Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı Dönemi’nde henüz genç bir subay iken spora büyük önem veriyordu. 1915 yılında müfettiş sıfatıyla hazırladığı raporda, okullarda jimnastiğe ayrılan sürenin artırılmasına dair raporunu hükümete sunmuştu. Kurtuluş Savaşı’nda vatanın kurtarılması ve 1923’te Cumhuriyet’in kurulmasının ardından başlatılan atılım döneminde sporun da önemli bir yeri oldu. Ayrıca kadınlar da bu yeni dönemde, sporun içinde yer almaya başlayacaktı. Genç Türkiye, Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra, parasızlığına rağmen 1924 Paris Olimpiyatları’na katıldı. Cumhuriyetin ilk yıllarında voleybolda Türk kadınının öncü ismi ise Suphiye Fırat adını da kullanan Sabiha Gürayman idi. Fenerbahçe erkek takımında oynadığı yıllarda taraftar kendisine “Uçan Parmaklar” adını takmıştı.
Marmara Üniversitesi’nden Ayşe Atalay’ın uluslaşma döneminde kadın ve sporla ilgili çalışmasına göre; Beden Eğitimi öğretmeni yetiştirecek okulların hizmete girmesi için 1926 yılında İstanbul Çapa Kız Öğretmen Okulu’nda bir spor kursu açıldı. Bu kurs için İsveç’ten biri kadın iki öğretmen getirtildi. Dokuz ay süren bu kursta başarı gösterenler yurt dışına gönderildi. 1926 yılında Türk kadını ilk defa atletizm pistlerinde kendini gösterdi.
Kadınların kürek sporunda yer alışları ise 1927 yılında oldu. Nezihe (1911), Fitnat (1910), ve Melek Özdil (1916) kardeşler kürek sporunda Fenerbahçe Spor Kulübü adına 1930-1942 yılları arasında tüm birincilikleri aldı. Kadınlar, tenis kortlarında ise 1923 yılında çıkmaya başlamıştı. 1929 yılında kadınlar, Ankara’da tenis kulübü kurdu. Türk kadını bisiklet sporuyla da 1930 yılında tanıştı. İlk kadın terbiye-i bedeniye muallimesi Mesadet Saver, 1931’de Taksim Stadyumu’nda 19 Mayıs gösterilerini yönetti.
İKİ KADIN EKSRİMCİ
İlk kadın jimnastikcilerimizden Mübeccel Argun, 1941 yılında modern bir spor salonu açtı. 1930’larda ise Huriye Hanım, Adana Seyhan Kulübü’nün başkanlığını üstlendi. Beden Terbiyesi Teşkilatı’nda ise ilk federasyon üyesi kadın, Güneş Çapa oldu. Azade Tarcan, ablası Selma Tarcan ile Berlin’de jimnastik eğitimi aldı. 1936 yılında Berlin’de yapılan Olimpiyat Oyunları’nda iki eskrimci kadın sporcu, Halet Çambel ve Suat Aşeni, Türkiye’yi temsil etti. Araya giren İkinci Dünya Savaşı, 1940’lı yıllarda spor faaliyetlerini “savaşın kanı” içinde boğdu. 1948 yılında savaş sonrası Londra’da yapılan ilk olimpiyatlarda bu kez genç kadın atletimiz Üner Teoman pistlere çıkacaktı.
VOLEYBOLUN ÖNCÜ KADINI
Voleybolda ise Türk kadınının öncü isimlerinden biri, Suphiye Fırat ve Sabiha Rıfat adlarını da kullanan Sabiha Gürayman olacaktı. Sabiha Hanım, 1910 Manastır doğumluydu. Çocukluğunun bir bölümü işgal altındaki İstanbul’da geçti. İlköğrenimini Beşiktaş Esma Sultan İlkokulu’nda aldı. 1925’te Nişantaşı Kız Ortaokulu’ndan, ardından da İstanbul Kız Lisesi’nden mezun oldu. 1927’de Mühendis Mekteb-i Âlîsi’ne (Günümüzün İstanbul Teknik Üniversitesi) girdi. İlk defa kız öğrenci alan okulun ilk kız öğrencisi idi. Üniversite yıllarında voleybol sporu ile ilgilendi. 1927 yılında Fenerbahçe Külübü içinde kurulan Türkiye’nin ilk kadın voleybol takımının kaptanıydı. Kaptanı olduğu kız takımının ömrü, rakipsizlik nedeniyle uzun sürmedi. 1929 yılında takım dağıldı. Sabiha Hanım, Fenerbahçe erkek voleybol takımında forma giymeye başladı. Fenerbahçe taraftarları tarafından “Uçan Parmaklar” ismi takıldı. 1933 yılında mühendislik eğitimini tamamladı. Mühendis olarak Türkiye’nin birçok yerinde okul, hükümet konağı ve resmi binanın yapımında çalışan Sabiha Hanım, Anıtkabir’in inşaatında kontrol şefi olarak görev yaptı.
ELTOPU FEDERASYONU
Türkiye Voleybol Federasyonu, 1958’de VoleybolEltopu Federasyonu adıyla kuruldu. Türkiye’de voleybola ilgi 1919’da başladı. Ülkenin ilk beden eğitimi öğretmenlerini yetiştiren Selim Sırrı Tarcan, Türkiye’de voleybol sporunun altyapısını okullarda kurarak başlatan ilk isimdir. 1924-1948 arası bölgesel olarak yürütülen voleybol şampiyonaları, 1948- 1970 arası Türkiye Voleybol Şampiyonası olarak organize edildi. Erkeklerde 1970- 1971 sezonundan itibaren, kadınlarda ise 1984-1985 sezonundan itibaren Türkiye’de Deplasmanlı Voleybol Ligi’ne geçildi. Türkiye, voleybolda ilk uluslararası resmi turnuva olarak Erkek Milli Takımı ile 1956’da Paris’te yapılan Erkekler Dünya Voleybol Şampiyonası’na katıldı. Kadınlar ise ilk uluslararası karşılaşmasını, 1957’de “Uluslararası İstanbul Turnuvası”nda yaptı. 1963’te ise Romanya’da yapılan Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’na katıldı.