduğunu hatırlatarak, “En başından bu yana sahadayız. Yaraları birlikte saracağız. Afet bölgesindeki konteynırlara ve çadır kentlere fiber ve WiFi desteği götürüyoruz. Eğitimden sağlığa, günlük yaşam ihtiyaçlarına kadar her konuda destek oluyoruz. Milletimizin hep birlikte iyileşmek için gösterdiği eşsiz ve samimi birlikten güç alıyoruz” dedi.

Finansal sonuçlarına göre 2022’de 48 milyar 42 milyon TL gelir elde eden şirket, yıllık yüzde 40.2’lik artış ile gelir büyümesini devam ettirdi. Faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı (FAVÖK) 2022’de 19 milyar 148 milyon TL’ye ulaşan Türk Telekom, FAVÖK marjını ise yüzde 39.9 olarak açıkladı. Türk Telekom’un 2022’deki net kârı ise 4 milyar 135 milyon TL oldu. Şirketin 2022’deki yatırım harcamaları ise 13 milyar 931 milyon TL olarak kaydedildi.

‘ULUSAL DOLAŞIM İÇİN PROVA LAZIM’

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal’ın düzenlediği basın toplantısındaki sorulara verdiği yanıtlar özetle şu şekilde:

– “Daha yapısal tedbirler almak üzere devlette ilgili düzenleyici kuruluşlar ve afet koordinasyon merkezleri dahil, artı operatörler kendi içimizde, iletişimi ayakta tutmak için neler yapmak lazım, konuşuyoruz. Enerji meselesinde kritik kararlar gerekiyor. Baz istasyonlarının mimarisi, onlara akaryakıtı düzenli sağlayacak stok, jeneratör tipleri, yakıt ikmali için düzenlemelerle ilgili hükümet yetkilileri ile görüşmeler yapılıyor.

– İstanbul konusunda… Tek bir operatörün, tek bir markanın tek başına üstlenebileceği ya da rekabetin önde olduğu bir mantıkla yönetilebilecek bir süreç değil afet süreçleri… Afet süreçlerini milli bir sorumlulukla yönetmek gerekiyor.

Biz afet anında iletişim ve birlikte çalışma motivasyonuyla afet dışı zamanlardaki rekabet ortamının birbirinden ayrılması gerektiğini düşünüyoruz. Afet döneminde ‘national roaming’in (ulusal dolaşım – bütün operatörlerin aktif haldeki baz istasyonlarını birbirlerine açması) halledebileceği konular var. Hemen Türkiye’nin bir bölümünde birkaç milyon aboneyi baz alan bir pilot çalışmayla ulusal dolaşım provası yapmamız, bu testi yaptıktan sonra bütün Türkiye’ye uygulamamız mümkün olacaktır.

– Riskli binaların operatörlerle paylaşılması daha kolaylaştırıcı olacaktır. Bizim gibi kamu hizmeti gören, iletişimi her bir noktaya taşımakla yükümlü işletmelerin de üzerine düşen görevler var. Bunları ödev olarak aldığımızı söylemem gerek.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir